Her hafta bembeyaz bir sayfaya geçiyoruz açıklamaları, '' bu sefer olacak '' beyanları. Aslında bunları açıklayan yöneticiler bile kendi söylediklerine inanmıyordur. Aklın yolu bir, golcüsü olmayan bir takımdan ne beklenebilir ki; onüç maçta 4 gol !!  Her zaman söylediğim ve yazdığım gibi, hiç bir zaman bu gidişatın sorumluları olarak  topçu arkadaşları suçlamadım. Onların kapasiteleri bu kadar. Asıl suçlu, tüm bu yaşananlara ve yaşanacak olanlara zemin hazırlamış olan YÖNETİM...

        Karşılaşmadan önce, 20 Ocak 1989 da, bizim yaşadığımız o acıyı yaşayan Brezilya takımı   Chapecoense için hazırlanmış bir pankartla sahaya çıkmak, hiç bir yöneticinin ve idarecinin aklına gelmedi mi ? Yönetimin bu ayıbını kapatmak ;  '' NOS COM VOCE CHAPECOENSE ''  (seninleyiz Chapecoense ) pankartını açan cefakar  taraftara düştü.

        Osman hocamın ''  Ne yaptığını bilen bir takım haline geldik '' söylemi, maç öncesi  sadece bizi heyecanlandırdı ve havaya soktu. Topçu arkadaşlara baktığımda o heyacanı, hırsı ve havayı  göremedik ve hissedemedik. Hakemin başlama düdüğünden sonra Osman hocamın da maç öncesi söylemiyle ters düştüğünü gördüm. Sayın hocamın en uçtaki adam olan Alperen'in, doksan dakika süren saçmalıklarını seyretmesini anlamış değilim. Gerçi orta alandan bu bölgeye ikram gelmiyor ama geldiğinde de Alperen'in saçmalıklarını izlemek zorunda kalıyoruz. O bölgede  M.ÇAKIR en azından saçma saçma hareketler yapmaz. En azından arada tecrübe farkı var. Haftalardır devam eden  stoperlerin uyumsuzlukları bu maçta da ortaya çıktı. Fakat Osman hocamın bunada seyirci kaldığını gördüm.  Muharrem'in saha kenarında değil de saha içinde olması gerektiğini her halde sayın hocam anlamıştır. Bu topçuyla takım ofansif anlamda daha öne doğru oynuyor.... Gerçi hocam çok haklı, eldeki malzeme bu !!!!
                    Bir de çok merak ettim, kimin aklına geldi  U21 karşılaşmasında,  Recep Sermet Boyner'in lisansı ile, Ali hocayı  maça çıkarmak !!! Bakalım bu lisans skandalı sonrası TFF  kulübe ne ceza verecek..