NEREDEN NEREYE
Günümüz insanı, insanlık tarihinin hiçbir zamanında, bu günkü kadar ÇETİN imtihana tabi tutulmamıştır.
Geçmişte ÜMMET “Bir Peygambere inanıp onun yolunda giden insanların hepsi” olma istekli bir toplum olmamız, yaşantımızı kolaylaştırdığı gibi, Sağduyunun ŞER olarak nitelendirdiği, (fert ve toplum için kötü şeyler) fiillerden, ferdi, aileyi, toplumu ve bir milleti korumuş ve muhafaza etmiştir.
MİLLİ-MANEVİ-ÖRF-ADET ve GELENEK’ lerini koruyan. Kendine has şahsiyeti ile, tarihe ALTIN SAYFALAR yazdıran. Efendi bir millet. Güçlü ve KENDİ KARARLARINI KENDİ VEREBİLEN İRADEYE SAHİP, toprak yapısı olarak dünyanın en büyük devleti iken, dış düşmanların yanı sıra, İçteki düşmanların asırları aşkın YIKMA PLANLARI na dayanamayarak, Çanakkale nin muhteşem zaferine rağmen, masa başında ki, SEVR denilen ÜLKEMİZİ TAKSİM oyunu sahneye kondu.
Siyonist ve Masonların başını çektigi, içimizdeki hain güçlerin birlikteligi bütün fitne kazanlarını, var güçleri ile kaynatarak, ülkemiz düşman işgaline hazır hale getirildi. Milletimizin değerlerini yok etme oyunları da fiilen devreye sokuldu. Birlik ve beraberlik gününde, ayrılıklar, ihtilaflar ve içki masalarındaki kararlar ile, Müslüman âlemine kefen biçenler, ortalara dökülüp kahraman ilan edildi.
İngiliz hariciye vekili, Çanakkale savaşından sonra. İngiliz lortlar kamarasında, “ Şu elimdeki Kur’an, Müslümanların İnanç kitabı, Onların birlik ve beraberliğini sağlayan fikir kaynağı, bunu onların ellerinden almadıkça muzaffer olamayız “ derken, İslâm âleminde ve ülkemizde olan olayların kademeli olarak, nerelerden, nerelere taşındığı yakın tarihi az çok yaşayanlar ve okuyanlar için malumdur.
FRENKLİĞİN her şeklini, hali ve ahvali ile yaşayan MODERNK’ lik adı altındaki şarlatanlıklar, Müslüman lıktan, Müminliğe geçemiyen insan tipleri ile, Tarihin hiçbir döneminde olmamış, ULUHİYETİ inkar eden, DİNSİZ insan tiplerinin ortaya çıkışıyla şekillendi.
MÜNAFIKLIK olarak tarif edilen, KÂFİR’ den daha tehlikeli olduğu bildirilen insanların, hükümferma olduğu bir dönemin, Ahır zaman anlatımlarında, DECCALİYET ve SÜFYANİYET başlığı ile Müminlere haber veren, İslam’ın Hatibi Peygamberimiz’e kulak verilmedikçe, kişilik tespiti, karakter ve oynadıkları rolleri değerlendirmenin mümkün olamayacağıdır.
Osmanlıyı yıkan Batılılar, İkinci dünya harbi ile İLAHİ CEZAYA çarptırılıp, Milyonlarca insanın kanı akıtılırken, Şehirler harabe haline gelmiş. İhanetin başrolündeki YAHUDİ milleti, Nazi takibi, Gaz odaları, Esir kampları ve katliamlar ile büyük bir vahşeti yaşamıştır. Genel tablo bu olmasına rağmen, olanlardan ibret alamayan insan oglu, bilhassa Yahudiler, bu imtihanında, yine kendini tuzağa düşürecek. İLAHİ GAZABI celb edecek, Batılı işbirlikçilerinin güdümünde, Gücü yettigi Filistin’lileri 68 yıldır, kendi SAPIK görüşleri doğrultusunda katlederek vahşet örnekleri sergilemektedirler. Bu görüntülere, kendini medeni ilan eden devletlerin sahte medenilelikleri, katliam ve vahşetleri, akan Müslüman kanına, gülerek bakmakta, kan da durmamaktadır
Kadim tarihte Hazreti Şit aleyhisselam’ın kavmi gibi, Bir tarafta Putlarına tapınan, evlerinde, işyerlerini putlarla süsleyen, öbür yanda Hz. Şit’i dinliyen günün insanlarının, Allah’ (C.C.) nın azabını celb eden davranışları bilinirken, günümüzdeki, Zelzele-Tayfun-Su baskınları-Tusunami-Hortumlar-Kuraklık gibi olayları, doğa olayı deyip geçiştirenlerin büyük gaflet içinde olduklarıdır. olanları gerçek manada yorumlamaktan kaçanların daha şedid ve dehşetli azapları davet ettikleri de görülmektedir.
Kâinatın yaratıcısı, Yüce Allah’ın yoluna dönülmedikçe, onun nizamı tanınmadıkça, insanlığın rahat yüzü göremeyeceği. Huzur’a kavuşamayacağı gerçeğinin bilinmesidir. Mehmet Akif’in, (Beş on kâfirin lafına kandık-Bir uykuya daldık ki, Cehennemde uyandık) deyişi ibret vermelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.