AYASOFYA…
Bizans İmparatoru 1.Justinianus tarafından 532- 537 de İstanbul’un tarihi yarımadasında inşa edilen bazilika plânlı bir patrik katedrali olup, 1453 yılı 29 mayısında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildiği bir çağın kapanışı bir çağın açılışının da sembolüdür. Fetihten sonra Camiye çevrilen bu yapının bahçesine imarethane şadırvan ve medreseli külliye yapılmıştır.
Sultan Fatih; “inşa edilen Ayasofya’nın kapatılması, içinde ebedi okunacak Kur’anın susturulması durumunda, Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların laneti bunu yapanların üzerine olsun, cehennemde ebedi kalsınlar”.diye uzun bir beddua ve vasiyette bulunmuş ise de “Cami kısmının tamirini yapabilmek için 24 kasım 1935 başlarında ibadet kısmı "geçici" olarak kapatıldı. 482 sene, cami, Kur'an-ı Kerim tilaveti ve Ezan sesleri yankıları ile yaşamıştı. Ayasofya bugün aynı sesleri yeniden duymak hasreti içindedir.1935 den bu yana ibadete yasak olan bir müze haline dönüştürülmüştür. Bu güne kadar birçok hükümet geldi geçti hiç biri ibadete açmadı. Son Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşta “restorasyon devam ediyor, ibadete açılması için bir şey diyemiyoruz” anlamında sözcükler sıraladı.
Konu ile ilgili “Ayasofya ve Fetih” adlı şiirimi Ankara’da 1970 de yazmıştım. O yıllarda böyle bir şiir yazmak yürek isterdi. Rabbim bize o yüreği verdiğine göre biz de yazdık. Bu şiir, 1971 de Bugün, ve yine 1990 da Güneydoğu gazetesinde, ayrıca “Hicran yine Hicran” adlı şiir kitabımda, daha değişik, dergi ve internet sitelerinde yayınlandı. Bu güzel şiiri kısmen sizlerle paylaşıyorum..
AYASOFYA VE FETİH
Bak işte sabah oldu, gözlerinde yaşlar ne?
Ellerinde kelepçe, söyler misin suçun ne?
Ezanın, müminlerin, hatiplerin hani ya?
Minberi, mihrabı boş,kimsesiz Ayasofya!
Seni susturamayacak şu zalim suçlu dünya,
Yetmez mi mahkûmluğun bunca yıl Ayasofya
Kaldır eğik başını artık, kaldır, öksüzüm
Bak dizlerine çökmüş yetim gibi güçsüzüm.
Esaretin ölümdür bizlere Ayasofya
Bu leke alnımızdan gitmez çökse şu dünya
Fetheden Fatih, seni görseydi esir halde,
Fethederdi yeniden, bırakmazdı bu halde.
Senin sevdan yürüttü, karada donanmayı
Yetmiş parça gemiyle geçerken Galata’yı
Eba Eyyubî Ensarî fethi gösterdi bize,
Ve aziz sanılan Haç, Hilâl’e geldi dize..
Önde Akşemseddin’i, burçta Ulubatlı’yı
Gördüm yine, Bizans’ı yenerken bin atlıyı..
Ya Fatih seni, ya sen Fatih’i alacaktın,
İstanbul’un mühürü, sen bizim olacaktın..
Sen Hazreti Fatih’in yetim esir evladı,
Sen İslâm âleminin öz fetih madalyası..
Faik DÜNDAR.
Umar ve dileriz ki artık bu esaret biter ve Sultan Fatih’in vasiyeti yerine getirile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.