ADALETSİZ KALKINMA MI?
Adalet ve Kalkınma Partisi, adalet ve kalkınma kelimelerini parti adı olarak seçerken içerdikleri anlamları da amaç ve ilke edinmiş olması gerektir. Esasen siyasi parti isimleri anlamlı seçilir ve felsefelerinin özünü teşkil eder. Gerçi bazıları, o özden uzak da kalabiliyor ya. Bu anlamda AKP, iki ayak üzerine oturtulmuştur. Bunlardan özellikle alt yapıya dayalı kalkınma ayağı oldukça sağlam basmakta, hatta ikincisinin de yükünü nerede ise üzerine almaktadır. On yıllık süre içerisinde yapılan maddi kalkınma, seleflerini kat be kat geride bırakmıştır. Başta ulaşım olarak, karayolları, duble yollar, tüneller, metrolar, hızlı trenler, marmaray, ülkenin çehresini değiştirmiştir. Eğitimde, sayısız derslikler, üniversiteler, yurtlar açılmıştır. Sağlıkta dev hastaneler yapıldı, yapılıyor. Hukukta yine bölge istinaf mahkemeleri devam ediyor. İstanbul'da ikinci kanal, üçüncü boğaz köprüsü, (ki üzerinden demir yolu da geçecek) projeleri gündemde. Yine üçüncü ve dünyanın en büyük hava alanlarından biri yapılacak. İzmir kara yolu projesi kapsamında uzunluğu 4 km yi bulacak olan Marmara denizi üzerinde asma İzmit köprüsü. Alman Lüfthansa havayolları ile THY'nin ortaklığı konuşuluyor. Bilişim sektöründeki gelişmeler. Demokratikleşme, insan hakları ve açık rejim konularında oldukça ilerlemeler kaydediliyor ,vs.v.s. Burada her alanda örnekler vermek mümkün değildir. Bunlar millet olarak yüzümüzü güldürüyor ve bizi gururlandırıyor. Minnettarız. Hepsi bu ülkenin insanı için yapılıyor.
Ancaak, ikinci ayağa, yani üst yapıya gelince, adalet, hukuk, huzur, emniyet konularında millet olarak büyük bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. Aynı başarıyı bu alanlarda göremiyoruz. İnsanın ihtiyaçları ve mutluluğu sadece yukarıda saydığımız maddi şeylere bağlı değildir. Bugün terör sadece dağları değil şehirleri de kapsama alanı içine almıştır. Özellikle büyük şehirlerde olaysız gün geçmiyor. Sokak terörü ile otobüsler, otomobiller, mağazalar molotoflanıyor; bombalar patlıyor; iş yerleri, bankalar soyuluyor, ev soygunları zaten vak'a yı adiyeden. Karakollara, polislere saldırılar, yakmalar Evlerde bile güven kalmadı. Cinayetler, çeteler, kaçakçılık, kalpazanlık, uyuşturucu, bin bir çeşit kanunsuzluk, yaygın hale gelmiştir. Şehit haberlerine Filistinliler gibi neredeyse alıştık. Demeçler ve lanetlemeler bu güne kadar işi çözemedi. Neden bu terörün kökü kazınamıyor? On beş kere yakalanıp salınan suçlular var. Adamlar işlerine aynen devam ediyor. Ceza evleri bile güvenli değil. Ben soruyorum; bu nasıl adalet, bu nasıl hukuk? Neden cezalar caydırıcı olmuyor? Neden suçları ve suçluları durduramıyor? Ne zamana kadar masum, suçsuz insanlar ölecek, mağdur ve perişan olacak? AKP, ikinci ilkesi olan adalet ayağını ne zaman sıkı yere basacak? Yoksa sakatlandı mı, topal mı kaldı? Hükümetin % 50 nin üzerinde halk desteği var. Millet arkalarında; ve milletin kahir ekseriyeti huzursuz, bu olup bitenlerden rahatsız. Ülkenin ve insanımızın huzuru, güveni için yapılacak olan her türlü hukuki düzenlemeleri millet desteleyecektir. Polis cop, gaz, aşırı güç kullanmamalı diyen muhalif çevrelerin niyetini biz biliyoruz. Bu tür çatlak seslerden mi etkileniliyor veya korkuluyor? Hükümetin imkan ve fırsatı var. Lütfen bu güzelim ülkede hukuku, adaleti ve güveni sağlamalılar. Gerekirse, ki öyle görünüyor, idamı bile geri getirmeliler. Aksi takdirde huzur ve güven daha fazla bozulursa, bu herkes için de onlar için de felaket olur. Saygılarımla.
Hasan ÖZDUMAN, Em.Öğr.Görevlisi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.