Petkovic hoca, puan aldığımız Fenerbahçe maçının kadrosunu hiç bozmadan sahaya sürdüğü bu karşılaşmada, 4-2-3-1 sistemiyle, 4lü savunmanın önünde Fink ve Dominguez oynarken, bu iki oyuncunun Fenerbahçe maçının aksine ofansif oynamaları orta alanımızı kalabalık gösterse bile ilk yarım saat Karabük spor takımımıza göre daha organize gözüktü bence. İlk yarı boyunca sahanın her metre karesinde gördüğüm Ufuk BAYRAKTAR tıpkı bir bal yapmayan arı gibiydi. İlk yarıda ilginç olarak gördüğüm iki pozisyonu size aktarmak istiyorum. Birincisi; 22. Dakikada ki pozisyon ofsayt olsa dahi kaleciden dönen topu yakalayan futbolcunun, üç metre ilersinde ki rakip kaleci ve bomboş bir kaleye kim olursa olsun bu topu gol yapamıyorsa,  ben onun golcülüğünden şüphe ederim ki Zenke de bu topu kaleciye nişanladı. İkinci ilginç pozisyon ise; 30. Dakikada Ergün TEPER, yedek Kulübesinin önünden taç atışı kullanacak. Sağında Ufuk var bomboş, solunda ise sağı – solu ve arkasında rakip topçu tarafından prese uğrayan Bance'ye ısrarla pas verme isteği bence ilginç ve tuhaf bir hareketti.
          İkinci yarıda aynı 11 ile sahaya çıkan Petkovic hoca, rakip karşısında daha baskılı görülmek için savunmamızı da orta sahaya kadar çıkardı. Bu yüzden ilk yarıdan daha baskılı bir şekilde oyuna başladık. Ama Zenke'nin ilk yarıda ki top ezme hastalığı ve Ufuk BAYRAKTAR'ın bal yapmayan arı gibi çalışmasının devam etmesi nedeniyle,  bu iki oyuncuyu bence 64 ve 76. Dakikalarda değil, ikinci yarının başlarında oyundan alması gereken Petkovic hoca, Ekingo ve Dilaver'i  sahaya sürerek etkili olmaya çalışsa da , daha takım olamama özelliğimiz dolayı,  bireysel hatalarımız yüzünden bu haftada yüzümüz gülmedi.
          Son dakikalarda parmağı kırılan Ertuğrul kardeşime geçmiş olsun derken maçın sonunda istifası istenen Petkovic hoca ve ekibinin,  özellikle bu kararı verecek olan yönetimin, taraftarın bu haklı seslerine kulak vermesi gerekiyor.