Geçen Modern Vecizelerde Samsunspor Başkanı Kazım Yılmaz'a şöyle seslenmiştim: Fındık tüccarı Başkanım yaptığınız transferlerinizin içi o kadar boş çıktı ki patoz altı mı bunlar? Çünkü dolardan hızlı düşüyoruz ligin dibine! Ey Samsunspor titre ve kendine dön! Yorganın içine girme.

Gerçekten Samsunspor ne yapmaya çalışıyor? Ya da ne yapamıyor? Yeni transferler mi yapar? Yönetici değişikliğine mi gider? İsa Baba'ya mı yoksa Kılıç Dede türbesine mi gider. Kurşun mu döktürür? Şeytanı bu işe karıştırmak istemiyorum ama şeytanın bacağını mı kırar kafasını mı neresini kırar bilemem artık. İlk yarı sonucuna bakılırsa sadece 2 galibiyet, 6 beraberlik, 9 mağlubiyet ve sonuç sondan ikincilik! Zannedersiniz ki; Samsunspor yılkı atı gibi sahipsiz dolaşıyor sahalarda… Şayet ikinci yarı diye bir şey olmasaydı şu an Samsunspor Bank Asya 1.Ligi'ne bilet almış, Çarşamba havaalanında bekliyor olacaktı. Neyse ki ikinci yarının ilk maçında Ankara'da Gençlerbirliği'nden teselli ikramiyesi alarak döndü(1-1)

Galiba teselliyi Samuel Beckett'in sözlerinde buluyor:

Hep denedin

Hep yenildin.

Olsun gene

Dene.

Gene yenil.

Daha iyi yenil.

Tekrar dene

Tekrar yenil

Daima yenil!

Yine zannedersin ki; Samsunspor'umuz diğer süper lig takımlarını sevindirmek için süper lige çıktı!

Bu arada Samsun'un plaka değeri olan 55. dakikada statta ki sporseverlerin yaptığı şov için diyorum ki; peki rakip takım 55. dakikada gol atarsa sporseverler o gole mi seviniyor olacak? Anti parantez bunu da söylemeden geçemedim.

Şikeye bulaşmamış, yediği önünde yemediği arkasında, her türlü imkanlara sahip taş gibi takım. Geçmişte bunu başarmış. Yıldızlar çıkarmış. Şimdi de yapabilir.

Hadi tekrar dene!

Ama yenilme!

Hadi mahcup et bizi. Yok, ondan değil Pepee çok üzülüyor, bende!

*0,7 Kalem ucu ise ilk yarının gol ortalaması.İyi mi?