Her seçimde bir oyundur oynanıyor diyerek şöyle devam etmiştik.  Adaletsiz seçim sistemiyle her seçimde kandırıldığımız gibi bu seçimde de çocuk yerine konduğumuz açıkça ortadadır ama göremiyoruz. Bu yüzden de Avrupa ülkeleri gelişmişliklerini, Türk halkının işlediği hatalara ve günahlara borçlu olduklarından, AB'ye giremediğimize pek de aldırmıyorlar. ABD Conileri hakeza, zaten oturup bizdeki politikacıların halkını nasıl aldattığına bakıp eğleniyor ve bol bol gülüyorlardır.
    Nasıl gülmesinler ki Batı bize hem Emperyalizmini, ağır sanayi ve diğer mallarını bol bol satarken AB'ye almalarına gerek var mı?  AVM'ler, emperyalist gelişmiş batı ülkelerinin malları ile doldurmak için ve onların mal ve ürünlerine pazar olsun diye yapılmıyor mu?  Hal böyleyken Avrupalı ve Amerikalı'sı hatta Rus'u ve Çinli'si, Arab'ı derken, AB kriterleri önemli mi diyorlardır.
  Halkımızın bile göz yumduğu rıza gösterdiği seçim adaletsizliğine, kuralların ihlaline AB ve ABD hiç bile umursamaz. İşlerine yarayan bir AKP iktidarı varken Türkiye'yi sömürmek mallarını satmak ve bol kazançlar elde etmek işlerine gelir.
  Bugünlerde 30 mart yerel seçimleri için kampanyalar yapılıyor,
 buna da sözde seçim yarışı diyorlar.                                                                    Adaleti olmayan bir seçim yarışı; bir iki yarışçının son model spor ayakkabıları var, diğerlerinin yok. Biri öne çıkmış hileli, diğerleri geride ve imkanları yok.  Bakınız bütçe gelirlerimizin önemli bir oranını her yıl parlamentoya girmiş iki-üç partiye veriyoruz. Demokrasi ve halkın demokratik bilinci böyle gelişmez. Seçimi adaletsiz almak demokrasi bilincini yerleştirmez.
    Partilere seçim çalışmalarını yapsın diye verilen para ve imkanların adaletsizliği ortada olunca buna seçim yarışı yerine "adaletsizliğin ve kuralsızlığın yarışı" desek daha doğru olur.
    2014 otuz mart için, seçim pusulasındaki partilerden sadece üç partiye verilen para miktarı AKP: 177 Milyon 130 bin Tl./ CHP 93 Milyon 343 bin Tl./ MHP 46 Milyon 233 bin Tl. olarak oy oranlarına göre ocak ayının ilk haftasında hesaplarına yatırılmış.
    Son seçimlerde oy oranları % 6,9 olan partilere bile para yok çünkü fazla oy alan diğer partinin oyuna ipotek koymuş. Oh ne ala bir adalet !  
     Bu durumda demokratik eşit ve sağlıklı seçim yapıyoruz diye kimi kandırıyoruz.  "Aptestimden şüphem yok" diyen bir Başbakan bu adaletsizlik içinde seçime girecek ve partisi seçimde kazanırsa içine sindirecek ve aptesti bozulmayacak. Kimi kandırmış olacak ? Üstelik Hacı olan Büyükşehir Belediye başkan adayı bile seçim yasaklarına uymazken bu kuralsızlıkları ve haksızlıkları Allahın gördüğünü bilmiyorlar mı ? Haris ve yüksek nefislerinin ittiği karanlığın farkında değiller mi ?
     Bundan daha anti-demokratik ve daha adaletsiz seçim olur mu?
 Ya bütün partilere aldıkları oy oranına göre orantılı yardım yapılmalı ya da hiç bir partiye yardım yapılmamalıdır.
     Bizim vergilerimizle oy vermediğimiz bir partiye yardım yapılması ve oyumuza "ipotek" koyan partiye milyonlaca lira benim hakkımdan verilmesi ne dine ne de demokrasiye uyar.
      Anayasada, demokratik parlamenter sistemin vazgeçilmez ve ülkeyi yönetmeye talip kurumlar olarak geçen partilerin adaletsizliğe uğraması; demokrasinin ve parlamentonun ve bunun yanında düşüncenin baskı altında tutulması demek değilmidir? Hiç kimsenin halkı aldatmaya hakkı yoktur.
     Hele hele 2023 gibi 20 yılı hedefleyen, antidemokratik söylemi ve otokrasi özlemi olan AKP ile demokratikleşmek olası değildir.
     Hem komşu ülkelerdeki uzun iktidarlara diktatörlük diyerek 2o23'ü hedeflemenin de onlardan bir farkı yoktur. Demokratik kural ve yasaları tanımayanlar için, bu şekilde bir seçim sistemi ve partiler yasası ile hiç bir zaman AB kriterlerini yakalayamayız. AB'nin umurunda da değil. Zaten onların tek derdi bizi pazar olarak kullanmak, onu da AKP iktidarında fazlasıyla yapıyor.  
                                                                             saygılarımla.