Dursen Özalemdar

Dursen Özalemdar

ONLAR BİR BİLSELER’di. . .

Hak yolunda ölenler ve öldürülenler tarihimizde DESTANLAR yazdılar. İLAHİ KELİMETULLAH’  ı yayacağız diye at üstünde ömrünü geçirenler, insanlık tarihine altın sayfalar koydular.

Bedir’de, Uhut’ta, Hendek muharebelerinde çarpışan SAHABİLER, Malazgirtte kefen giyerek, kılıç şakırdatanlar, Roma nın yüz kat sayıca üstün ordularına darmadağın eden, Mücahitler, Bu şehri Kostantaniye “ya o beni alır ya da ben onu alacam” diyen 21 yaşındaki Fatih, Çanakkale’de, Dumlupınar’da,bu gün PKK ve diğer düşman güçlere,  KÂFİR düşmanla karşı çarpışarak, şehit olanlar, Mutluluk dıyarı CENNET’in onlara açtığı kapıdan girerek, ebedi yaşayışa, mutluluğa erdiler. Ne mutlu onlara, Kısa bir ömrü EBEDİ SAADETE ÇEVİRDİLER.

ZÜLMEDEN’ler için CEHENNEM , Hak için mücadele edenler için CENNET’in gösterilmesi, Günümüz insanı için’de değişmeyen  tek ölçüdür. İmtihan için şu dünyaya gelmiş bulunan Adem oğulları, kısa ömürleri içinde, ALLAH’ın emirlerine,  uyup veya uymama yönünden İMTİHAN edilmekte, ebedi hayatları MÜKAFAT veya MÜCAZAT (cezalandırılma) ile şekillenmektedir.

Kaçışı olmayan hayat, bir serüven gibi insana verilirken, beş çeşit hayatın, 1-Ruhlar âlemindeki. 2-Ana rahmindeki.3-Dünya hayatındaki.4-Kabir âlemindeki.5-Ahiret hayatı, gibi evreler ona bildirilmiştir.

Bu beş çeşitlilik içinde, sadece kendini Dünya hayatının görünürlüğü ile eşleştirerek, hayatını tanzim edenler, hayatı, yeme içme, nefsi arzularını tatmin etme, keyif alıp buradan göçme, yok olma olarak gördüklerinde, büyük yanılgı içine düştükleri de bilinmektedir.

İnkâr etmek, kabul etmemek netice olarak bir şey değiştirmemekte. Cennet ve Cehennemi gerektiren, İlahi buyrukları Uyup ve uymayanlar, tercihlerini yine kendileri yaparak, Müstahak olacakları sonuca gitmektedirler.

Günümüz insanının, En üstekinden, en altına kadar, herkesin İMTİHANA tabi olduğudur. Yaşayışı rutin haline getirerek, aslı gayesinden uzaklaşanların yanılgısı büyük olmaktadır. İnsanla eşleşmiş olan Kiramen katipleri meleklerinin, her hali kayıt altına alması, eğer insanı Mutlu veya Rahatsız etmiyorsa, o insan zaten kendisinden uzaklaşmış, Şeytan denilen varlığın, kontrol ve hükmü altına girmiştir.

Nefsin  heva ve arzularının esiri olan insan oğlu, bakışından, düşüncesine, vücut hareketlerinden, eylemlerine, şeytanın desise ve telkinleri ile hayatını, yeme-içme, cinsi münasebette bulunma şekline getirmişse, zaten gideceği yerin CEHENENNEM olduğu, kendi nefsinin ve aklının ona verdiği mesajlar ile de bilinmektedir. Günümüz insan tablolarında bunların çokça görülmesi, birebirlik konuşmalardaki itiraf ve itirazlar ile kendini göstermektedir.

Ah, onlar bir bilebilseler. . . Cehennemin azgınlığını, Cezalandırılmanın dehşetini görebilseler. Öte tarafta, VAAT edilen CENNET’in kokusunu alabilseler. Gül bahçelerinin güzelliğini, Kuş şakırdamalarının, su seslerinin melodilerini idrak edebilseler. Ey Rabbimiz, Senin ilmin ne yüce, seni bizi Cennetine koy diyerek  el açıp, secdeye varacak. O mutluluk diyarını isteyecek. Riza-i İlahi için, bugün ne yapabilirim diye, telaşlı olacaklardı ve TESKE demiyeceklerdi.  

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dursen Özalemdar Arşivi
SON YAZILAR