Adli Tıp: Kübra’nın ölüm nedeni AÇLIK...

Bilmeyen kalmadı Samsun'un, Tekkeköy  ilçesinde Bakırcı, ailesinin en küçük ferdi Kübra Bakırcı'nın, açlıktan öldüğü haberleri  her gün yayınlandı. Hatta ulusal radyolarda televizyonlarda ve gazetelerde bile birinci sayfadan yayınlanan haberleri okuduk. Bende buna bir röportajla katkıda bulundum.  Daha sonra ki günlerde olay geniş çaplı araştırılmak üzere adli tıbba gönderildi. Adli tıptan   2011 Türkiye'sinde yaşanmaması gereken bir  sonuç  geldi. Kübra bebeğin midesinin  bomboş olduğu bildirildi. Kübra bebeğin yerinde benim kızım yada sizin kızınız olabilirdi. AKP hükümetinin başbakanından tutunda tüm üyelerinin her gün meydanlara yada mikrofonların önüne geçtiklerinde  bizim dönemimizde insanlar refah bir şekilde yaşıyorlar diyerek beyanatlar veriyorlar. Şimdide seçim nedeniyle meydanlara çıkıp bizim sayemizde karnınız doydu bolluk oldu, cebiniz para gördü eviniz ekmek gördü, kimse açlıktan  ölmedi diyerek her  gittikleri yerde bangır bangır bağıracaklar. Fakat Samsun'a geldiklerinde hangi yüzle bu söylemi yapacaklar çok merak ediyorum.  Samsun'a geldikerinde   yada Tekkeköy'e geldiklerinde, bizimle birlikte karnınız tok sırtınız pek oldu dediklerinde sizlerden alacakları yanıtı ben şahsım adına çok merak ediyorum.  En önemlisi de Bakırcı ailesi onlardan oy istemeye gelen AKP'lilere ne yanıt verecekler. El pençe divan mı duracaklar yoksa bizim kapımıza hangi yüzle geldiniz diyerek açlıktan ölen kızları Kübra'nın, fotoğraflarını göstererek bizim kızımız sizin yüzünüzden yaşamını yitirdi  diyerek hesap mı soracaklar? Bunu da çok merak ediyorum....  Kübra bebeğin açlıktan öldüğü Adli Tıp tarafından da tasdiklendiğine göre bunun bir hukuksal yaptırımı neden yok? Bizim hukuk sistemimizede bununla ilgli yetkililerin yargılanması neden mümkün değil? Bizim hukuk sistemimiz bunu yargılayamıyorsa eğer umarım Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargılayabilir.  Dünyanın hiç bir ülkesinde insanlar açlıktan sefaletten ölmemeli... Hele de bebekler,  çocukalar hiç ölmemeliler.  Bu yazıyı yazarken insanlığımdan zul duydum.  Acaba açlıktan ölen bebek benim kızım olsaydı ne yapardım?  Kime dert yanardım? Beni kim dinlerdi? Derdime  kim derman olurdu? Kim benimle birlikte olup haklarımı aramama yardımcı olurdu? Sanıyorum yine aynı insanlar yanımızda yöremizde olurlardı. Fazlasını beklemek abesle iştigal olurdu.  Kübra bebeğin ölümünün üzeri bu kadar kolay kapatılmamalı. Benim  düşünceme göre bu olay bir faili meçhul olay değildir. Faili belli olan bir olay, o  nedenle üzeri kolay kolay kapatılmamalı. Her şeyden önce hukukçularımız , insan hakları savunucularımız konunun askıya alınmasına izin vermemeliler. Yoksa bir gün açlıktan ölümler bizimde kapımızı çalacaktır. Zaten şu anda insanlarımız açlıktan yataklarını yorganlarını yemekteler.  İlerleyen zamanda yiyecek bir şeyleri kalmayınca onlarda mideleri boş bir şekilde 2000'li yıllarda Allahın rahmetine kavuşacaklar.  Tamda yazımı bitirmek üzereyken bir haber daha okudum . Haberde AKP milletvekili adayı Suat Kılıç ve Mustafa Demir, meydanlara çıkıp Samsun (Seçim Koordinasyon Merkezini) SKM'yi açmışlar. Açılışta açlığa çözüm bulacakları yerde tutmuşlar yok efendim CHP'liler şunu konuşmuşlar başbakana şunu söylemiş AKP'ye eleştiride bulunmuş diyerek havanda su dövmeye devam etmişler. Yukarıda da ifade ettim. Adamların işi gücü kimin karnı aç yada sırtı çıplak onu düşünmüyorlar ancak, CHP bize ne dedi, MHP bizi nereden eleştirdi ona cevap verelimin peşindeler.   Kübra bebek oınların hiç umurlarında değil. Konuyla ilgili eski Samsun Tabipler Odası Başkanı Uzm.Dr. Cem Şahan,  bir  doktor olarak açıklamada bulundu. “Tekkeköy ilçesinde 3 aylık Kübra'nın beslenme yetersizliği'ne bağlı ölümünü büyük üzüntü içinde öğrendim. Son 5 yıldır bu kentte Çocuk Hakları, Sosyal Politika, Yoksulluk, çocuk yoksulluğu üzerine hazırlanan raporlarda imzası olan bir hekim olarak, kamu yönetimine şunu sormak isterim. Niçin Samsun'un Yoksulluk Profili çıkarılmamıştır? Ayrıca Kübra'nın ölümünden sonra sergilenen günü kurtarmaya yönelik, tutarsız açıklamalarnı kamusal etiğe uygun olmadığını düşünüyorum.
Yoksulluğun çocuklar üzerindeki en sık görülen etkisi beslenme yetersizliğidir. Yoksulluk, eve giren besinlerin yetersizliğine, ev içi stres ve annenin kronik yorgunluğu nedeniyle anne sütünün erken kesilmesine –ki Kübra'nın annesi de bunu söylüyor- , annenin beslenme yetersizliğine ve bebeklerin düşük doğum ağırlıklı olmasına, sağlıksız fiziksel ortama ve yetersiz sağlık hizmetine neden olarak çocuklardaki beslenme yetersizliğinin temel belirleyicisi olarak rol oynamaktadır. Yoksulluk annelerin eğitimsizliği yoluyla da beslenme yetersizliğine katkıda bulunmaktadır. Bütün bölgelerde yoksulluk arttıkça düşük ağırlıklı çocuk oranının da arttığına dikkat çekilmektedir. Dünyadaki beş yaş altındaki çocukların yüzde 27'sinin ağırlığının yaşına göre düşük olduğunu ve bunların da büyük bir kısmının gelişmekte olan ülkelerde yaşadığını tahmin etmektedir. Kennte her altı çocuktan biri yoksul. İlçeler arasında eşitsizlikler daha belirgin. Köylerde çocuklarda beslenme eksiklikleri olan çocuklar mevcut.
1- Samsun`da çocuk yoksulluğu hızla artmaktadır. Samsun`da kalkınma modeli olarak yapılandırılan politikaların halkın ve özellikle çocukların yoksulluğunu gidermede yetersiz kalmaktadır ve gelir adaletsizliğine yol açmaktadır. Samsun kırsalının marka yolculukları, AB hayalleri, strateji programları ile kaybedecek zamanı yoktur. Kent-kır eşitsizliği çocukların gelişimi önünde ciddi engeller oluşturmaktadır. Çocuklar arasında eğitim eşitsizliği belirginleşmektedir. Kırsal alanlarda annelere ve çocuklara yönelik sağlık hizmetlerine ulaşma zorlaşmaktadır. Sosyal güvenlik ve sağlık sigortası sistemleri dağınıklığı belirginleşmektedir. UNİCEF`in de belirttiği gibi yoksulluğun tek bir göstergesi yoktur ve bu nedenle nicel terimlerle ifadesi her zaman kolay değildir. Yoksulluk çocukların hem biyolojik hem de zihinsel po tansiyellerini olumsuz etkiler. Samsun`da çocuk yoksulluğunu izlemek, etkilerini kamuoyuna anlatmak ve çözümler üretmek üzere Çocuk Yoksulluğu Merkezi kurulmalıdır. Samsun`da işsizliği azaltacak ve toplumsal eşitsizlikleri düzeltecek sosyal program acilen başlatılmalıdır. Kaynakların kullanımında en dezavantajlı çocuklara öncelik verilmelidir. Çocukların hepsine sağlık güvencesi sağlayacak çocuklara ücretsiz sağlık hizmeti yasası için siyasilere sivil baskı yapılmalıdır.
2- Temel Çocuk Sağlığı konusunda, çalışmalar Avrupa ülkelerinin çok gerisindedir. Kapatılan Ana Çocuk Sağlığı Merkezlerinin önemi bugün daha iyi anlaşılmaktadır. İlçe hastanelerinde Çocuk acil servisleri yoktur ve çocuk servislerinde yetersizlik sürmektedir. Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinin yer sorunu, dünyanın hiç bir yerinde ve sağlık siteminde kabul edilemeyecek şekilde, Mehmet Aydın Devlet Hastanesinden boşalan yere taşınma şeklinde çözünmeye çalışılacaktır. Erişkin Hastanesini, çocuk hastanesine dönüştürmek, hem finansal hem de sağlık sistemi açısından tercih edilebilir değildir. 
3-Anaokulu ve ilköğretim öğrencilerine günlük ücretsiz süt verilmelidir. Eğitimin tüm aşamalarında sağlıklı beslenme önemlidir. Ancak özellikle anaokulu ve ilköğretim birinci kademe öğrencilerinin diğerlerine göre daha dikkatli ve sağlıklı beslenmeleri gerekmektedir. Eğitimde başarılı olabilmek için beslenmenin ne kadar önemli olduğu bilim çevreleri ve beslenme uzmanları tarafından sık sık dile getirilmektedir. Bu amaçla tüm anaokulu ve ilköğretim birinci kademe örgencilerine ücretsiz olarak günlük süt verilmelidir. Bu temel yaklaşımlar, Samsun`da yok sayılmaktadır.
4- Özellikle ilköğretim okullarında okul binasının ve çevresinin fiziksel yetersizlikleri hızla artmaktadır. İlköğretim okullarında sınıf kontenjanları 50`lere ulaşmaktadır.Pek çok Avrupa ülkesinde sınıf mevcutları 24'tür. Kübra Bakırcı, gibi bebekler açlıktan yaşamlarını yitirmezler. Samsun Büyükşehir Belediyesi mücavir alanı içinde yaşayan Bakırcı, ailesinin en ufak ferdi  olan Kübra, bebeğin ailesi ve yakınları umarım bundan böyle hakları için var güçleriyle mücadele ederler. Saygılarımla....

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR