Bir Ezop masalıdır. Anlayana altın, anlamayana teneke.. Evvel zamanda. Kalbur kaldı samanda. Bir varmış, bir yokmuş. Vadinin bir yüzünde yaban öküzü sürüsü, öbür yüzünde aslan sürüsü yaşarmış.

Aslanlar zaman zaman karınlarını doyurmak için yaban öküzlere saldırımış. Fakat her saldırıda öküzler birlik olur, aslanları geri püskürtürmüş.

Aslanların canı sıkılmış, şöyle ağız tadıyla öküzleri yiyemiyecek miyiz diye. İçlerinden topal aslan bir kurnazlık  düşünüp öküzlerin yanına varmış: "Saygıdeğer öküz efendiler!" diye söze başlamış. "Zaman zaman size saldırıyoruz. Bunu isteyerek mi yapıyoruz sanki. Hani aranızda bir sarı öküz var ya. İşte o bizi öyle kızdırıyor ki.. Sarı öküzü görünce tepemiz atıyor. Saldırgan oluyoruz size karşı. Onu atın aranızdan. Bize verin barış içinde yaşayalım."

Bilge öküz bu oyunu hemen anlamış: "Sakın ha kardeşlerim!" demiş. "Topal aslana kanmayın. O bizi kandırıp oyuna getirmek istiyor. Birlikteliğimizi bozacak.."

Fakat bilge öküz ne diyorsa boşuna! Öküz sürüsü rahatları için sarı öküzü aslana vermiş. Ama barış dolu günler uzun sürmemiş.

Aslanlar aç kalınca topal aslanı yine öküz sürüsüne göndermişler. Topal Aslan: "Öküz efendiler!" diye kükremiş. "Şu sizin boynuzu kırık öküz var ya!.." Bizi çileden çıkarıyor. Dayanamıyoruz. Verin onu bize. Barış dolu günlerimiz sürsün.."

Bilge öküz yine karşı çıkmış: "Aman ha kardeşim! Oyuna gelmeyin.." diyerek uyarmış ama bu kez de söz dinletememiş. Kırık boynuz öküzü de topal aslanın  önüne atmışlar.

Böyle böyle öküzler tükenmeye başlamış. Kalanlar kader içinde Bilge öküze sormuşlar. "Acaba biz bu savaşı ne zaman kaybettik?" diye.

Bilge öküz: "Beni dinlemeyip Sarı öküzü aslanlara verdiğiniz ilk gün.."
Eee, bir toplumda bencillik yerleşmeye görsün. Birlik bozulur. İşte sonu böyle olur. Öteki masalda buluşmak üzere.