Yaz Sıcağı!
Kış dedik, bahar dedik ve işte yaz. Bizde yazalım. Yaz"ı yazmak bu sıcakta zordur. Hele de Yaz"ı yazıyorsanız.
Belirli bir kesim yazın nimetlerinden faydalanmak için sıcağa aldırmaksızın sabırla bekler ve sezon açılışlarına umut bağlar. Köylü köyündeki mahsule umutla bakar, sahildeki sahil turizmine sarılır. Amaç boş geçen aylarda borçlandığı hesapları kapatabilmek ve gelecek aylar içinde kenara bir şeyler koymak, tasarruf yapmak biriktirmek- kazandığı yetse bari- sıkıştığı zamanlarda kullanmak için.
Bu arada sezonu biten bir kesiminde müşterisi, dolayısıyla kazancı kaybolur. Okullar kapanmıştır. Üniversite öğrencileri geriye, evlerine dönmüştür. Bu seferde zorlanan taraf bu kesim olur. İş yerlerini çevirmek zordur.
Yani durdurak yoktur. On iki ayı sağlıklı çıkarabilmek bizim ülkemizde pekte kolay değildir. Tabi istisna iş grupları vardır. Ama genelde zorlanır benim küçük esnaf ve sanatkarım.
Zaman zaman bu zorlukları dile getirir yazarımda, değiştirilmesinde ne yazık ki katkım olmaz, olamaz
!
Şu an ülke bir karamsarlık ve belirsizlik içinde bulunmakta. Aman da ne ülke! Cumhurbaşkanı anayasayı fırlatır kriz patlar. Ezilen yine ülke ekonomisi, paralelinde esnaf sanatkar ve vatandaş. Kimse kalkıp da kim fırlattı bu anayasayı diyemez. Kalkar bir kurum bu ülkede suni sorun yaratır hayda
! Yine aynı senaryo.
Bu sefer kişiler değişik ama sonuç yine aynı. Ülke durma noktasına gelir. Kim ve kimler faydalanır bilemem ama hem vatandaş hem de esnaf ve sanatkar olarak zararlı olurlar. Canları yanar. Acil serviste yok ki geçici bir iğneyle ağrılar kesilsin. Beklenerek yapılan tedavide bazen iyi gelir ama kangren olmakta var işin ucunda. İşte o zaman bedenin uzvunu da kaybetmek vardır.
İşte son zamanlarda TSO-Ticaret Sanayi Odası- kuruluşlarının açıkladığı işyeri kapanış raporları kangren olduğumuzu gösteriyor.
İş dünyasının kangren olan uzuvlarını kesmek lazım geldiğini bilerek daha sakin ve sükunetle düşünmesi gerek. Çünkü paraya yön verenlerin daha profesyonel olmaları ve düşünerek hareket etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Öyle anayasa-manayasa fırlatması onların umrunda olmamalı. Onlar suni gündemlerle uğraşarak zaman kaybetmemeli.
İş dünyasını ileri götürmenin hesaplarını yapmalı. İşte burada iş dünyası STK- Sivil Toplum Kuruluşları- lara iş düşüyor. Onlarda pusuya yatıp beklerse sorun nasıl çözülür bilemiyorum.
Bu ülkede on iki ayrı sorunsuz problemsiz yaşayan bir iş dünyası, esnaf ve sanatkarı ve vatandaşı olmadığı sürece sıkıntıda bitmez. Sıkıntıya bağlı streste bitmez. Bizde böylece birbirimizi yiyerek ömrümüzü geçiririz.
Gel de terleme bu YAZ"ı yazarken. Çünkü ayların sıkıntılı geçeceği gözüküyor.
Bol kazançlı ve sıkıntısız aylara. SEVGİLERİMLE.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.