Süleyman Soylu

Süleyman Soylu

Dediğim dedik çaldığım düdük

Sayın başbakan muhalefet liderleriyle görüşeceği ve randevu talep ettiği ilk görüşmesini DSP ile yaptığı basına yansıdı ve içeriği açıklanmadı. Diğer muhalefet partileriyle de sürdürülecek, PKK terörü ağırlıklı yapılacak görüşmelerin ne anlama geldiğini anlamak gerçekten zor.

Şimdiye kadar 8 koca yıl boyunca muhalefeti hiç önemsemeyen ve ağır sözlerle tenkite tenkille karşılık veren başbakan "Dediğim dedik çaldığım düdük" diye hareket eden iktidar partisi ne olduda ana muhalefet ve hatta meclis dışında kalan siyasi parti ve görüş temsilcilerine görüşme talebinde bulunuyor.

Bu tavır olsa olsa kendi başlarına hazırladıkları, anayasanın 26 maddelik metnine referandumda hayır oyu cıkmaması için psikolojik hazırlığın ilk adımı olarak bakmak lazım.

Sayın başbakan bu görüşmelerde samimi olmadığını anlamak ve oy toplama gayreti şirinliğinde olduğunu bilmemek için süper zeka olmak gerekmiyor.

Çünkü PKK terörü konusunda görüşüleceği söylenen ve iktidarın dışındaki siyasilerinde fikirleri alınacağı yönündeki bu randevu trafiği anlamsızdır. İçi boş ve şeklidir ki ; "Eğer meclisteki azınlık üzülmesin diye siyaset yapacaksa tek başına iktidar kavramına ne luzum var? Niye hep 367 iskemleyi hedefler bu partiler? Niye gen sorularda 276 şartı aranır?" gibi sözler unutulmadı. Meclis dışında kalan siyasi iradenin meclis çatısı altında temsilinin yolunu kapayan seçim sistemi ve baraj adaletsizliğinin giderilmediği anayasa metni ortada dururken (görüşmelerde mutlaka sözü edilecektir) bu görüşme turu anlamsız geliyor.

Dokunulmazlıkların kaldırılması (hesap verebilirlik) ilk seçimlerde AKP iktidarının vaatlerinden olduğu halde dikkate alınmamıştır. Siyasi partiler kanunu (liderlerin yandaşların hegemonyası ve üyelerin işlevsizliği ve siyasi eğitimsizliği) demokrasilerde olmazsa olmaz ve ülkeyi yönetecek olan kurumlar olan siyasi partiler kanunu, yeniden ele alınmamıştır.

Bunların olmadığı bir anayasayla dediğim dedik çaldığım düdük hareket etmişsiniz. bu görüşmeler ne anlama geliyor.

PKK terörü nasıl önleneceği, yurtiçi ve yurtdışı uygulanacak politikaların ulusal ve üniter birlik içinde vede bölgeye yatırımı devlet kanalıyla yapılacağı mecburiyeti varken vede bu elzem olan tüm çözüm önerilerini muhalefet zamanında dile getirmiştir. Başbakan tuturmuş bir açılım türküsüdür gidiyor. Açmaya çalıştığı halde bir türlü açamadığı bu politikayı da bir türlü terketmeyeceğini ve açılımın sürdüğünü sık sık hatırlatıyor.

Efendim yukarıda açık ve net olarak anlattığımız gibi AKP yüzde 47 sayı çoğunluğuna güvenerek ve demokrasiyi böyle algılayarak 8 yıldır (yüzde 53) ülkemizin önünü geleceğe tıkamış ve geçmişle oyalamıştır. Verdiği tavizlerle ve toplumu içine medyasıyla taraftar gazeteleriyle, hemen hemen her gün yaydığı ordu ve asker hakkında olumsuzluklar dolayısıyla halkın kafasını karıştırmıştır.

Terör önlenememiştir. Bir tarafta bol bol harcayan servet sahipleri ve "Yeni tür" zenginler oluştururken halkın büyük çoğunluğu iş bulamaz ve sosyal yardımlaşma kurumunun kapısında dilenci durumuna düşürülmüştür.

AKP hükümetinin hiçbir politikası ulusal çerçeve ve sosyal adalet fırsat eşitliği içermiyor. Liberalizmi ve kapitalizmi uygulayan biraz da, yapabilirmiyim diye emperyalizme merak saran bir partinin muhalefeti ziyaret edip fikir alacağını hiç zannetmiyorum. Hazırladığı anayasanın 26 maddesi ortadadır. Hiçbir maddesi halka ve geleceğine dönük değilken HAYIR demek, halk olarak dik durmak, bilmediğimiz tuzaklara gelmemek görevimizdir diyorum. saygılarımla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Soylu Arşivi
SON YAZILAR