Bu ilham kimden geldi?

Yıl 2008. Aylardan Ocak. Günlerden Pazar. Güneş, nazlı bir kız gibi, bir görünüp, bir kayboluyor.  Hani aşık bir gencin, sevdiğini pencerede görmeyi umduğu gibi, güneşin aşıklarının bir nebze ısınmayı beklediği bir gün.

Yer Cumhuriyet Meydanı. Ellerde pankartlarla bir kalabalık geliyor. “Hükümet istifa, AKP şaşırma” sesleri sarıveriyor meydanı. Tek Gıda-İş"in sigara fabrikalarının özelleştirilmesine karşı çıkan Samsun, Amasya, Tokat ve Trabzon"dan gelen birçok işçi, seslerini duyurmak istiyor. Etrafta yoğun güvenlik önlemi var. 704 polis memuru görevlendirilerek, provokasyonlara karşı her türlü tedbir alınmış. Kanaslı özel harekatçılar çatılara çıkmış bekliyor.

O da nesi. Meydana doğru yürüyen kalabalığın önünde yaşları 7 ila 15 arasında değişen çocuklar var. Ve ellerinde  “Tayyip Amca!!! Babam çapulcu değil. Bizi geçindirmek için çalışan bir avuç işçiden biri. Babamı işsiz bırakma. Okuyup doktor olmak istiyorum” yazılı pankartlar.

Hele biri var ki, kafasına Tek Gıda-İş şapkası, üzerine, “Tayyip amca babamı işsiz, beni aşsız bırakma” yazılı yelek giydirilmiş. Ne olduğundan haberi yok. Niçin geldi ki buraya. Büyük ihtimal onu da bilmiyor garibim.  Ah benim yavrum. Ne işin var senin oralarda. Hangi zihniyet çıkarttı seni meydanlara.

Meydanı dolduran onlarca çocuk, utana sıkıla çaldıkları düdüklere sarılıyor. Utangaç bakışlarla çaldıkları düdüklerin ardından kısık sesleriyle slogan atıyorlar, “Tayyip amca bizi aşsız bırakma”. Gözlerinden ise, masumiyetin parlaklığı değil, kahraman babalarının çapulcu olabileceği korkusu okunuyor.

Bu çocukları meydanlara getirenler belli ki bir şey umdular. Belki seslerini daha duyurmak istediler. Ancak değer miydi buna?  O çocuklar ki, babalarını kahraman olarak biliyorlar. Verilir mi hiç ellerine “Babam çapulcu değil” pankartı. Çivi gibi çakıldı o çocukların beyinlerine “Ya babam çapulcuysa?” sorusu. 

Çocuklar babalarını kahraman olarak görür. Tayyip Erdoğan bile babalarının yanında solda sıfır kalır. Bir çocuğun en büyük kahramanını, acınır bir hale getirmek kimseye yakışmaz.

Herkes, herkese bir lokma bir şey verebilir ama boğaz bağışlamak, ancak Allah"ın işidir. Eylemimizi yapalım, tüm sesimizi duyuralım ama ne olur çocukları kullanmayalım. Pazarcılık yapalım, kağıt toplayıp satalım ama çocuklarımızı kullanmayalım. Onların gözündeki kahraman baba imajını zedelemeyelim.

Kim verdi bu aklı bilmiyorum. Diyarbakır"da çocukların dükkanları taşlamasından mı esinlenildi? Dilencilerin yanlarında dolaştırdığı çocuklar mı ilham kaynağı oldu? Evde anne baba yatarken; simit, mendil sattırılan, boya yaptırılan çocuklar mı? Biri bunu açıklamalı. Bu ilham kimden geldi?

Eylemse eylem, kralını yapın. Hak ise hak sonuna kadar arayın. Ancak sakın ha sakın, çocukları kullanmayın. Çocukların hayallerini yıkmayın da, ne yaparsanız yapın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR