Bu etkinlik geleneksel bir özellik kazanmıştır. Devamı gelecektir. Her geçen yıl üstüne bir şeyler koyarak, gelişerek yoluna devam edecektir. Bir dünya kupasına, Avrupa kupalarına gösterilen ilgilinin bir benzeri bu etkinliğe gösterilmelidir. Bugün benzer bir ilgi vardır. Ancak bu yetmez. Diğer büyük organizasyonları bu organizasyon gölgede bırakmıştır. Bu inanç ve çalışmayla bir gün bu etkinlik diğerlerinden çok daha şevk ve heyecanla beklenecektir.

Kaynaşmanın, sevginin, anlaşmanın, barışmanın, üretmenin, konuşmanın, birleşmenin, çoklaşmanın, yayılmanın ve sevilmenin olduğu bu ortamlar pek çok güzel sözü de hak ediyor.

Konuşma, yazma, sunum, dil bilgisi, özel beceriler, genel kültür, şarkı, şiir, makale ve ülke tanıtım stantları gibi alanlarda yarışmalar yapılmaktadır. Bu yarışmalar şunu gösteriyor. Dünya çocukları Türkçeye hâkim olmuşlar. Türkçe dilini konuşarak pek çok alanda at koşturabiliyorlar. Bu yarışmalar zamanla daha da çoğaltılabilir.

Dünya çocuklarının Türkçe konuşması neden bu kadar önemlidir? Bugünün çocukları yarının büyükleridir. Dünyada en çabuk kaynaşanlar çocuklardır. Onların birbirlerine ve başkalarına olan sevgi ve ilgilerinde gösteriş asla yoktur. Hayatlarına kin ve nefret kesinlikle girmemiştir onların. Onları elde eder, onlara kendinizi ve dilinizi sevdirirseniz dünyayı küçültür, dünyanın da sevgisini kazanırsınız. Onları bugün Türkçe konuşturursak yarın kültürümüzün taşıyıcıları olurlar. Bizden birileri oluverirler. Bize karşı olumlu düşünceler beslerler. Bize birisi bir suç isnat etti mi karşılarında onları bulurlar. Onlar, bizim dünyada yılmaz birer savunucumuz olurlar. Hiç tanımadığı ve fikir sahibi olmadığı ülkemizin dilimiz vasıtasıyla aşinası olurlar. Kültürümüze ilgi duyarlar. İnsanlarımızı takip ederler. Takımlarımızı desteklerler. Dinimizi incelerler. Basın yayın hayatımızı izlerler. Folklorumuzu öğrenmek isterler. Ülkemizi tanıtırlar. Ülkemize pek çok turist bunların sayesinde gelir, döviz bırakır. Dünyada sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal bakımdan pek çok gelişmenin tohumlarını yine bu kültür elçileri ekecektir.

Anadilimiz köklü bir dildir. Yapma, suni bir dil değildir. Dünya dili olmasının temelinde de bu özelliği yatar. Sözlü edebiyatı saymazsak yazılı edebiyatın ilk örneklerinden bahsetmeden geçemeyiz. Türkçe denince akla kimler gelmez ki? İlk önce Bilge Kağan, sonra Kaşgarlı Mahmut. Kaşgarlı Mahmut lehçelere varıncaya kadar kelimeleri tespit etmek için köy köy gezmiştir. Böylece büyük bir sözlük oluşturmuştur. Türkçe bilincine sevdasını ve emeğini eklemiştir. Karamanoğlu Mehmet Bey"in Türkçeye katkıların unutmuş değiliz. Ali Şir Nevayi, Fuzuli, Baki, Nedim ve basit Türkçe akımını savunan Aydınlı Visali, Edirneli Nazmi, Tatavlalı Mahremi Türkçe konuşup, Türkçe düşünüp Türkçe yazmışlardır. Şinasi, Türkçeyi ses bayrağı yapan Fazıl Hüsnü, anne sütü diye niteleyen Necip Fazıl, hikâyeci Ömer Seyfettin ve Atatürk"e kadar pek çok büyüğümüz için Türkçe pek önemli olmuştur. Türkçe için çok mesai harcamışlardır. Türkçenin büyüklüğünün sırrı Türkçe için yapılan çalışmalarda gizlidir. Bugün Türkçe için yapılan bu çalışmalar, yukarıda saydığımız ve sayamadığımız pek çok ünlü ismin en büyük isteklerini yerine getirmek açısından önemlidir.

İmkânım olsa bu etkinliği dışarıdan değil de bizzat yerinde adım adım takip etmeyi isterdim. Katılımcılarla ayrı ayrı konuşmak isterdim. Oradaki lezzeti yakından tatmak isterdim. Büyük küçük hiç kimsenin ayrılmadığı bu ortam, bulunmayı çok istediğim bir ortamdır.

[email protected]