“Etkili Çalışma içindeler” Emniyet Genel Müdürlüğü, misyoner faaliyetleri konusunda birçok rapor hazırlamıştır.

  Bunlardan 2002 tarihli raporda özetle şu bilgilere yer veriliyordu.

“Son dönemde ülkemizde 8 ayrı grup 230 misyoner kilisesi açılmıştır. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Diyarbakır ve Mardin’de yoğunlaşan KORSAN kiliseler müstakil evlerde, apartman dairelerinde, iş hanları içinde kurulmaktadır.

Bu kiliselere çekilen insanlara ayin yaptırılmakta, Hıristiyanlık eğitimi verilmekte, filmler gösterilmektedir. Perşembe günleri ise kiliseye gelen insanların ailevi sorunlarıyla ilgilenilmekte, bunlara yardım vaadinde bulunulmaktadır.

Misyonerler, Türk vatandaşlarını kendilerine çekmek için her yıl İzmir, Kuşadası, Bodrum ve Antalya’da yaz kampları düzenliyor. Kamplarda katılımcılara bir hafta boyunca dini eğitim veriliyor. Misyoner faaliyetleri arasında müzik dinletileri ve konser organizasyonları da vardır.

Konuya ilişkin yapılan araştırma sonunda Türkiye’de misyoner örgütlerin etkili bir çalışma içinde olduğu anlaşılmıştır. Bu çalışmalarda İstanbul üs olarak kullanılmaktadır.

Misyonerler Orta Anadolu bölgesini de öncelikli hedef seçmiştir. Misyonerler için Muş, Tunceli ve Elazığ illerindeki Alevi vatandaşlarımız ise önemli bir hedef kitledir. Buralarda yaz etkinlikleri hazırlığı vardır.” (dikkat misyoner geliyor-Adnan Odabaşın kitabı Sh.155–156)

TSK. MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün raporları ile gün ışığına çıkmış olan MİSYONERLİK faaliyetleri, aradan geçen 5–6 yıllık bir dönemde daha’da gelişerek şehrimizde dahi görünür hale gelmiştir. Samsun Ata kum beldesinde “AGAPE HOUSE “  adı altında, görünürde Kore kökenli Akvilla Lee isimli kişinin! Finanse ettiği “Sevgi Evi” diye isimlendirilen, Protestan Kilisesi ‘nin varlığıdır.

Kilise rezaletlerine ait en taze haber; (Bugün gazetesi 17.10.2011 )  “50 YILDA 300 BİN BEBEGİ ÇALMIŞLAR” İspanya’da faaliyet gösteren Katolik kilisesinin yaklaşık 300 bin bebeği doğar doğmaz hastanelerden çaldığı ortaya çıktı, Hastanelerin ailelere, doğumda “ölü doğdu “denilerek

Kandırdıkları, çocukların rahibelere verildiği anlaşıldı. 1960–1989 yılları arasında, Katolik ailelere satılan bebeklerden,  kiliselerin büyük gelir elde ettiği öğrenildi. Skandalın patlamasıyla yıllardır bebeklerinin çalındığına inanan binlerce aile mahkemelere başvurdu”

Böyle bir görüntüye sahip Hıristiyanlık, kendi bünyesinde insanları tatmin edemeyip, DİNSİZ yaparken, İslâm âleminde Müslümanları, Hıristiyan yapacağız diye film içinde filimler çevirmeleri, bazı entellerin bu işlere alet olmasının, analiz edilmesi gereken bir durum olduğudur. . . (Devamı-9-)