ABD'yi kimler ve hangi güçler karıştırıyor? Bu sorunun cevabını vermek için ABD'yi tanımak gerekir. Gerçek şu ki; kim organize ederse etsin, amacı ne olursa olsun dünya üzerinde işgal ve sömürü faaliyetleri yapan bir ülkenin kendi başına boş bırakılacağı söylenemez.
Bu gösteriler bir merkez, bir amaç ve bir proje olmadan yapılamaz. Bunun mutlaka uzun planlı bir proje olduğu zaman içerisinde görülecektir. 

   Amerikanın içine doğru bakalım; Klu Klan Klux diye bir örgüt var. Afrika kökenli siyahlara karşı düşmanlık ve ötekileştirme temelinde ırkçı bir örgüt olarak 1865 yılında kurulmuştur. Bu güne kadar kendi kuruluş amacını gerçekleşirmek için suiskat ve ölüm dahil sayısız saldırgan ve ırkçı tutumlar sergileyerek siyah toplum üzerinde korku ve terör oluşturarak varlığını sürdürmüştür. Zenci topluma karşı yapılan tüm saldırıların arkasında hep bu örgüt çıkmaktadır. 

    ABD kamuoyu iyi biliyor ki Trump hatta babası bile bu örgüte üyedir.  Ama maalesef yine de bu adama oy verip başkan olmasını sağlamıştır. Demekki amerikada kin düşmanlık ve kan üzerinde yükselen bir toplum var. Zaten onların adına yönetim de tüm dünyaya siyah beyaz ayrımı yapmadan müslüman kanı dökmekte, ezip biçmektedir. Öyle ki Amerikan toplumu dünya mazlumlarına dayatılan köle düzenine değil, kendine dayatılan, kendi keyfini bozacağını düşündüğü bazı gelişmeler için itiraz sesini yükseltip gösteri yapmaya başlamıştır. Oldukça bencil bir toplum olduğu her halinden belli oluyor.
    
    ABD'nin yeni başkanı Trump beklentilere rağmen siyahlara ve dünyada işgal ettiği ülkelere daha az zulüm edeceği görüntüsü çizse de gerçekte siyonizmin emrinde olduğu ve bu örgütün üyesi olduğu için bu mümkün bir durum değil. Aksi bir durumun yeni kaoslara neden olacağı kesindir.

    Barış ve demokrasi üzerindeki bu algı operasyonuna rağmen Amerikanın dünya halkları ve mazlumlar üzerindeki demir yumruğu kalkmayacak; zulüm düzeni değişmeyecek; işgal altındaki ülkelerin, şehirlerin, sahipsiz, savunmasız toplumların üzerine bombalar inmeye devam edecektir. Doğu toplumlarında yükselen siyah beyaz çığlıklar yükselmeye devam edecektir. Siyah dumanlarla karışık bir şekilde güçsüz bırakılmış kadınlardan, çocuklardan, ihtiyarlardan, yetimlerden çığlıklar yükselmeye devam edecektir. 

   Onların cumhuriyetçi veya demokrat olmaları bir şey değiştirmez, hepsi de aynı kovboy kültüründen gelen, kan ve şiddetle beslenen, zulüm ve işgallerden geçim kaynakları oluşturan, mazlumların suyundan ve ekmeğinden kendilerine bütçe oluşturan vampirler olduklarını görmek için kahin olmaya gerek yok. Aralarında dadece bir fark bulunmaktadır. O da  biri gülücüklerle gelip sinsice, alçakca vurmakta, biri ise öldürmeye geliyorum deyip açıkca vurup öldürmektedir. Bunların gerçek yüzünü görmek için sadece silkinip kendimize gelmemiz yeterlidir.

   Bu siyonist evanjelist kafirlerden merhamet dilemek için kafamızı kuma gömmemiz gerekir.  Celladından medet uman, kendisini affedeceğini zanneden idamlık ne kadar ahmakça bir tavır sergiliyorsa abd den medet uman toplumlar ve yönetimler de idamlık bir adamın pozisyonunda durmaktadırlar.

     İşgal altında bulunsun veya bulunmasın tüm  müslüman ve mazlum toplumlar için çözüm tektir, o da şu ayeti kerime'nin gereğini yerine getirmek için birleşmek ve böylece bu azim ve iman ile çalışmaktır. “Size ne oluyor ki; Allah yo­lunda ey Rabbimiz, ahalisi zalim olan şu ülkeden bizi çıkar. Bize ta­rafından bir dost, bir yardımcı gön­der diyen zayıf bırakılmış er­kekler, kadın­lar ve çocuklar için çarpış mıyorsunuz?” (Nisa Süresi Ayet 75) 

   Böyle yapılmadığı sürece dünya üzerinde siyah beyaz çığlıklar yükselmeye devam edecektir.