Bağımsızlık ve Cumhuriyet
Birinci dünya savaşında Almanya"nın safında yer alan Osmanlı Devleti, Almanya"nın yenilgisiyle çeşitli entrika ve hilelerle yenik düşmüş, ordusu dağıtılmış, defalarca haçlı seferleri düzenleyen ve her seferinde püskürtülen Hıristiyan batılı ülkeler için büyük bir fırsata dönüşmüş, haçlı zihniyeti dört bir koldan saldırılarla Osmanlı Devleti istila edilerek yağma ve parçalanmaya giderken, Bağımsızlık ve özgürlük karakterinin vazgeçilmez insanı Anadolu"nun Asil Türk Milleti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yeniden şahlanarak, her türlü yokluğa ve olumsuzluğa rağmen 19 Mayıs 1919 da başlayan bağımsızlık savaşı, her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanarak, asırlardır hakim olunan cennet vatan Anadolu topraklarının düşman işgalinden kurtuluşuna dek sürmüştür.
Osmanlı devletinin küllerinden yeniden dirilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti 29 Ekim 1923 tarihinde kurularak bütün dünyaya ilan edilmiştir.
Halkın kendi kendini yönetme ve çoğunluk sistemi olan Cumhuriyet; Milli iradeyi temsil esasına dayanan, fikir düşünce ve inançları özgürce ifade imkânı veren bir idare şeklidir.
Cumhuriyeti kuran milli irade, insanların dini inanç ve yaşayışlarında serbest bırakılmasını, dünyevi işlerde ise vatan ve milletin yararına yönlendirilmesini ve düzenlenmesini amaçlamıştır.
Su uyur düşman uyumaz. Atasözünün vurguladığı gibi bize düşen görev; Vatanımızı Milletimizi ve bize emanet Cumhuriyet ruhunu gayesinden saptırmadan Demokratik, Laik ve Hukuk Devletimizi yüceltmek ve yükseltmek, bu mukaddes emaneti en iyi şekilde bizden sonraki nesillere devretmek olmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun 86 yıl dönümünü kutladığımız Cumhuriyet Bayramını büyük bir heyecan ve gurur içinde yaşarken, bağımsızlık mücadelesinde kanları ve canlarıyla savaş veren kahraman Atalarımızı bir kez daha saygı rahmet ve hürmetle anıyorum.
Ruhları şad olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.