Transfer dönemi başladığından bu yana camia olarak hareketli günler geçiriyoruz. Hemen hemen her gün yeni isimler dolaşıyor, kimine heyecanlanıp kimine sinirleniyoruz ve geçiyor günler… Bir yandan da gün aşırı yapılan açıklamaları dinliyoruz: Sabırlı olun, Dudak uçuklatacak isimler alacağız, Bombalar patlayacak vs… Şimdilik sonuç ise, orta alana yapılan 2 takviye ile -ki Dilaver"in maç eksiği büyük sıkıntı- beklemeye devam ediyoruz.
      xxx
Takımdaki tüm forvetleri tek transfer döneminde göndermeyi başarmış bir kulüp olarak, hazırlık kampını golcüsüz sürdürmeye devam ediyoruz bir yandan da. Transfer için adı geçen isimlere bir bakalım: Mehmet Batdal, Mehmet Akyüz ve Billy Mehmet. Alınabilselerdi gerçekten sağlam bir hücum hattımız olabilirdi ancak uzun sürmeden bu isimlerden ya vazgeçildi ya da sonuca ulaşılamadı transferlerinde. Şu anda ise alınması en olağan isimler Eser Yağmur ve gurbetçi Zülfikar olarak göze çarpıyor. Yolladığımız isimler ise Cenk İşler ve Savaş Esen. Attan inip eşeğe binmek deyimini açıklamak için bundan güzel veriler bulunamazdı sanırım. Zaman zaman aşırı eleştirilere ve eleştirilerimize maruz kalan Savaş, bu isimlerin yanında parlıyor adeta. Cenk"ten zaten hiç bahsetmiyorum…
      xxx
 Defansa baktığımızda ise tek sorunsuz yer sol bek gibi görünüyor ama verimi tabii ki soru işareti olarak kalacak. Orhan"ın geçen yıllara nispeten iyi oyunu, devre arası kampından sonra toparlanabileceğine ihtimal verilen Alparslan ile bu sene geçirilebilir. Ancak stoper mevkiinde bariz bir eksiklik göze çarpmakta. Kemal, Kenan ve Ersin"den başka alternatifimiz yok. İşin garip tarafı bir Azeri oyuncu hariç, hiçbir oyuncunun ismi geçmedi o bölge için. Sağ bek alternatifi olarak ise Musa Büyük deniyor ki, ne derece faydalı olabilir bu saatten sonra bekleyip göreceğiz.
      xxx
Şimdiye kadar göze çarpan tablo, ortasahadan başka bir bölgesi güçlenmeyen, savunma ve hücumu ise eksi hanesine geçen bir transfer döneminde olduğumuzu işaret ediyor. Elinde şampiyonluğu rahat kazanabilecek bir kadro varken, kişisel nedenlerden ve egolardan dolayı başarıyı sıkıntıya sokan Kalpar Hocamızın sorumluluğu ikinci yarı bir kat daha artmış durumda olacak. Herhangi bir bahanenin arkasına saklanmadan bu takımı şampiyon yapmak zorunda olduğunu umarım kendisi de biliyordur. Sabrın sonu selamettir derler ama umarım bu kez sabrın sonu felaket olmaz…