Çok sevdiğim dostum ve arkadaşım-adı bende gizli -“Stratejik ortağımız” ABD politikaları ile ilgili söylediği ,harika bir teşbihi var.Biraz müstehcenliğe kaçıyor ama,teşbihte hata olmaz,ya da hatasız teşbih olmaz,deyip mazur görülsün.

ABD ,”adamın ağzına üç zeytin verir,arkasından bardak bardak zeytin yağı çıkarır.” demişti.Yani, ABD boşuna “horoz sesi dinlemez.”demek istiyor.

Tarihsel ilişkilerimiz incelendiğinde ne kadar haklı çıktığı anlaşılıyor...

Askeri/siyasi darbelerde hep “gizli eli” içimizde oldu. Eli değilse beyni(CİA) hiç eksik olmadı Nato güdümlü derin ilişkilerde inisiyatif hep ABD'de olmadı mı?

30 yıldır kardeş kanının akıtılmasında , PKK terörünün başımıza bela edilmesinde ,Irak'ın işgali öncesinde ÇEKİÇ GÜÇ'ün konuşlandırılmasında ,Kandil'deki Örgüte lojistik destek sağlanmasında- ki buna istihbarat paylaşımı da dahil-ABD'nin parmağı olduğu açığa çıkmadı mı?

Askeri kaynaklarca ve üst düzey komutanlarca terörle mücadelede/terörist başlarıyla müzakerelerde- iki yüzlülükleri deşifre edilmedi mi?

Öcalan Canisi'ni paketleyip,”asılmaması kaydıyla” teslim edildiği,teslimatta kimlerin imzası olduğu biliniyor. Neden 1997'de değil de 1999 yılında ,seçimlere üç ay kala teslim edildi,sorusunun cevabı artık sır değil.Sır olan husus ;O dönemin Hükümetinin ortağı rahmetli Ecevit'in hayretine mucip olandır.Tarihe geçen şu sözüdür..”Amerika ,Öcalan'ı bize neden teslim ettiğini anlayamadık!.”

Zeytini saymaya devam edelim…

Bundan önceki sınır ötesi operasyonlara desteğini esirgeyen ,ikili istihbarat paylaşımı ile Türkiye'yi oyalayan ABD;nasıl oldu da bu sefer “bıçak kemiğe dayanınca” ses çıkarmadı? Aksine suret-i Haktan göründü. Eskiden süre verirdi, şimdi,kara harekatı da dahil hava operasyonlarına sessiz kalıyor.Neden dersiniz?.İşin için de zeytin mi var.

İlgisi var mı bilmem.Zaman gösterecek!Geçen yıl Portekiz/Lizbon'da yapılan NATO zirvesinde Türkiye'nin ilkesel olarak onay verdiği FÜZE KALKANI projesi görüşmeleri yapıldı.NATO füze savunma sisteminin Ülkemizde kurulması kararlaştırılmıştı.

Türkiye'nin konuya ilişkin hassasiyetleri,2 önemli çekincesi vardı.Basına yansımıştı.Türkiye sistemin komuta kontrolünde söz sahibi olmak istiyordu.Bir de sınırdaşı İran'a karşı bir “tehdit” algılamasına /ABD'nin gizli planı olmasına rıza göstermiyordu.

Washington-Ankara görüşmeleri ,yakın günlerde yaşanan kaos ve “Arap Baharı” Libya iç savaş olayları arasında -cambaz hikayesi- taraflarca anlaşma sağlandığı anlaşılıyor.

Ve nihayet “ Patriotlar Geliyor!”

Tevekkeli değil.Bir ay önce İstanbul'da “ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton /Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu arasında ,bir saat süren bir görüşme yapılmıştı.”Bunu herkes Libya operasyonları çerçevesinde sanıyordu..

Bir başka enteresan olay.Geçtiğimiz günlerde ,Sn. Başbakan'ın alışılmışın dışında oto yolda konvoyu durdurarak, İran Cumhurbaşkanı Ahmetdinejad' la hangi ivedi nedenle telefon görüşmesi yapmış olabilir? Mesela,PKK'nın 2 numaralı adamı Karayılan'ın İran'ın elinde olduğu yabancı haber kaynaklarında geçiyor,ama,İranlı yetkililerce teyit edilmedi..Böyle bir olasılık olabilir mi?Olamaz!.

Geriye İran'ın ,Füze kalkanının kurulmasından ,varılan anlaşmadan duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş olabilir..

ABD yine zeytinle amacına ulaşmış oldu.11 Eylül saldırılarından sonra “Haçlı ruhu ile” hedef tahtasına oturttuğu İslam coğrafyasındaki “Yeni dünya düzeni” hız kesmeden gerçekleştiriyor.Sıranın Suriye'ye ve ardından İran'a geldiği anlaşılıyor.Peki ,daha sonra !

ABD'nin önce zeytin dalı uzattığı; sonra zeytin'i ,zaman içinde yağ çıkardığı biliniyor.

Afganistan'da öyle oldu.Rus işgaline karşı,Taliban desteklendi.Sonrası malum.İran'da Şahlığa karşı Humeyni desteklendi.Sonrası malum...

Bu güne gelirsek.ABD, şu sıralar dar boğazda.Denizaşırı müdahaleleri yapabilecek gücü zafiyette.Ortadoğu'nun şımarık, korsan devleti Israil' den yana muzdarip!Sözünü dinletemiyor.”Mavi Marmara”'dan dolayı özür diletemiyor.Ama,stratejik ortağına ayıp olmasın için açıklanacak raporu erteletiyor.

ABD emperyal gücünü, Sorosçular, düşünce kuruluşları ,müesses nizam muhalifleri ile ,medya mızıkacıları aracılığı ile Muhalefete karşı psikolojik harekatla götürmeye çalışıyor.Olmadı .Son çare NATO çerçevesinde ,olmadı BM koalisyon güçleri ile ortak harekat planlıyor.Ancak eskisi kadar rahat ve pervasız değil.Prestijini nokta operasyonlarla korumaya çalışıyor. Pakistan'da El-Kaide lideri Bin Ladin'e düzenlenen operasyon bunu en somut örneği..

Bu anlamda ,ABD İslam coğrafyasında yıldızı parlayan ve bölgesinde ekonomik istikrarın ve demokratikleşme bağlamında model ülke konumuna gelmiş Türkiye'nin ,ali menfaatlerine ilişkin -ön şart ve isteklerine-karşı durması akıllıca değil.Zira,şimdilik stratejik ortağın haklı taleplerini karşılamaktan,yada sessiz kalmaktan başka çaresi kalmadığını anlıyoruz.

Türkiye'nin “kazan kazan “dış politikası ,ABD ulusal çıkarları ile örtüştüğü oranda sınır ötesi müdahalelere göz yumması kaçınılmazdır.

Yalancı bahara aldanmamak gerekir.Bir zeytini unutmamak…

BAYRAM TEBRİK MESAJIMDIR.

Aziz Milletimim ve İslam aleminin,gönül dostlarımın,okurlarımın mübarek Ramazan Bayramlarını tebrik eder,sağlık,mutluluk ve hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ederim.