1958 ilkokula gittiğim yıllardı. Küçüklüğümden beri, büyüklerin ağır başlı insanların sohbetlerini dinlemekten zevk duyar, feyiz alırdım. O yıllarda yine bir gün, rahmetli babam ve arkadaşları Vahab’ın kahvesinde, bir arada toplanmış çaylarını içip, sohbet ediyorlardı. Bu sohbet içinde bana çarpıcı ve enteresan gelen bir bölümünü yarım asra yakın zamandır unutmadım.

7 a.c.b , 3 C ; Sohbet devam ediyor ben can kulağı ile dinliyordum. “Öyle bir döneme  girdik ki; memleketin başına 7 defa asker kökenli Cumhurbaşkanı peş peşe gelecek ve bunlardan yine peş peşe gelecek üç Cumhur Başkanı’ın isimlerinin baş harfleri C olacak.”  Gerçektende  tarihe baktığımızda, Atatürk ve İnönü’ den sonra Balıkesir Akhisar komutanlığına getirilen. Galip hoca lakaplı Celal Bayar 22 Mayıs 1950 - 27 Mayıs 1960, da bu görevde bulundu. 27 Mayıs 1960 - 28 Mart 1966 Cemal Ağa yani Cemal Gürsel, daha sonra 28 Mart 1966 - 28 Mart 1973 yıllarında, Cevdet Sunay, sonra  6 Nisan 1973 - 6 Nisan 1980 de Fahri Korutürk paşa, en sonunda da Görev Süresi: 9 Kasım 1982 - 9 Kasım 1989 olan Kenan Evren paşa geldi. Bu sıralamaya baktığımızda asker kökenli 7 cumhurbaşkanı ve bunların içinde isimlerinin baş harfleri C olan üç cumhurbaşkanı peş peşe geldi ve dönemlerini tamamlayıp gittiler. Kehanet doğru çıktı.

Sıra geldi, parantez içindeki değeri nakıs (eksi) olan bilinmeyene. Sohbet sürüyor ve ben hafızama kaydetmeye devam ediyordum.”Öyle bir din âlimi gelecek ki, öyle çok müridi ve çevresi olacak ki, nerede ise arkasında milyonlarca taraftarı sevenleri olacak. Bu zat arkasında sürüklediği milyonları sinsice Hıristiyanlık yoluna, küfür  yoluna götürecek”. Yıllar biri birini kovaladı ve İzmir Bornova’dan cami kürsülerinden bir şahıs konuşuyor, gümbür gümbür bağırıyor, vaizler dersler veriyordu. Her geçen gün bu ses gerçekten de halka halka büyüdü. Talebeleri memleketin bir çok kurumuna Allah rızası zannıyla yerleştirildi. Piramidin üst kısımları hainlerle doldu. Milletin ve bazı üst yetkililerin de aldanması sürecinde, bağışlar toplayıp, yurt içi yurt dışı okullar açtılar. Derken bugünlere gelindi. Piramidin başındaki kişi meğer o (?) işaretli, Tarihe acı bir sayfa açarak 15 temmuz da darbe girişiminde bulunan Fetullah Gülen’miş. Bu darbe girişiminden önceleri, ben zaten bu dinler arası diyalogun saçma olduğundan dem vurur, karşı koyar, tenkit ederken çoğu dostum bana kem gözle bakıyordu, onlar da efsunlanmıştı. Üç semavi dini birleştirip, yerine insanların yaratacağı sahte ve imansızlığa götüren bir din icat edilecekti. İşte ben bunu ta 1992 sonrası, papa ile görüşmek isteyen ve İtalya’ya elçi gönderip, görüşme emeline nail olan o zat’ın ne konuşma adabını, ne konuşmasını sevmemiş, kitaplarını okumaya gerek görmemiştim. Ne kadar isabetli ve basiretli iş yapmış olmanın mutluluğunu yaşamakla hayata devam ediyorum.

         27 mayıs darbesini bu millete zorla bayram ettirenlerin 27 mayıs tarihini seçmeleri normal. Biz ise bu darbe girişimini kutlamıyoruz ki 15 temmuz diyelim.! Biz bu hain, sinsi, girişimi, engelledik, ertesi günü yani 16 temmuzda kazandık, öyle ise. karanlıktan Nur’a çıktığımız tarih; 16 temmuz 2016. İkinci Kurtuluşumuzun tarihe geçmesi gereken tarihtir bu. 

Darbeye darbe vuran, Gazi Cumhur Başkanı’na, Gazi Meclise, Başbakan’a, hain General Semih Terzi’yi alnının ortasından vurup şehid olan Ömer Halisdemir Başçavuş’a, tankın altına yatanlara, tankları esir alan, darbeci hainlere izin vermeyen halka, askerimizin içinde buna karşı olan Mehmetçiğimize, polisimize ve tüm kahramanlarımıza sonsuz teşekkürler..