Adnan Menderes Siyasete Girişi

Hayatına mal olacak siyaset, ağlarını Adnan MENDERES için sinsi sinsi örüyordu. O, genç yaşında Fethi OKYAR'ın 1930'da kurduğu Serbest Fırka'nın Aydın il başkanı olarak siyasete ilk adımını atmıştı. Ege Bölgesi müfettişliği sırasındaki çalışmaları ve çıkışlarıyla dikkatleri üzerine çekmiştir. Böylece siyasi arena onu iyice kapsama alanına almış ve sevmişti. Bu meydanda yıllarca dörtnala koşacak atın binicisi, o olacaktı.

   Siyaset, onun önüne hayatla memat arasında bir çizgi şeklinde çıkacaktı. Bu çizginin bir tarafı, mücadele ve kavgaların bolca olduğu bir arenaydı. Hizmet aşkı da elbette bu taraftaydı. Demokrasi, gelişim, ilerleme, çağdaşlık, huzur ve mutluluğun yolu da bu çizgiyi aşmakla mümkündü. Çizginin diğer tarafında yalnızlık vardı. İlgi, alkış, şaşaa, şan, şöhret yoktu. Sukünet ve belki de sessiz bir hüzün vardı burada. Pek çok insan, belki de çizginin bu tarafını tercih ederdi. Ancak kaderin önüne hiçbir şey geçemezdi. Olacakla öleceğe çare olamazdı. Menderes için siyaset, kelebeklere cazip gelen ateş gibi çekiciydi. Ateşte hem aşk hem acı hem de ölüm vardı. Menderes, ateşi tercih etmişti.

   Sevgili eşi Berin Hanım, “Ben mi, siyaset mi?” demişti. Menderes, ikisinden de vazgeçememişti. Eşini ikna yoluna gitmiş ve bu ikna yönteminde de başarılı olmuştu. Bu arada bir bayanın eşine siyasete girmemeyi şart koşması da çok ilginç bir ayrıntıydı. Araba, ev, katlar, toprak, bol para ve ikbal gibi arzuları yoktu Berin Hanım'ın. O, sanki yıllar sonra gerçekleşecek acı olayları biliyormuşçasına eşi olacak o narin ve zarif insanın siyasetten uzak kalmasını istiyordu. Ancak Berin Hanım'ın isteği gerçekleşmemişti. Kelebek ateşe düşmüştü ve kanatları yanmıştı. Kızgın ateş, sadece kanatlarını değil bütün vücudunu yakmıştı taze kelebeğin. Kaderi böyle şekilleniyordu Menderes'in.

ATATÜRK VE MENDERES

   Serbest Fırka uzun soluklu bir parti olamamıştı ve kapanmıştı. Bu arada Aydın'a gelen Atatürk ile Menders'in yolları kesişmişti. Atatürk, Adnan MENDERES'i görmüş, konuşmuş, kişiliğini ve fikirlerini takdir etmiştir. 1931 seçimlerinde listeye bizzat ismini yazdırarak Cumhuriyet Halk Fırkası'ndan Aydın Milletvekili olmasını sağlamıştır. Bu tarihten sonra Adnan MENDERES, hiç ara vermeden 30 yıl TBMM'de Türk milletini temsil etme şerefiyle müşerref olmuştur.

14 MAYIS 1950

   Bu tarih Türk siyasi tarihinde çok önemli bir tarihtir. Bir dönüm noktasıdır. Bir devrin sonu yeni bir devrin başlangıcıdır. Bu tarihte kimilerine göre kara bulutlar dağılmış, güneş ufuktan doğmuştu. Demokrat Parti seçimi kazanmıştı.

   DP 1950'ye kadar son 5 yılda çetin mücadeleler vermişti. Mücadeleler, seçmenin de yoğun teveccühüyle sona ermişti. 14 Mayıs 1950 seçimlerinde Demokrat Parti, oyların %53,5'ini almıştı. Böylece bir dönem sona ermiş, yeni bir dönem başlamıştı Artık memleketimizde normal siyasi hayata geçilmişti. 14 Mayıs, Türk tarihinde müstesna bir öneme sahiptir ve tarihî bir gün olarak anılacaktır. Ayrıca DP lideri Adnan MENDERES bugünü “Bu tarihî günün hatırasını yalnız partimizin değil, Türk Demokrasisinin bir zafer günü olarak yâd ediyoruz.”* demiştir. (22.05.1950)

*Başbakan Adnan Menderes'in Meclis Konuşmaları, Dr. Faruk Sükan

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR