Açılımın Foyası Boyası

Bir zamanlar adına “Kürt sorunu”...”Güney-doğu Sorunu”...”Terör Sorunu” denildi.Sonunda ,nasıl adlandırılırsa adlandırılsın sorunun mutlaka çözülmesi gerektiği anlaşıldı.

Anaların göz yaşı dinsin...Bin yıllık kardeşlik hukuku pekişsin...Demokratikleşme süreci başlatılsın temennilerinden bugün , “Açılım sürecine “gelindi.

Hükümet/İktidar 7 yıl sonunda “sorunu” çözme niyetiyle(!) , siyasi ve sivil kesimlerle mutabakat arayışına başladı.

Bu bağlamda Hükümet Açık gizli niyetini ortaya koyması gerekir.”Kürt açılımı” denirken bir etnisite mi esas alınacak ,soruna bir azınlık statüsü kazandırma anlamı mı yüklenecek,yoksa MHP"nin öteden beri savunduğu “Türkiye"yi  daha geniş kapsamlı bir demokratikleşme sürecine “kavuşturacak hep birlikte göreceğiz.

MHP"nin Kürt sorunu üzerine bir politikası/projesi yok diyenler yanılgıdadır.Doğrudur.MHP"nin etnisiteler üzerine projeleri olamaz.Azınlık ırkçılığına dayalı politikalar üretmez.Bunu bölücülük olarak nitelendirir.Türkiye"yi bir bütünlük üzerinde ,Anayasa"daki ifadesi ile Üniter yapı içersinde Türk milletini “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı” kimliği ile görür.

Açılım projesine gelince ,bu projeye “Cumhuriyeti güncelleştirmek (!)” “Yeni bir Türkiye inşası” (kurulması)olarak da görenler var.

Açılımı “demokratikleşme” olarak nitelendirenler de var.

Her ne ad altında olursa olsun ,bu tür farklı algılama ve niyetlere matuf olsa da amacın ülkenin ve Devletin  Demokratikleşme sürecine girerken “Kürt sorunu”nun mutlak çözülmesinde yarar var.Bunun için İktidarın mutabakat arayışları sürüyor.Gerek Meclis"te grubu bulunan , gerekse temsil edilen Siyaset kurumları ile dışarıdaki etkin  sivil toplum önderleri ile bir gurup aydınla yapılan görüşmeler ışığında konuyu önemsediği gözleniyor.

Sebep ,mecburiyet ne olursa olsun 25 yıl süren bu şiddetin artık durdurulması gerekiyor.

Denebilir ki Bölgede sadece bir “etnisite” sorunu yok.Bölgenin daha öncelikli ve ciddi : işsizlik/yoksulluk sorunu vardır.Hükümet önce bu konuları çözmelidir.Muhalefetten bu yönde teklif /projeler almalıdır denebilir.Bu bağlamda Hükümetin Muhalefet partilerinden “çözüm projeleri” beklemesi pek inandırıcı gelmiyor.Yani her zaman yaptığı gibi radikal girişimlere ilişkin başarısızlıklarının faturasını muhalefete keserek :”ne yapalım Muhalefet işte yine takoz koyuyor...Devletteki Bürokrasiyi aşamıyoruz...Çoğunluğumuza rağmen bazı engelleri aşamıyoruz gibi..”bahanelerin arkasına sığınarak vatandaşı ajite etmesi ve niyetinden vaz geçecek mi?

Kuşkularımı artıran olgular belirmiyor değil.Bir kere,bu açılımın ivme kazanması dış baskılardan geldiği açık seçik ortada.ABD ve AB odaklı olduğu sır değil.Hatırlayalım.ABD Başkanı H.Barak Obama"nın T.B.M. Meclisi"nde yaptığı konuşmayı. ... “Demokratikleşme ve İnsan Hakları “ adı altında muhtelif tarihli AB ilerleme raporlarında ve en son” ikili müzakere” sürecinde sıkça yapılan“Demokratikleşme “vurgusu  ve son olarak ABD"nin Irak"tan çekilmesiyle bölgedeki istikrarı sağlayacak gücün Türkiye"nin düşünmesi ; ABD Büyükelçisi"nin her fırsatta muhataplarla görüşmesi ; Bölgede Barzani"yle PKK"nın tasfiyesinde işbirliğine gidilmesi ; tespitlerimizin doğruluğunun kanıtıdır.

Şüphesiz “Açılım”ın iç sebepleri de var. AKP"nin devlet ve iktidar gücü ile Yerel seçimlerde bölgede DTP"ye karşı yenilgisi...Türkiye genelinde az da olsa oy kaybetmesi,Kürtlerin ayrılıkçılığına zemin bırakmayacak bir demokratikleşmenin gerekliliği artık ortaya çıkmıştır.Bölgenin Terörden arındırılmasının şart olduğu anlaşılmıştır.

Bu gibi etkenler İktidarı ,”Kürt Açılımı”nda mutabakat arayışlarına itmiştir. Bir ,bir buçuk yıl sonra seçim yapılacağı varsayılırsa ,Sayın Başbakan"ın DTP ağırlıklı illerde vatandaşları artık “hamasetli /gözü yaşlı mağduriyet edebiyatıyla “ikna etmesi kolay olamayacaktır.Hele Aşiret baskısı,dinsel etkileşim,devlet imkanlarının seferber edilmesi yaşanacak sonuca etkisi olmayacaktır.

Öte yandan Siyasi mutabakat arayışında ,gerek CHP"nin ve gerekse MHP"nin İktidarla uzlaşmaya girmemesi,kapıları kapatması,”randevu verilmemesi” , hatta restleşmeler ,henüz  açılımın içeriği bilinmeden böylesi gerginlik ve çatışma ortamına girilmesi aldatıcı olmasın.

Hükümetin “Açılım”dan ne kastettiği ,içerisinin doldurulması , iddialı projesini somutlaştırdığı ve konuyu millet iradesinin yeri T.B.M Meclisi"ne taşıdığı zaman görülecektir ki , kapanan kapılar aralanacak ,yüksek perdeden söylenen sözler yumuşayacaktır.

Bir de “Sorun”un muhatapları kesin olarak belirlensin, işin içinde oyun olup olmadığı,kimin samimiyet olduğu daha net anlaşılacaktır.Yoksa , Açılım diye örtülü/gizli ajandalı/seçimlere yatırım/siyasi rakibine çalım atma düşünce ve art niyetler sorunu daha da derinleştirecektir.Belki de barış umutlarını yok edecektir.

Son olarak ,15 Ağustos tarihi çok önemlidir.İmralı canisi Öcalan bakalım yol haritasında neler isteyecek..Taraf olarak muhatap alınacak mı?

Eruh ve Şemdinli"deki ilk PKK silahlı baskının yıldönümü sebebiyle döktüğü kandan dolayı Yüce Türk milletinden “özür “dileyecek mi?

Sayın Başbakan"ın terörü lanetlemedikleri, PKK" ile aralarına mesafe koymadıkları  için DTP "ye  randevu vermediği biliniyordu.Ancak ,Açılım dolayısıyla önce Cumhurbaşkanı ve akabinde DTP Eş başkanı Ahmet Türk"le AKP genel başkanı sıfatıyla /kılıfıyla görüşmesi , mutabakat ortağı ve muhatap alınması bizce de doğal görünebilir.Ancak bu Partinin milletvekillerinin açık söylemlerinden niyetlerinin ve taleplerinin ne olduğunu bilmezlikten ve görmezlikten gelemeyiz.Unutulmamalıdır ki ölçüsüz iyimserlik teslimiyeti getirir.

DTP Milletvekili Gülten Kışanak"ın bir gazeteye verdiği mülakatta ,sorunun kodlarını ve koordinatlarını özetlemiştir.:”Bizce Devletin ,Kuruluş felsefesini değiştirmesi gerekiyor.”

Bu söylem hafife alınabilir mi?

MHP Lideri Sn. Devlet Bahçeli, DTP" nin İmralı güdümünde dillendirdiği, her gün meydan meydan bölge  halkı ile paylaştığı ön şartsız taleplerine karşı çıkıyorsa ,söylenenleri önemsiyor  sessiz kalmıyorsa , ayrılıkçı ve federatif isteklere karşı Hükümeti uyarıyorsa, yaşanmış travmalardan ders alıp kayıtsızlıklara tahammülsüzlük göstermiyorsa bir kere de haklı olabileceği neden düşünülmez !.

“Açılım”ın boyası da  foyası da 15 Ağustos"ta açıklanacak “yol haritası”ndan sonra  göreceğiz.

Oooo! Derken , hayretinizi görür gibiyim!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Anayol Arşivi
SON YAZILAR