AKLIMDAN GEÇENLER
Acaba 1Mart Tezkeresi sonrası Amerika ile yaşanılan gerginliklerin 4 Ekim Tezkeresi'nin geçmesinde etkisi oldu mu? Aman aynı baskılara maruz kalırız, bu defa çuvalı başımıza geçirmekle yetinmezler gibi bazı korku dolu tereddütler zihinlerde yer ettiğinden mi evet diyen eller havadaydı o gün?
Acaba Okyanus ötesinden tezkerenin geçmesi ile ilgili bir takım telkinler geldi mi?
Acaba 2050 kitabında yazan Türkiye-Rusya savaşı ve sonrasında Türkiye'nin süper güç olacağı ön görüleri Davutoğlu'nun hayallerini ne kadar etkiledi? Acaba onu gelmiş geçmiş en başarısız ve geleceği okumaktan en uzak dışişleri bakalı olarak gören sadece ben miyim?
Acaba, Büyük liderin büyük partisinin görkemden ve kalabalıktan geçilmeyen kongresinde, onlarca şehidimizin kanının ellerinden damladığı peşmergeye 'Türkiye seninle gurur duyuyor' diye atılan sloganlar sadece benim mideme mi taş olup oturdu? Yoksa bu konuda ben o güzel şarkının da dediği gibi 'gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar kadar' yalnız mıyım?
Kongre demişken, acaba yıllarca askerin yasakladığı basın kuruluşlarında çalışan gazeteciler o gün kongre salonunda bir zamanlar kendilerinin yaşadığı dışlanmayı yaşayan Cumhuriyet, Aydınlık, Yeniçağ, Sözcü gibi gazetelerde çalışan meslektaşlarını hiç düşündüler mi?
Acaba, Hatay'lı olan, Suriye'li mültecilerin yaptıklarını gören AKP'li vekillerin durumunu özetleyen atasözü 'Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal' olabilir mi?
Acaba, 'tezkereyi savaşmak için çıkarmadık, Suriye'ye gözdağı vermek için çıkardık' diyen AKP'li vekiller bu söylediklerinin Esad ve saz arkadaşları tarafından duyulmayacağını ve hala bu tezkerenin caydırıcı olacağına gerçekten inanıyorlar mı?
Acaba, kimseyle aylardır görüştürülmeyen nadide adamızın nadide misafiri Apo'nun tam da tezkerenin eli kulağındayken Suriye'li gençlere 'En az on beş kişilik ordu kurun' emrinin avukatları aracılığı ile iletilmesi olayındaki tuhaf koku sadece benim burnumu mu gıdıklıyor?
Acaba, 27 Haziran'da Amerikalı üç düşünce kuruluşunun yaptığı Suriye ile savaş simülasyonunda Antep'te bomba patlaması, Türkiye sınırları içine atılan bombalara Türkiye'nin karşılık vermesi gibi gerçekleşen bir takım olaylar sadece basit birer senaryo muydu?
Acaba, Milli Görüş gömleğini yeniden giydiği söylenen Erdoğan'ın o gömleği üzerinden zaten hiç çıkarmadığını düşünen sadece ben miyim?
Acaba, hani şu reklamlarda 25.kare olarak bilinen, subliminal adı verilen, biliçaltını etkilemeyi hedefleyen karelerde ' Recep Tayyip Erdoğan en büyük liderdir' 'O ne diyorsa doğrudur', 'Ondan korkmayan taş olur taş!' gibi şeyler geçiyor, herkes bu nedenle ona hayran, ben televizyon seyretmediğim için bir türlü onu büyük bir lider olarak göremiyor ve bu büyüden etkilenmiyor olabilir miyim?
Acaba, aslında herkes üç aşağı beş yukarı benim gibi düşünüyor da başlarına bir iş gelir diye dillendirmekten mi korkuyor? Türk milletinin gücün büyüsüne kapılmaya çok yatkın olduğunu, o kişi güçten düştüğünde büyünün de çözüldüğünü defalarca yaşamış biri olarak yalnız olmadığım, pek çok kişinin de benim gibi düşündüğü gibi sapkın düşünceler sadece bu konularda yalnız kalmaktan bunalan, korkan ve bunu bir türlü hazmedemeyen beynimin bana oynadığı bir oyun mu?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.