Çağdaş Cumhuriyet Ve 2023 Despotizmine Doğru

Geçmişte padişahlık,krallık,şahlık,sultanlık,imparatorluk,hanlık gibi aynı kapıya çıkan veraset yönetimleri ve bunun yanında gücü elinde bulunduran hanedan(aile) reislerinin isimleriyle vücut bulan;(Osmanlı,Cengizhan vs.) Vesait ve statüko devletler yıkılmaya ve dünya sahnesinden silinmeye başlamıştır.

Yaklaşık şöyle yada böyle 700 yıl tarih sahnesinde varlığını sürdüren Osmanlı devleti vesait yönetimini devam ettirmekte ısrar edince çağın gerisinde kalan padişahlar ekonomik olarak Avrupa bankerlerinden aldıkları borçlar altında ezildi ve iflasın eşiğine geldiler.

Miyadı dolan çağ dışı yönetim topraklarının büyük çoğunluğunu kaybetti. Basiretsiz yöneticiler tarafından 1. Dünya Savaşı'na da sokulan Osmanlı Devleti vatan toprağını da kaybetmek üzereyken Türk milletinin zor zamanında yetişen Mustafa Kemal ATATÜRK Türk halkının bağrından koparak gelmiş vatan toprağını kurtarmıştır.

O bir özgürlükçüydü. O bir tam bağımsızlıkçıydı. O bir devrimciydi. O dik duruşun simgesiydi;

İnsanın insana kulluk edemeyeceğini göstermek için laik demokratik cumhuriyeti kurdu. Teokratik despotik yönetime son verdi. O eşi benzeri görülmemiş bağımsızlık savaşıyla hem dış düşmana karşı hem içerdeki halkın üzerine karabasan gibi çöken saltanat vesaitçilerine karşı büyük bir mücadele verdi. Çağın değiştiği halk yönetimlerinin kurulduğu o günlerde Mustafa Kemal ATATÜRK çağı yakaladı, saltanatı ve vesaiti devam ettirmek elindeyken bunu yapmadı. Laik demoktarik cumhuriyeti kurdu ve yönetimi halka devrederek bir devrim gerçekleştirdi.

            O'na minnettarız!

Günümüzde ne yazık ki seçim sisteminin adaletsizliği üzerinden bir şekilde yönetimi ele geçiren saltanat ve hilafet meraklıları bugünlerde ''malum zihniyetleri'' doğrultusunda birazcık da olsa kalan demokratik ortamı kullanarak M.K. ATATÜRK'ün özlemlerini altüst etmek gibi bir yola girmiş görünüyorlar.

Cumhuriyetin halkçı ve tam bağımsızlıkçı yolunda ilerlemesinin temelleri olan tüm yatırımları dış işbirlikçiler yardımıyla yok etme yolunda sürekli gayretler içinde olan bu hükümet Adalet ve Kalkınma Partisi adı altında seçimlere katılmış, adaletsiz seçim sistemi aracılığıyla iktidara gelmiştir. Siyasi,ticari ve dini bir kuşatma seferberliğiyle her yerde vatandaşı kendi soktuğu zaruri fakirlikten kurtarma bahanesiyle kendi taraftarı yapma hüllesine girmiştir. Demokrasiyi araç olarak kullanarak daha uzun yıllar iktidarda kalma niyetini açıkça ortaya koymakta, 2023 yılına kadar ülkeyi yönetme iddiasını sürdürmektedir.

Demokrasilerde böyle 20 yıl gibi saltanat vari bir hedefin olmayacağı açıktır. Yurtseverler şunu bilmelidir ki aslında halkın iradesi dışında yollarla ve seçim sisteminin adaletsizliği ile bunun yanında partiler kanununun azizliğini de kullanarak iktidar olan anti-demokratik bir zihniyet demokrasilerde olamaz.

Saygılarımla.