PADİŞAHIM SEN ÇOK YAŞA
Günün birinde padişahın biri yurdun bir köşesinde yer alan köye misafir olmuştur. Köylünün gösterdiği misafirperverliğe karşılık padişah da onlara bir hizmetle karşılık vermek istemiştir. Lakin bu hizmeti verirken halkın nereye odaklı olduğunun analizini yapmak yapısını çözümlemekte istemektedir. Çünkü o bir padişahtır ve onu ve erkânını karşılamak durumları iyi göstermek işin zaten alışagelmişliğidir.
Sadrazamını yanına çağırttırır ve köylüye teşekkür mahiyetinde ne gibi bir hizmet yapılacağını sorar. Sadrazam iki komşu köyü bir birinden ayıran bir derenin olduğunu ve bu dere yüzünden iki köy arasında ulaşımın zorlaştığını buraya yapılacak köprünün büyük bir hizmet olacağını iletir.
Padişah derhal köprünün yapılması emrini verir. Lakin köprünün birçok donanımın eksik bırakılmasını da emreder. Gün gelir köprü biter ve padişah sadrazamına sorar köylü ne âlemde bir şikâyetleri var mı? der. Sadrazam padişahım sen çok yaşa sağlığına duacıyız derler der. Aradan belli bir zaman geçer ve padişah yine aynı soruyu sorar köylü ne âlemde bir şikâyetleri var mı? der. Sadrazam yine padişahım sen çok yaşa sağlığına duacıyız derler der. Bu cevap üzerine padişah köprünün girişine bir gişe yapılmasını ve girişten ücret alınması emreder. Aradan belli bir zaman geçer ve padişah yine aynı soruyu sorar köylü ne âlemde bir şikâyetleri var mı? der. Sadrazam yine padişahım sen çok yaşa sağlığına duacıyız derler der. Bu cevap üzerine padişah köprünün çıkışına da bir gişe yapılmasını emreder çıkışta da para ödensinler o zaman der.
Aradan belli bir zaman geçer ve padişah yine aynı soruyu sorar köylü ne âlemde bir şikâyetleri var mı? der. Sadrazam yine padişahım sen çok yaşa sağlığına duacıyız derler der. Yine aynı cevabı alan padişah bu sefer biraz sinirlenerek o zaman ortaya da bir gişe koyun orada da para ödesinler o zaman der.
Aradan belli bir zaman geçer ve padişah yine aynı soruyu sorar köylü ne âlemde bir şikâyetleri var mı? der. Sadrazam yine padişahım sen çok yaşa sağlığına duacıyız derler der. Yine aynı durumla karşılaşmak padişahı sinirlenmekten çok şaşkınlığa düşürür.
Kısa süre düşündükten sonra en yağız en iri kıyım yeniçerilerden bir düzüne ayarlayın köprünün ortasına yerleştirin geleni düzsün gideni düzsün emrini verir. Aradan belli bir zaman geçer ve padişah yine aynı soruyu sorar köylü ne âlemde bir şikâyetleri var mı? der. Sadrazam yine padişahım sen çok yaşa sağlığına duacıyız derler der.
Padişah bu sefer feci hiddetlenmiştir ya sen yalan söylüyorsan ya bu köylü de bir tuhaflık bir var, köprünün etrafında bütün köylüyü toplatın ben gidip yerinde göreceğim durumu der.
Köylü köprünün etrafında toplanmış padişah alana gelmiştir ve hitap eder. Bir şikâyetiniz bir sıkıntınız var mı? Sıkılmadan söyleyiniz tez ola elimizden geleni yapalım sizleri dinliyorum ey ahali! der.
Padişah gözü ile bütün köylüyü süzer ve içinden ya bir tane namus ehli duruşlu hak söz sahibi yok mudur bu köyde bir tane çıkmaz mı ki yahu derken kalabalık içersinde bir kişi yarım yamalak elini kaldırıp kaldırmamak arasında kaldırır, çekindiği her halinden bellidir. Bu kişi kalabalık içersinde tek olduğu için padişahın gözüne batar evet sen, işte şu elini uzatan ve sonra indiren, sen evet söyle bakalım nedir sorun der.
Bu durum üzerine padişah içinden ümitlenir bir kişi de olsa haksızlık ve güç karşısında susmayan biri çıktı der. O kişi derin bir nefes alır yutkunur ve herkesin gözü ondadır ve birçoğu aman gözünü seveyim arıza çıkarma dercesine ona bakmaktadır. Ve o kişi sözü alır başlar konuşmaya hünkârım yaptığınız hizmetlere minnettarız. Sizlere ne kadar dua etsek az. Allah sizi başımızdan eksik etmesin der ve bir daha yutkunur ve cesaretini toplar söze devam eder. Bizlere bahşettiğiniz şu köprüde geçişler sırasında şu orta kısımda çok yığılma oluyor o alanda büyük kargaşalar çıkıyor ona bir çözüm bulsak sizlere daha da şükran ve dualarımızı sunarız der.
Bu sözler üzerine köylüde bir rahatlama padişahta büyük bir şaşkınlık belirir ve padişah önce köylüye sonra sadrazama büyük şaşırmışlıkla bakar sadece sadrazama çözün manasında baş işareti yapar ve sadrazam emri anladığını başı ile ima eder. Padişah söz alır bundan böyle bu köyün adı padişahım sen çok yaşa köyü olup benim yaşamım boyunca başka hiçbir hizmet verilmeyecektir size bu hikmet-i nimet yeter der. Köylü padişahım sen çok yaşa sağlığına duacıyız...
Dün 55-60 yaşlarında bir vatandaş gazetemize gelerek bir sıkıntısının olduğunu ve bunu sorumlu kişiye anlatmak istediğini belirtince hemen olaya müdahale edip konunun ne olduğunu sordum.
Yüksek ses tonu ve Karadeniz şivesiyle başladı anlatmaya..
Kardaşum ben hayatı boyunca hiçbir sicili olmayan tertemiz bir vatandaşum.
Evet kardeşim...
Geçenlerde arapamı otoparka çektum. Fiş almaduğum için penum arapama ceza kesmuşlar.
Pen de oni unuttum yaturmayu...
Sonra...
Ceza katlanarak büyümüşte büyümüş.
Evet sonra...
Gittim pelediyeye cebumda 80 tl para vardu.
Ceza ne kadar...
82 lira imuş. 2 lira için penden parayu almadılar.
Sonra...
Kızdum, pende yaturmadum.
Sonra ne oldu...
Vermişler peni avukata. Mal peyanında pulunmaduğum için hakkımda hapis cezası çıkarmuşlar.
Yapma be...
Sonrası daha da vahim. Aldılar polisler penu bir akşam içeriye.
Hayatta karakol nedur vallahi de pilmem ben.
Yattuk pir akşam içeruda. Polislerle kardaş olduk.
Sabah çıktum..
Dedum nedir suçum?
Adam mı öldürdum, terörist miyim?
Dediler pana "Sen 82 lira borcunu ödemedin amca. Mal beyanında da bulunmamışsın. Bundan dolayı da belediyenin avukatı sana ceza çıkarmış. Onun için karakolda yattın. Bu cezayı ödemezsem 3 ay daha ceza yatacaksın"dediler.
Gittum hemen parayu yaturtturdum.
Saldılar sağolsunlar...
Hayatumda ilk defa trafik cezası nedeniyle nezareti de gördum...
Allah beleduyemizden razi olsun...
Padişahum çok yaşasun.
Elleru dert görmesin...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.