Bitkilerle tedavi yanlışa gelmez

Tıp bir bütündür. İnsan sağlığını korumak insanlığın en önemli vazifesidir. Ve bunu tıp bilimini öğrenmiş öğreten kurum ve kuruluşlar resmiyet kazanmış, dünya tarafından tanınmış insanlar yapar. Bunlar okulları tarafından diplomalandırılmış insanlardır. Bu günün devletleri ilerlemiş saydıkları idari sistemlerine göre çağın getirdiği ilme ve ilim erbabına güvenerek sağlık sistemlerini kurmuş hastalıklar nevilerine göre birimler kurarak tedavi etmektedirler. Teknoloji alabildiğine ilerlerken insanlık bu hızlı ilerlemenin baş döndürücü hızına kapılmış çok hızlı bir kirlenmenin varlığını görmemiş veya ihmal etmiştir. Sanayi ve Endüstriyel atıklar ve sera gazları atmosferi, suyu, toprağı hızla kirleterek hastalıkların ve çeşitlerinin hızla artmasına sebep olmuştur. Henüz keşfedilememiş birçok mikroorganizmalar mikropların hangi hastalıkları yaptığı keşfedilemiyor ve çok çabuk mutasyona uğradığı için bilim adamları çaresiz kalıyor. Teknolojinin getirdiği araç ve gereçlerle ayı, marsı neredeyse güneşi keşfe çıkan insanoğlu hala insan vücudunu tam keşfedememiş. En ince kılcal damarların bile bir film gibi izlendiği bu teknoloji çağında sivilce gibi basit bir hastalığın hala ilacı bulunamamıştır. Bu yüzden insanoğlu bir şeyi ihmal etmenin yeni yeni farkına varmaya başlamıştır. Halbuki bu ihmal ettiği şeyin bildiği bir şey olduğunu bir keşif olmadığını hatırlamaya başladı. Kimya ilmininde ilerlemesiyle dil alimlerinin de sağlık konusunda yemek yeme oturma kalkma dinlenme konusunda bitkiler ve faydaları konusunda peygamberimiz (SAV) tavsiyelerini gün ışığına çıkarmaları çörek otu, sinameki, kekik, karabaşotu, oğul otu, bal, misfak, akik vs. gibi konular hakkında örneklemeleri bu kimya ilmiyle iştigal eden kimyagerleri ve mühendislerini harekete geçirip birçok tiryakilerin aktif maddelerinin tespit edilmesi ve çok üretilmesi gündeme gelmiş. Buna dağ taş demeden toplanan bitkiler de ilave edilmiş. Gıda mühendisleri ve eczacılarında katılımıyla bir bitkisel furya ile çok kazanma hırsı insanları kimyasal ve bitkisel bir çöplük haline getirmiştir. Ne yazık ki buna proflar ve diğer alt kademe bilim adamları da katkıda bulunuyorlar.

Bugün dünyanın en ahlaksız vicdansız hırsı ve en şifasız hastalık para mal mülk hastalığıdır. Hz. Peygamber (SAV)leri efendimiz Hadis-i şeriflerinde her ümmetin bir büyük hastalığı vardır. Bizim ümmetimizinki de mal mülk hastalığıdır. Yani para hastalığıdır buyuruyor. Ne yazık ki okumuş yazmış meslek sahipleri, siyasetçiler, din adamları, alimler bu zamanda bu hastalığa yakalanmışlardır. İnsan sağlığı dini ahlakı bu hastalığa feda edilmektedir. Bütün ahlaki, dini ve iştimai değerler bu büyük hastalık uğruna feda edilmektedir. Bu haksız kazançlar uğruna tüm insani değerler ve insanlık feda edilmektedir. Bunlardan biri de alternatif tıp ve şifalı bitki, şifalı taşlar, tiryaklar, muskalar, büyüler ve diğer değerler ne varsa para uğruna feda edilmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR