ÇERKEZ İNADI...
Ne zaman bizler Büyükşehir Belediyesi'yle ilgili haber yapsak adamların adeta reytingini tavan yaptırıyoruz.
Yine öyle olacak biliyorum...
Klasik bir söylemle hani halkımız mazlumun yanındadır ya...
Şimdi eleştirilerin hedefinde olan Sayın başkan mazlumları oynayacak...
Ne garip bir iştir şu siyaset!
Geçen yaşadığımız selde Anadolu Ajansı'na bir açıklama yapan Yılmaz "Sel felaketinde eğer bir kusurumuz ya da hatamız varsa vatandaşlarımdan özür diliyorum" şeklinde bir açıklama yapmış.
Ne kadar güzel ve anlamlı...
Özeleştirisini yapmasına bayıldım ama keşke her konuda bu özeleştirilerini yapabilse...
15 yıldır bu şehrin Belediye Başkanı...
Kimse bu şehirde Sayın Başkana,"Çalışmadın, üretmedin, hizmet etmedin" kimse diyemez..
Bunu artık klişe olmuş gibi söylüyoruz...
Yazdığımız yazılarda sanki ona karşı kin, nefret ve öfke duyuyor gibi algılanıyoruz...
Asla değil...
Böyle duygularla işimiz de olmaz...
Bu kadar hizmeti yaparken, "Çerkez inadını" bir yana bırakıp mağdur, mahsun, ezilmiş, sindirilmiş, unutulmuş, dışlanmış insanlarıda bir dinleseydin be başkanım...
O zaman bizler seni bağrımıza basmazmıydık?..
Toplumun büyük bir kısmı hatta kendi partinin milletvekili günler öncesinde "Festivaller ve eğlenceler bitirilsin" diye açıklama yaparak ciddi bir uyarıda bulunmasına rağmen yine kimseyi dinlemedin...
Çerkez inadı...
Yapamazsın...
Neden biliyor musun?
İçindeki aristokrat yapın buna müsade etmiyor...
Oysa kutsal topraklara da gittin, Hacı oldun. Allah kabul etsin, bize de nasip etsin...
Biraz olsun duyguların körelmedi mi??
Biraz daha insancıl olamaz mısın?
Biraz daha insanları sevemez misin?
Biraz daha halkın içinde olamaz mısın?
Biraz.. Biraz... Biraz...
Mutlaka kendine göre haklı olduğun noktalar vardır...
Hepimiz insanız hata yaparız...
Bari Yaradılanı, Yaradan'dan dolayı sevebilsen...
Başbakan Erdoğan öyle diyor ya!
Senin ve hepimizin Başbakanı...
Onu bari dinlesen...
Çerkez inadı...
Seninle geçmişi olan birçok gazeteci arkadaşımız bile eleştirirken haddini bilerek yazıyor...
"Sayın Yılmaz, Sayın Başkan" diyerek hitap ediyor...
Gönlünde belli ki sana olan saygısını, bulunduğun mevkiinin ağırlığını gözeterek hareket ediyor.
En azından ben öyle yapmaya çalışıyorum...
Son olarak şunu söylemek istiyorum;
Binlerce köşe yazısı yazdım.
Ödüller aldım, makale dalında yılın gazetecisi seçildim...
Sana yemin olsun ki;
2 yazımdan dolayı o kadar telefon aldım ki...
Biri yıllar önce kızıma yazdığım bir "Özel yazı" idi...
İkincisi ise birkaç gün önce "Bir itiraf, bir özür" yazısı oldu...
Belli ki insanlar dolu...
Belli ki sana karşı ihtirasları, hırsları ve kinleri var...
Bu duygulara karşı olsamda geçmişte seninle birlikte olan birçok insan belli ki yara almış...
Bu saatten sonra "gidin onlardan özür dileyin" de demiyorum...
Hiç olmazsa bundan sonra insanlığınızı, samimiyetinizi, ağabeyliğinizi görelim...
Bunu bize gösterin de, bizim başkanımızın da insanlık duyguları varmış, içinde kırıntıları kalmış diyebilelim
Ne kaybedersiniz?
Ama olmaz!..
Çerkez inadı...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.