Sayın Başbakan sayesinde siyasi literatürümüze davulcu /zurnacı da girdi.

Eskiden sözlü geleneğimizde :“anlayana sivrisinek saz ,anlamayana davul zurna az “deyimi vardı.

“Kızını kendi haline bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya kaçar.”..deyimi kulak kupesi olarak oğlan/kız babalarına söylenirdi.

Ancak son zamanda “Münevver Karabulut” cinayetinin skandal olaylarla gündemden hiç düşmemesi , katil zanlısının bir türlü  yakalanamaması,Emniyetin acziyeti ve en son olarak Adli Tıp Kurumu"nda yaşanan skandallar  sonunda Sayın Başbakan ; Partisinin İl kongresinde cinayetin sebep/sonuç ilişkisini özetledi : Kızını kendi haline bırakırsan ya davulcuya ...ya zurnacıya varır...

Kurduğu mantık kurgusu böyle!

Tecrübe konuşuyor!

Hamaset değil !...

Muhalefetin yaptığı gibi sessiz ve sinsilik yok !...

Dedik ya tecrübe konuşuyor!...

Keşke .Rahmetli Özal sağ olsaydı..Bu tarihi sözlere kulak verseydi !.İbret alsaydı..O zaman biricik kızı Zeynep"i Davulcu Asım"a kaptırmazdı.Cahil kız işte !...Davulun tokmak sesine koştu..kendisinin de ailesinin de hayatını zindana çevirdi..

Ya Deniz Seki "ye ne demeli ! Sen kalk Hüsnü"nün zurna sesine , kirli sakalına ,kulak küpesinin cazibesine  kapılıp /aldanıp koskoca sanat hayatını hiçe say, mahpushane  köşesinde gün saymaya   razı ol...Değer mi ?

Kız aklı işte !...

Diyorum ya Sayın Başbakan"ın söylediklerinde gerçeklik payı yüksek...Bir kanaldaki Teyo Emmi tiplemesinin lisanıyla : “yalan da yok hilaf da !”..

Elbette davulcu/zurnacı kardeşlerimiz bu teşbihten alınmamalı , onlara söz  meclisten dışarı...

Bu davullu zurnalı sözler siyasetin gereği için söylenmiştir .Öyle algılanmalıdır.

Sayın Başbakan ,Bakan  çocuklarının hayatlarına  bir bakınız..

Hiçbiri ,bundan 57 defa kurulmuş Cumhuriyet Hükümetleri"nin başbakan /bakan çocuklarına benzemeyen özelliktedirler..Yani nev-i şahsına münhasırdırlar...

Sözün gelişi:

Eş /dost bursuyla okumalarına rağmen Amerika" da yan gelip yatmamışlar...Davulcuya  zurnacıya metelik vermemişler ...O yüzden genç yaşlarda baba parası yemeden  “Gemicik “ sahibi olabilmişler!..Pırlanta kuyumculuk ticaretinde şirket ortaklığı kurabilmişler!...

Uluslararası turizm taşımacılık sektöründe hatırı sayılır konuma  gelebilmişler!..

Yumurta ,mısır gibi –rafine- gıda sektöründe göz açıklığı yapabilmişler!..

Akrabalarla hısımlarla ,dünür bacanak ,baldız  gibi aile ortaklıkları kurarak  Medya ve Basın dünyasında söz sahibi olabilmişler..

İçlerinden mantık evliliği yaparak iki cihanda aziz olabilmenin yolunu bulabilmişler !

Kim ne derse desin.Sayın Başbakanı  Aziz Milletimiz can kulağı ile  dinliyor!Her sözüne  hak veriyor ,hatta vermekle kalmıyor her seçimde oy da  veriyor.

Çünkü ; Siyaseti halkın ayağına götürüyor.Diline ,gönlüne sokuyor.Kızacağı yerde kızmıyor. Söyleneceği yerde susuyor.Boyun büküyor.Anlamasa da başını sallıyor.

“İyi konuşuyor be ! diye gönülden alkışlıyor.Ona bakınca içi açılıyor!