Beğenmezsen gelmezsin....
Bir okurum beni aradı. Adını vermekten çekinmediği Atakum Türkiş'te "Çiçek Unlu Gıda" da geçiyor olay:
"Bir sabah sıcak bir poaça ve çay içmeye gittik. Gitmeden önce bir dostumuzun tavsiyesi olmuştu: "Poaçaları çok güzel ve ekonomik" demişti. Biz de saat 10 sularında sıcak bir poaça ve çay içelim diyerek "Çiçek Unlu Gıda'dan" içeriye girdik. Tezgahta duran hanımefendiden dört adet poaça istedik ve tezgahtar bayan dört adet poaçayı tabağa koyarak bize uzattı. Biz de tabağımızla self servis olarak bir masa seçtik ve oturduk. Oturmadan önce de çay servisi yapması için ocağa kadar kendi ayaklarımızla gittik. Bize verilen hizmet sadece ve sadece çayları getiren bayanın hizmetiydi. Çaylar geldiğinde bizde afiyetle poaçalarımızı yemeye başladık. Fakat iki adet poaçayı yedikten sonra tezgahta duran beyefendiden 2 poaça yerine iki adet börek vermesini istedik. Tezgahtaki beyefendi de bize elindeki maşasıyla iki böreği verdi. Kahvaltımızı yaptıktan sonra hesabı ödemek için kasaya gittiğimizde şok olduk. Poaçaların fiyatının üzerine konulan miktar biz tüketiciyi afedersiniz, keriz yerine koydu. Biz ücreti ikiletmeden ödedik ve çıktık gittik. Giderken elimizdeki poşeti Çiçek Unlu Gıda'da unutarak hastaneye gittik. Hastaneye gidene kadar aklımız fikrimiz hep neden bize üç kuruş olan bir poaça ya da böreğin fiyatını beş kuruşa verdiler sorusundaydı. Akşam üzeri hastanede işimiz bittiğinde unuttuğumuz poşeti almaya "Çiçek Unlu Gıda'ya" gittik. İçeriye girdiğimizde kasada duran beyefendiye dilimiz sürçerek "biz burada çantamızı bırakmışız" dedik. Aslında poşetimizi burada unuttuk dememiz gerekirken, yukarıda ifade ettiğimiz gibi çantamız kaldı dedik. Bu hatamız nedeniyle kendisinden özür diledik. Bir taraftan da bizden neden bu kadar farklı ücret aldıklarını ve masamıza verilen hiç bir özel hizmet olmadığını söylediğimizde aldığımız yanıt o kadar çok şaşırtıcıydı ki akıllara ziyan! "BEĞENMEDİYSENİZ BİR DAHA GELMEZSİNİZ" diyerek bizi bir güzel azarladı. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi bir arkadaşımızın tavsiyesi ile gittiğimiz yerden güzel bir azar da yiyerek evimizin yolunu tuttuk. Bir daha o iş yerinde altını bedava verseler gidip almayız dedik."
Okurumuzun anlattıklarına bakılırsa "Çiçek Unlu Gıda'nın" işleri epey tıkırında ki velinimet olan müşteriye "BEĞENMEZ İSEN BİR DAHA GELMEZSİN" diyebiliyorlar. Bence bu devirde çok büyük şirketler bile bir müşteri kazanmak için canını dişine takarken "Çiçek Unlu Gıda'nın" müşteriye ettiği kelama bakın, abesle iştigal. İşte böyle olur. Kimisi ekmek bulamaz yemeye, kimisi de ekmeği bulduğunda müşterisine "BEĞENMİYORSANİZ BİR DAHA GELMEZSİNİZ" diyebiliyor. Düşünüyorum da bu işyerine giden bir başka müşteri Çiçek Unlu Gıda'nın çalışanlarına sorsa, benden ne bu kadar fazla ücret talep ettiniz diye, yanıt hemen cepte demek ki. Böylesine bir esnaf adabı tabiki de ilk değildir. Her yerde duyuluyordur. Benim böylesine bir yerim olacak, hem de çok işlek bir cadde üzerinde iş yerim olacak ve çalışanlarım ya da kanımdan canımdan birisi müşteriye böyle bir konuşma yapacak inanın çok üzülürüm. Bir müşteriyi kaybetmektense itibarımı kaybetmeyi yeğlerim derim. Millet bir ekmek eve getirmek için çer çöp dolanıp dururken, okurumuzun bana anlattıklarını bende sizinle paylaşmak istedim. Artık bundan sonra karar sizlerin. Ben kendi adıma söylemek istiyorum. Sabahları ya da günün diğer herhangi bir saatinde de olsa gidip oradan su bile içmem. Okurumun bu mağduriyetini sizlerle paylaştım.
Saygılarımla....