Akıl ve nefes
Aklın nefisle savaşması, Mecnun'un deveyle çekişmesi gibidir. Mecnun'un isteği hür kadına, devenin isteği geride yavrusuna doğruydu. Mecnun'un dediği gibi: Devemin arzusu geriye, benim arzumsa ileriye. Ben ve o, birbirimize muhalifiz.
Kesin olarak Mecnun ve onun devesi gibidirler. O öne çeker, bu da kinle geriye. Mecnun bir an kendinden gafil olsa deve dönüyor ve geri gidiyordu. Bedeni aşk ve sevda dolu olduğundan kendini kaybetmemek için çaresi yoktu. Kendini gözetecek olan, akıldı. Aklını Leyla'nın sevdası kapmıştı. Ancak deve çok gözetleyici ve çevikti. O, yularını gevşek görünce Mecnun'un gafil ve şaşkın olduğunu anlıyordu. O zaman durmaksızın yavrusuna yöneliyordu. Mecnun kendine geldiğinde fersahlarca geri gitmiş olduğu yeri görüyordu.
Mecnun üç günlük yolda bu hâller içinde yıllarca tereddütte kaldı. Dedi: "Ey deve! Mademki her ikimiz âşığız ve iki zıddız. O zaman uygun olmayan yol arkadaşıyız. Sevgin ve yuların, bana uygun değil. Seninle birlikte olmayı terk etmeliyim. Bu iki yol arkadaşı, birbirinin yolunu kesmektedir. Bedenden inmeyen can, yolunu kaybeder. Can, arşın ayrıllığıyla yoksulluk içinde. Beden diken aşkından deve gibi. Can yukarıya doğru kanatlarını açar. Beden, yeryüzüne pençelerini batırmış.
Ey vatan düşkünü! Sen benimle oldukça o zaman canım Leyla'dan uzak kalacak. Musa'nın kavminin yıllarca çölde bulunması gibi, bu tür hâllerle ömrüm gitti. Bu yol, kavuşmaya kadar iki adımdı. Senin hilenle yolda altmış yıl kaldım. Yol yakın ama çok geç kaldım. Bu binicilikten usandım."
Kendini deveden baş aşağı attı. "Gamdan yandım. Ne zamana kadar? Ne zamana kadar?" dedi. Geniş çöl, ona daraldı. Kendini taşlığa attı. Kendini aşağıya öyle sert attı ki o yiğidin bedeni delik delik oldu. Kendini aşağıya öyle sert attı ki o anda kazayla ayağı da kırıldı. Ayağını bağladı ve "Top olurum, çevgenin eğrisinde yuvarlanarak giderim." dedi.
Güzel sözlü bilge bundan dolayı bedeninden inmeyen biniciye lanet eder. Mevla'nın aşkı, Leyla'nınkinden nasıl az olur? Onun için top olmak daha uygundur. Top ol, doğruluk yanı üzerinde aşk çevgeninin eğrisinde yuvarlana yuvarlana dolaş. Çünkü bu yolculuk, bundan sonra Hakk'ın çekişidir. Deve üzerindeki o yolculuksa bizim yolculuğumuzdur. Böyle bir yolculuk, türünün müstesnasıdır. Cinlerin ve insanların çalışmasından fazladır. Böyle bir çekiş, alelade her çekiş değildir. Onu Ahmed'in ihsanı oluşturdu. -Mevlana'dan- Hür kalıp hürriyete ulaşmanız dileklerimle...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.