MİSYONERLİK -2-
İslam dini, bütün beşere şamil bir din olarak gelmiştir. Uygulamaları ile, inanları kardeş yapan, adaleti hükmü altındaki bütün insanlara eşit olarak uygulayan, ayrımcılık yapmayan bir din dir. Tarihimizdeki örnekleri ile, Bir Sultan’ ı bir gayri müslimin davası karşısında suçlu bularak ceza kesen. Kadıların menkibeleri ile doludur. Askerinin geçtiği topraklarda tek bir salkım üzümün veya elmanın HARAMİYETİ NDEN kaçarak HELALİ ÖN PLANA ÇIKARAN bir DİNDİR. Buna rağmen bazı sual ve cevaplarla konuyu irdeleyebiliriz.
Bu konuda şu suale muhatap olabiliriz, “Biz Almanya’da cami açmıyor muyuz, elbette Hrstiyanlar da burada kilise açmalıdır” denmektedir? Türk’lerde ‘ “R uhani Müslüman Devleti” kurmakla ilgili bir teşkilatlanması yok. Böyle bir çalışması da yok. Münferit kabul edilebilir, bazı Cemaatlerin bu tür söylemleri i görülse de, bunların Diyanet teşkilatı ile ilgi ve ilişkisi görülmüyor. Bilhassa Diyanetin bu tür faaliyetlere karşı olusu görülüyor.
Gerek İtalyan PAPA’ lığı ve bilhassa Fener PATRİKLİGİ, Ülke ülke dolaşarak, EKÜMENLİK iddiası arkasında, Bu topraklar bizimdir, iddiası ile, Türkleri buradan orta Asya’ya geldikleri yerlere süreceğiz derlerken. Almanya ve diğer Avrupa ülkelerindeki Türk’lerin o devletler toprakları üzerinde böyle bir iddiaları olmadı ve olmuyor.
Müslümanlar Avrupa da gizli “Cami evler” açarak, Bilgisiz, kendini boşlukta hisseden, issiz, parasız, insanlara herhangi bir vaatte bulunarak Müslümanlaştırma eyleminde olmuyorlar. Türk Devletinin böyle bir faaliyet için, Gizli ödenekleri, gizli kararları görülmüyor.
Avrupa ve Amerika kökenli, birçok vakıfların bu konudaki faaliyetleri bilinmekte ve harcamaları gözlenmektedir. Lisan eğitimi adı altında faaliyet gösteren, Misyonerlerin işi daha da geliştirerek Kilise evler olarak çıkışları, buna malzeme bulabilmeleri, kendi ülkemizde İslamiyet’i anlatabilmede noksanlıklarımızın olduğunu göstermektedir.
Müslümanlar, Avrupa’da Protestan-Katolik çekişmesini kışkırtmıyor. Almanya da Camiler, Müslümanların yoğun olarak yaşadıkları yerlerde, ibadet ihtiyacını görmek için açılıyor. Bunu bilen Avrupa ve Almanya Hükümetleri ve yerel yönetimleri, bu konularda Türk’lere yardımcı oluyor. İngiltere deki son terör olaylarında, Türk’lerin tavır ve davranışlarının örnek teşkil olması, Türklerin ayırıcı değil, birleştirici, Anarşi çıkarıcı değil, yönetime yardımcı zihniyette olduklarını kabul ediyor.
MİSYONER lerin dağıttıkları kitaplarda ve içindeki haritalarda, Anadolu’nun Güney doğusunun YAHUDİLER’ce ARZ-I MEV’ UT diyerek, vaat edilmiş toprakları içine aldıkları, HİRİSTİYAN’larca da tamamının kendilerine ait olduğu davasını gütmeleri HAÇLI zihniyetinin devam ettirildiği, birçok olayda dile getirilmektedir. (Jorc Pust-Sarkozi)
.
Şehrimizde bilhassa üniversite öğrencileri üzerinde yoğunluk gösteren bu faaliyetlerin, değişik boyutlarda bu günlerde önümüze çıktığıdır. Bu konuda Adnan Odabaşın “dikkat misyoner geliyor”kitabının kaynak bir eser olarak okunması ve okutulması gerekli bir çalışma olduğunu belirtmeyi faydalı görüyorum.
(devamı var)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.