İnsanlar birbirlerini gözetliyorlar. Açık arama yarışına girmişler. Herhangi bir kişinin işlediği suç karşısında dirayetli(!) bir duruş sergilemesi insanları zor durumda bırakabilir. O suçları ben işlemedim. Olur mu hiç öyle şey? Bize yakışır mı öyle çirkin davranışlar? Kasıla kasıla bir sürü bahane sıralar adam. Cesurca konuşur. Kamera görüntüleri var, derler. Nee.. Kamera mı?.. Bir anlık bir bocalama yaşar. Sonra toparlar. Gösterin der. Ben kendimden eminim. Görüntülerdeki kişi kendisi olunca da durmaz şöyle der: Kim yaptı bu alçaklığı? Kim bu hain? Nasıl olur? İnanamıyorum. Bu alçakça bir tuzak! Bu acı gerçekler bile durduramaz onu.

   Senin yaptıkların alçakça olmuyor da kameracının yaptıkları mı alçakça oluyor? Başta kesinlikle yapmadığını söylediğin suçunla yüzleşince suçu kabul edip yüzün kızarması gerekirken sen başkalarında alçaklıklar aradın. Başkalarını suçladın. Özel hayata saldırı dedin. Kişisel haklarımı ihlal ettiler dedin. Bunları sürüm sürüm süründüreceğim dedin. Sağa sola saldırdın. Tek sermayen kızarmaz bir yüzle yaptın bunları.

   Ey bir suça dörtnala giderken kul kameralarından sakınan kul! Ey sigaranı avrat korkusundan balkonda içip küllerini fütursuzca aşağıdaki balkonlara savuran tiryaki! İzmaritlerini bahçeye savuran çirkin koleksiyoncu! Ey uluorta yerlere tüküren tükürükçü! Ey başkalarının arabalarını utanmadan çizen servet düşmanı! İnsanlık düşmanı! Ey hırsızlar! Mal hırsızları! Para hırsızları! Çocuk hırsızları! Kadın hırsızları! İnsan hırsızları! İnsanlık hırsızları!

   Ey trafik canavarları! Trafikte hem kel hem de fodulgiller! Hak hukuk gözetmeyen adalet fukaraları! Duygudaşlıktan habersiz yaratıklar! Aynanın karşısına geçip kendine bakmayan kör oğlu körler! Karşıdaki ben olsaydım diyerek aklıselimi devreye sokmayan toplumun çakalları! Her daim kendini haklı gören ancak Hakk"a tapmayanlar!

   Bu seslenişler böyle uzayıp gidiyor. Seslenmek zorundayız bunlara. Durun demeliyiz. Bunlar olmasa veya azalsa dünya çok daha yaşanır bir yer olur. Dünyada paylaşım adil olur. Açlık, sefalet, gözyaşı, şiddet, sapıklık… ve bir sürü kötülük yok olur.

   Milletin kimyasını bozan aslında da azınlık olan bu güruh suçlarını insanların göremeyeceği yerlerde işlerler. Son zamanlarda yaygınlaşan kameralar iş alanlarını biraz sınırladı. Bir çift göz veya gizli bir noktaya yerleştirilmiş bir kamera işlenecek suçların önüne set çekiyor. Bu tez insanlar için geçerli. İnsanlığını koruyabilenler için.

   Kul kameralarını ve üzerlerindeki çakmak çakmak gözleri hiçe sayıp gerile gerile suç işlemeye devam edenler de var. İşte bu nokta sözün öldüğü noktadır. Tuzun kokması bu olsa gerek. Karın üşütmemesi, güneşin yakmamasıdır bu.

   Kullar, işlenen suçlara Adem ile Havva"dan beri tanıklık etmekteler. Kul kameraları da son zamanlarda yaygınlaştı. Yine de maalesef suçlar, ayıplıklar, kötülükler, pislikler devam ediyor. İnsan yapımı teknikler suçları önlemekte bir hayli yetersiz kalıyor. Bütün suçları harfi harfine kaydeden, üzerinde montaj yapılamayan ve silinemeyen Allah"ın kameraları var.

   Ey kuldan utanmazlar! Yaptıklarınız tüm çıplaklığıyla kaydedilmektedir. Gözetlenmektesiniz. İnsanlardan kaçabilirsiniz. Ancak Allah sizi gözetliyor. Allah"ın kameraları her an iş başında. Bunu bilin de Allah"tan korkun bari! Kuldan utanmıyorsunuz, Allah"tan çekinin bari!