Neden Kudüs?
Çünkü Kudüs, ilk kıblemiz, ikinci mescidimiz ve üçüncü haremimiz Mescid-i Aksa’yı bağrında barındırmaktadır.
Çünkü Kudüs, İsra ve Miraç mucizelerinin gerçekleştiği beldedir. Peygamber Efendimiz (sav) Mescid-i Aksa’da bütün peygamberlere namaz kıldırmış ve Allah (c.c) nûn huzuruna buradan çıkmıştır.
Çünkü Kudüs, 400 yıl Osmanlı himayesinde kalmış ve bu döneme ait yüzlerce tarihi eseri içinde barındıran bir İslam şehridir. Bu eserlerin bir çoğu camii ve mescitlerden oluşmakta ve Kudüs’ün İslami kimliğini yansıtmaktadır. Bu eserlerin yok olması Kudüs’ün İslam kimliğinin yok olması demektir.
Çünkü Kudüs halkı her geçen gün işgalci İsrail devleti tarafından bilinçli bir şekilde yoksullaştırılmaktadır. (Kudüslü Müslümanların % 80’i yoksullukla mücadele etmektedir.)
Çünkü Kudüs ve civarında yaşayan Filistinli Müslümanların evleri yıkılmakta, işyerleri kapanmakta, tarım arazileri işgalciler tarafından yakılmaktadır.
Çünkü Kudüs’ün İslami kimliği yok edilerek Yahudileştirilmek istenmektedir.
Çünkü Kudüs’te her gün insan hakları ayaklar altına alınmaktadır. Dünyanın gözü önünde hemen her gün sokak ortasında yargısız infazlar yapılmaktadır.
Çünkü Kudüslü Müslümanlar İslam ümmetinin onuru olan Mescid-i Aksa’yı canları ve malları pahasına korumaktadır. Sırf Mescid-i Aksâ’ya yakın olduğu için oturdukları küçük ve bakımsız evlerine milyon dolarlık teklifler getiren Siyonistlere evlerini satmamakta ısrar etmektedirler
Çünkü Kudüs, müminlerin unuttuğu fakat gayrimüslimlerin hiç boş bırakmadığı bir yerdir.
Çünkü Kudüs, ne zaman Müslümanlar tarafından yönetilse dünyaya huzur hâkim olmuş ve masum kanı akıtılmamıştır. Kudüs 1917 yılından beri Siyonizm işgali altında ve dünyanın her yeri masum insanların kanıyla boyanmış vaziyettedir.
Çünkü Kudüs, haksız bir işgal altındadır.
Çünkü Kudüs kurtulursa dünya kurtulur.
Kudüs’e yardım eli uzatmak için aslında bunlardan daha fazla sebebimiz var.
Ayrıca müslümanlar için üç kutsal şehir vardır. Bunlar Mekke, Medine ve Kudüs'dür. Hz. Peygamber; "Ziyaretler ancak üç mekâna yapılır. Mekke'deki Mescidu'l-Haram'a, Medine'deki benim bu mescidime ve Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya." buyurmuştur.
Peygamber Efendimiz (sav)'ın cariyesi Meymune (ra): "Ey Resulullah! Bize Mescidi Aksa hakkındaki hükmün ne olduğunu bildir" dedi. Resulullah (sav) da şöyle buyurdu: "Oraya (Mescidi Aksa'ya) gidin ve içinde namaz kılın." -Hadisin ravisi dedi ki: "O zaman burası Daru'l-Harb'di (yani Müslüman olmayanların hakimiyeti altındaydı)."- (Resulullah (sav) sözlerine daha sonra şöyle devam etti): "Eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin." (Ebu Davud, Kitabu's-Salat, 14)
İslam alimlerine göre burada belirtilen zeytinyağı bir semboldür. Peygamber Efendimiz (sav) tarafından Kudüs'e ve Mescid-i Aksa'ya önem verilmesi tavsiye edilmiştir. Nitekim bu tavsiye doğrultusunda Hz. Ömer, Hicretin 14. yılında miladi takvime göre 636 yılında Islâm ordularını Suriye, Irak, Filistin ve Misir cephesinde Yezid b. Ebu Süfyan, Ubeyde b. Cerrah ve Allah'ın kılıcı Halid b. Velid (ra) komutasında göndermiştir. Bu ordular Allah'ın izniyle zaferden zafere koşmuşlar ve nihayet Kudüs'de bu seferler sonucunda Hz. Ömer'in de Kudüs topraklarına ayak basması ve gayrimüslimlere eman vermesiyle üçüncü haremimiz olan Mescid-i Aksa bölgesi de artık Müslümanlar'ın eline geçmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.