Refah şilebi ve 168 deniz yıldızı
Yakın tarihimizde en hazin olaylardan birisi olan Refah faciası, özellikle o günü yaşamış olan Mersin'lileri oldukça etkilemiştir. Olayın diğer bir acı yönü de, bunun bir savaş gereği olmayışı, ağır bir ihmalin sonucu olmasıdır.
İkinci Dünya savaşı'ndan önce İngiltere'ye, İngiliz tersanelerinde inşa edilmek üzere sipariş edilen Murat Reis, Oruç Reis, Burak Reis ve Uluç Reis isimli denizaltılarını Türkiye'ye getirmek üzere Milli Savunma Bakanlığı'nca seçilmiş 19 Deniz Subayı, 72 Astsubay, 58 Er ile İngiltere'de staj görmek üzere ayrılan 20 Hava Harp Okulu öğrencisi ve bir kısmı sivil olmak üzere toplam 200 kişi Refah şilebi ile 23 Haziran 1941 günü Port Daid'e gitmek üzere Mersin'den hareket etmiştir.
Gemi Mersin'den 50 mil kadar ayrılmışken hangi ülke denizaltısı tarafından atıldığı bilinmeyen bir torpil ile batmıştır. Gemide bulunan 200 kişiden sadece 32 kişi kurtulmuş, geriye kalan 168 kişi boğulmuştur.
Olayın öncesi ise şöyle gelişmiştir.
İngilizler, gemileri alacak askerlerin 25 Haziran'a kadar Mısır'da bulunmalarını istemişlerdir. Savaş nedeni ile bu tür gidişler kafileler halinde ve korunmalı olarak yapılmaktadır. Yine aynı tarihlerde birçok İngiliz askeri İngiltere'ye gidecektir.
Savunma Bakanlığı'nın isteği üzerine, istenilen tarihte Mısır'da bulunmak üzere gemi aranmaya başlanmış ve Berzilay Benjamen Şirketi'ne ait Refah Şilebi seçilmişitir. Refah gemisi aslında bir yük gemisi idi. Dış sefer yapamayacak kadar eski ve köhneydi. Telsizi ve herhangi bir kurtarma sandalı yoktu. Gemiye Mersin'de bazı ilaveler, tuvalet ve kamaralar yapılmıştı.
23 Haziran akşamı Mersin'den hareket etmeden önce gemiye gelen Mersin'deki İngiliz konsolosu takip edilmesi gereken rotayı verdiği halde seferin güvenliğini garanti edemeyeceklerini söylemişti. Böyle durumlarda bazı kontrol noktaları kurulması ve havadan gözetleme gibi tedbirler alınması gerekirken bunların hiçbiri yapılmamıştır. Gemide telsiz de bulunmadığı için, Refah'ın batışı, kurtulan 32 kişinin yüzerek gelmesi ile öğrenilmiştir.
Gemiyi kim torpillemişti? Bu hiçbir zaman bilinemedi. "Almanlar veya İtalyanlar batırdı" dendi, ancak onlar bunu inkar ettiler ve "İngilizler denizaltıları vermemek için bu işi yaptı" dediler.
TBMM'ce bir soruşturma açıldı. Savunma Bakanı Saffet Arıkan ve Ulaştırma Bakanı Cevdet Kerim İncedayı görevlerinden istifa ettiler. Soruşturma sonucunda bakanlar suçlu görülmedi. Haklarında dava açılan diğer kişiler de beraat ettiler. Olay kapandı. Atatürk Parkı'ndaki Refah Anıtı, bir bakıma 168 şehidimizin anısını taze tutarken, bir bakıma da ilgililere bu tür facialara fırsat vermemelerini hatırlatmaktadır.
Yıl artık 1941 değil 2008 kıymetli okurlar... Ama biz hala şehit vermeye devam ediyoruz. Üstelik hangi hain emeller doğrultusunda ve hangi şer ittifaklar yardımıyla palazlanmış olduklarını apaçık bildiğimiz; yedikleri kaba pisleyen kalleş sürülerinin kahpe kurşunlarına hedef olarak düşüyoruz toprağa bir bir... Bir yandan vatanın bütünlüğü, devletin birliği, milletin bekası için savaş veriyoruz, şehit oluyoruz, gazi oluyoruz. Diğer yandan; doğudan ya da batıdan, kuzeyden veya güneyden çocuklarına ilk bilgi olarak Türk düşmanlığını öğreten, içimizde veya dışarda, bin yıldır Türk yurdu olan Anadolumuza ve denizlerimize birgün sahip olma safsatasını tek gaye edinen dahili ve harici bedhahların, topraklarımız üzerindeki hedeflerini yansıtan haritalarını, asılsız bilgileri, kültür tanıtım kitaplarımızda teşhir ve takdim ediyoruz.
Temenni ediyor ve öyle inanıyorum ki sadece bir hatadır... Evet öyledir...
Ey aziz millet; titre ve kendine gel...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.