Termik santrallere hayır demek için haydi Gerze'ye!...

Sevgili okurlarım ve Samsun kamuoyu yazıma başlamadan önce hepinizi 24 Nisan  2010 tarihinde   Dereköy"de konuşlandırılmak istenilen atık tesislere karşı duruşumuz için Atakum"da ki  Anfi Tiyatroda bekliyoruz.  Ayrıca 25 Nisan 2010 tarihinde de  Gerze"de yapılacak olan Termik Santrallere hayır mitingine davet ediyorum. Miting için araçları TREN GARINDAN SAAT 09. DA HAREKET EDECEKLER. SAAT 10."DA DA BAFRA CADDESİNDEN CUMHURİYET MEYDANINA YÜRÜYÜŞ YAPILACAK. BU ARADADA SİNOPTA DEMİRLEYEN GREENPEACE GEMİSİDE GERZE SAHİLİNE DEMİRLEYECEK. TÜM SAMSUN HALKINI BU MİTİNGE DAVET EDİYORUZ!... Yenilenebilir enerji için sağlıklı bir dünya için bu çağrılara sessiz kalmamalıyız. Bildiğiniz gibi AKAP hükümeti ülkemizi toptan yok etmek için elinden geleni ardına koymamakta. Bu nedenlerle üzerimize düşen görevi yerine getirmeliyiz ve çocuklarımıza yaşanılası bir dünya bırakmalıyız. Zehirlenecekleri bir dünya bırakmamalıyız. Dereköy"deki Dolum tesisleri için bir açıklamayı sizinle paylaşmak istiyorum.
 24.04.2010 tarihinde saat 13:00 de Atakum sahilinde Anfi Tiyatro önünde Dereköy Petrol Dolum Tesisine Hayır demek için miting yapılacaktır.Ekteki miting ilanını tüm tanıdıklarımıza gönderelim.Telefonlarımızla tüm arkadaşlarımızı bilgilendirelim.O gün için başka bir plan yapmayalım.Bir günümüzü, gelecek günlerimiz için feda edelim. Mitinge Ailelerimizle birlikte gelelim ve Samsunumuza, sahilimize sahip çıkalım. Anılarımızı paylaştığımız,hayaller kurduğumuz,aşklar yaşadığımız,herkes de bir parçası olan bu güzel sahillimizi koruyalım. Çocuklarımızı denizsiz ve kumsalsız bir yaşama mahkum etmeyelim. Hiçbir şey bizlerin, halkın sesinden güçlü değildir.Bu miting Samsunu sahiplenme sorumluluğu içinde olanların sosyal bir tepkisi olacaktır. Samsun'un doğusu sanayileşmiştir, batıya da sanayi kurarak Samsun halkını ortada hapsetmenin hiçbir haklı gerekçesi yoktur.Ne yazık ki iş başa düşmüştür.Gelin,son nefes alabildiğimiz Samsun'un batı sahillerini hep birlikte kurtaralım.Sadece seslenerek ve varlığımızı hissettirerek.  Arkadaşlar pek çoğunuzun duyduğu gibi ülkemize artık hiçbir ülkenin yenilerini inşa etmediği ve bizim gibi az gelişmiş ülkelere pazarlamaya çalıştığı çoğunluğu kömürle çalışacak ve yine çoğunluğu kıyı illerimize olmak üzere toplamda 46 adet termik santral yapılması gündeme geldi.. Ülkemizde halihazırda kurulu bulunan ve çalıştırılan 15 adet termik santralin başımıza açtığı sorunları hepimiz bilirken 46 adet termik santralin inşasından sonra özellikle kıyı kentlerimizde tam bir çevre felaketinin yaşanacağı muhakkaktır.  Şöyle ki 600mv gücündeki kömürle çalışan bir termik santralin günde tükettiği kömür miktarı ortalama 14000 ton iken yıllık olarak üreteceği ortalama kül miktarı 3 milyon ton olacak(üstelik Zonguldak Çatalağzı termik santralinde her gün 2500ton kül denize ve sahillere pompalanıyor) böyle bir termik santralde yıllık yakılacak kömür miktarı ise 5 milyon ton olacaktır. Üstelik termik santrallerin çevreye etkisi bununla da sınırlı değil;termik santrallerin soğutulması için tatlı yada deniz suyu olmak üzere senede 3.5 milyon ton su doğal ortamdan çekilerek kirletilmiş ve ısıtılmış olarak tekrar doğaya bırakılacak buda bölgedeki su altı yaşamını ve balıkçılığı bitirecektir. Bir örnek vermem gerekirse(Adana Yumurtalıktaki termik santralin balıkçılığı bitirme noktasına getirdiği bilirkişi raporuyla ispatlanmış ve balıkçılar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden aldıkları kararla termik santrali yüzlerce milyar TL tazminat ödemeye mahkum etmişlerdir) İşin başka bir acı boyutu ise termik santralin yeraltı sularını kirletmesidir,örnek vermem gerekirse 1000mv lık bir termik santralin sürekli çalışmasını sağlama k için yaklaşık olarak 100dömünlük bir arazide günlük olarak 400bin ton kömür depolanması gerekmektedir böyle bir alanda onlarca yıl boyunca yeraltı sularına sızacak olan suların temiz yeraltı sularını kirletmesi kaçınılmazdır(Muğla Yatağan ilçesinde alınan su örnekleriyle termik santralin havayı kirlettiği kadar en az yer altı sularını da kirlettiği ispatlanmıştır(10 yıl boyunca "arızalı" olan Yatağan termik santralinin bacasından yılda 15 milyon ton katı, sıvı, gaz ve radyoaktif madde doğanın üzerine yağmıştır. İşin birde kül dağları kısmı var Onlarca yıl boyunca bölgede yığılan kül dağları yağan yağmurların etkisiyle betonlaşacak kesinlikle temizlenemeyecek bir hale gelecek ve belki de termik santral ortadan kalktıktan sonra bile yaydığı radon gazıyla çevresini radyo aktif olarak kirletmeye devam edecektir. Santralin yapıldığı bölgelerde tarım,turizm,balıkçılık bitme noktasına gelecek akciğer hastalıklarında patlama yaşanacaktır. İşin birde dışa bağımlılık yönü vardır, şöyle ki,kurulacak olan bu termik santrallerin büyük bir kısmı Kolombiya gibi az gelişmiş ülkelerden ithal edilecek olan milyonlarca ton en düşük kaliteli kömürle çalıştırılacak ve senede milyonlarca dolar para bu kalitesiz kömüre harcanacaktır,üstelik her gün yakılacak olan bu onbinlerce ton kömürün içerisine gelişmiş ülkelerin imha etmekte zorlandığı kimyasal ve radyo aktif attık maddelerin karıştırılarak ülkemize sokulması gibi bir ihtimalde vardır. İşin en vahim kısmı ise termik santrallerin tamamına yakınının sanki doğayı ve turizmi kasıtlı olarak baltalamak ister gibi ülkemizin en güzel kıyı kentlerine yapılıyor olmasıdır örnek vermem gerekirse termik santral yapılacak yerler arasında eşsiz doğası ve deniziyle Fatih Sultan Mehmet hana "^^ Lala, Lala Çeşm-i Cihan dedikleri bumu ola ^^ '' dedirten Güzeller güzeli Bartın ilimizde bulunmaktadır diğer cennet illerimizden bazıları ise Sinop,Balıkesir Edirne vb dir. Buradaki çelişki bununla sınırlı değildir şöyle ki;Termik santrallerin yapılması düşünülen bu kıyı kentlerimizin tamamına yakının güzelliklerinin dışında en büyük özelliklerinde biriside, yılın büyük çoğunluğunda bol rüzgar almaları ve rüzgar türbin santralleri kurmaya ve elektrik üretmeye çok uygun olmalarıdır örneğin Çanakkale,Balıkesir,Mersin vb.. Üstelik rüzgar türbinlerinin termik santraller gibi sonradan ithal kömürle beslemeniz gerekmez ve sonraki maliyetleri de düşük olduğu gibi,doğayı kirletmez hatta rüzgar türbinlerinin çevresinde tarım bile yapılabilir. Şimdi bazılarınız çıkıp rüzgar türbinlerinin pahalıya patlayacağını termik santrallerin maliyetinin düşük olacağını söyleyecektir,görünürde evet bu böyledir ama işin birde görünmeyen yani dolaylı mali kayıpları vardır şöyle ki Kömürle çalışan bir termik santralin tarıma, turizme, su kaynaklarına,balıkçılığa,çevreye ve halk sağlığına vereceği zararlar o kadar çok olacaktır ki zaten sırf bunları telafi etmek için harcayacağımız paralar ve bu sektörlerde kazanılabilecekken termik santraller yüzünden kaybolacak olan ekonomik girdi bir termik santralin çalıştırılacağı 30 yıl boyunca milyarlarca doları bulacaktır! Santrallerin kurulması düşünülen bölgelere ve sayılarına bakılırsa, Türkiye, artık "üç tarafı termik santrallerle çevrili" bir ülkeye dönüşecek. Termik santral lisansı verilen veya verilmesi beklenen iller ve santral sayıları şöyle: İzmir dört, Adana yedi, Çankırı iki, Çanakkale beş, Hatay beş, Zonguldak altı, Sinop dört, Sakarya iki ve Bolu, Balıkesir, Bartın, Kocaeli, Kütahya, Mersin, Bursa, Şırnak, Tekirdağ, Manisa, Edirne"de birer santral. Arkadaşlar hepinizi bu termik santrallerin yapımını engellemek için demokratik haklarımızı kullanarak mücadele etmeye çağırıyorum saygılarımla.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR