AMİN DEYİN, AMERİKA YOK OLACAK
AMİN DEYİN, AMERİKA YOK OLACAK
Her ülke kendi kültürünün özellikleri oranında, değerlerinin genişliği ölçüsünde ufuk sahibi olur. Ayakta kalmaya çalışır. Her ülkenin farklı hedefi, olayları kavrayışı, meseleleri idrak etme yeteneği vardır. Dış dünyaya farklı pencerelerden bakar. Amerikaya göre kainat kendi sınırlarının dışında sömürülecek, soyulacak, işgal edilecek bir para ve maden bölgesidir. Daha doğrusu amerikanın ait olduğu batı medeniyetinin de dünyayı okuyuş biçimi böyledir. Kendilerinin dışındaki dünya sömürülmeyi bekleyen taze zenginlik kaynaklarıdır onlar için. Bu gün avrupa ve amerikadan medet umup onları adam yerine koyup bütünleşmek için çırpınan islam ülkelerinin anlaması gereken ilk olgu budur. Bu olgu özgürlükle aynı şeydir aslında. Gelecek ile planlarını amerikadan, batıdan bağımsız olarak yapmayan ülkelere bağımsızlık asla yoktur. Düşünmek, anlamak ve idrak etmek için dış dünyayı tanımak gerekir. Önce kendini tanıyıp kendi içiyle dış dünyaya bakarak dost ve düşman tanınabilir. Bundan sonra kazanılan sezgi, düşünüş ve kavrayışla yeniden kendi değerleriyle bütünleşip büyüyebiliriz. Bu bir tür kişinin kendi içinde yaptığı yolculuktur.
Doğu medeniyetinin özelliği batıldan korkmamaktır. Her zaman mazlumun, ezilenin, sömürülenin yanında yer almaktır. Batı medeniyetinin özelliği ise her zaman ezmek, sömürmek, işgal etmek ve kendi menfaatleri için öldürmektir. Elde ettiği bu zenginliklerle eğlenip tepinmek, sadece kendi keyfini, zevkini yükseltip hayatın bu dünyadan ibaret olduğunu zannetmektir. Bu olgu batı medeniyetinin, batı insanının genlerine sinmiş, ruhunda, beyninde kodlanmıştır. Çünkü batının inanç değerleri bunu emrediyor. Bundan dolayı kapitalist sistemin hasta toplumu batı dünyası egostliğin dibine vurmuş, bir gangastere dönmüştür. Geçerli tek kuralın daha fazla tüketmek olan kapitalist sistem adeta tüm toplumu şizofrenik duruma getirmiş, insanı ise parçalara bölmüştür.
İşte bu anlayıştan dolayı bugün dünyanın her yerinde, 150 ülkede yüzlerce amerikan üssü bulunuyor. Amerikadan sonra Fransa, İngiltere, Rusya ve Japonya'nın da aynı şekilde, aynı amaçlarla dünya da üsleri bulunuyor. Baktığımızda özgürlükten ve insanlıktan dem vuran amerika öncülüğündeki batının gerçek yüzü, birbirine zincirlerle bağlayıp işkenceye tabi tuttuğu esirler tarafından ortaya çıkarılmış bulunmaktadır. İnsana yapılan bu çağdışı mualeme eski çağlarda kölelere bile yapılmıyordu. Sözde çağdaş olarak lanse edilen batı dünyasının ne kadar karanlık, bencil, egoist ve çağdışı bir kimliğe sahip olduğu böylece ortaya çıkmaktadır.
Batı dünyası sömürgeler ve işbirlikçi hükümetler sayesinde dünyada at koşturuyor. Amerika Batı medeniyetinin aksiyon gücü, öncü gücü olarak dünyaya zulüm ve gözyaşıdan başka bir şey vermemiştir. Barış, özgürlük, demokrasi yalanlarıyla işgal ettikleri ülkelere savaş, gözyaşı, işkence, kölelik ve çifte satandarttan başka bir şey vermediler. Zaten asıl amaçları da buydu. Müslümanları ezmek, öldürmek, sömürmek ve köle etmek için çalışmak, batı medeniyetinin tarihi bir alışkanlığıdır. Batı aslında seri katildir. Artık Amerika öncülüğündeki batı medeniyetinin dünyaya huzur barış ve özgürlük vermesi mümkün değildir. Bu anlamda dünya üzerinde bir iddiası da kalmamıştır. Dünyaya yapacağı en iyi şey işgallerinden, sömürgelerinden vazgeçip kendi ülkesine dönmesi ve insanlığı kendi başına bırakmasıdır. Sağlıklı bir duyuş ve kavrayışa sahip olan, halen vicdan sahibi olan tüm müslüman yöneticilerin artık batının içine düştüğü bu bataklığı görüp onların yanında değil, karşısında yer alması gerekir.
Amerika, dünya jandarmalığını bırakıp kendi işiyle uğraşmaya başladığı an insanlık rahat bir nefes alacaktır. Amerika ve batı geri çekilişi kendi isteğiyle yapmayacağına göre bizim onları bu durumu ister hale getirmemiz gerekir. Dünyayı Amerika ve Batı dünyasının zihin ve toprak işgallerinden, sömürgeci anlayışından, sürekli öldürme arzusundan vazgeçirmek için, tüm ezilmiş dünya bir araya gelerek yardımlaşma ve dayanışma içine girmek zorundadır. Onların kurduğu üslere karşılık müslümanlar da üsler kurmalıdır. Tıpkı Hz. Ömer'in Kufe' de kurduğu ilim üsleri gibi biz de her ülkede ilim üsleri kurmalıyız. Onların üsleri öldürmek, yok etmek, soymak, köleleştirmek için kurulmuştur. Onların tüm planları öldürmek ve soymak üzerine kurgulanmıştır. Bizim üslerimiz ise diriltmek, huzur ve refahı, özgürlük ve barışı sağlamak için kurulmalıdır. İlim üslerinde yetişen bir kişi binlerce insanı kuratarabilir. Binlerce bombadan daha etkili olabilir. Bu üsler iman silahıyla donatılacaktır. Bu silah sadece müslümanlarda vadır. Biz bu üsleri kurduğumuz zaman amerikanın da, üslerinin de yok olduğunu göreceğiz. Sakın buna gülmeyin, siz amin deyin, Amerika yok olacaktır. Batıl her zaman yok olmaya mahkumdur. Çünkü Rabbimiz Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur diyor. (İsra-81) Çünkü Rabbimiz; ''insanlardan korkmayın benden korkun, ayetlerimizi az paraya satmayın diyor. (Maide-44) Bu ayetlere iman ediyorsak, Amerikanın yok olacağına da iman etmek zorundayız. Biz korkmayalım, batıl korksun, Amerika korksun, çünkü onlar yok olup gidecekler, zafer en nihayetinde bizim olacaktır. Buna inanmak imanımızın bir gereğidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.