Demokrasilerde iktidar alternatifsiz değildir

2002 genel seçimlerinden %34,5 ile tek başına iktidara gelen AKP; özelleştirmeler ve devleti tanıma gibi işlerle zaman doldurmuş, mecliste CHP"nin ve anayasa mahkemesinin 367 dayatmalarına muhatap tartışmalı başarısız bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yaşamış,
2007 genel seçimlerine “Müslüman Cumhurbaşkanı” seçtirmediler ve Genelkurmayın “27 Nisan E bildirgesi” şikâyetiyle halktan oy isteyen Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan;
Genel başkanı olduğu AKP"yi %46,5 oy alarak, daha güçlü bir şekilde tek başına iktidar yapmayı başarmış, TBMM 341 sandalyeye sahip olmuştur.
Bu gün 7.yılını geride bırakan AKP gergin tartışmaların yüksek tansiyonlu siyasi atmosferin baskısı altında siyasette, yargı da, TSK ve kimi kurumlar ile sivil toplum örgütlerinden medyaya yükselerek sokağa taşan sese kulak verdiğimizde;
Ekonomiden siyasete, Anarşiden sokak çatışmalarına, varana dek 7 yılda ne değişti? Diye sormak elbette hakkımızdır.
2002 genel seçimlerine PKK terör eylemlerinin sıfırlandığı dönemden, AKP iktidarı eliyle bir Avrupa birliği hevesi ve baskısıyla, insan hakları ve özgürlükler kullanılarak bölücülüğün kapısı aralanmış, hapiste yatan PKK"nın temsilcileri önce af edilmiş, sonra da seçim marifetiyle meclise taşınmışlardır.
Yedi yıl boyunca karakol baskınları ve döşenen mayınlarla onlarca Asker Polis vatandaşlarımızı şehit eden ve sokak eylemleriyle iyice azgınlaşan ve hatta İmralı adasından her hafta avukatları aracılığıyla lideri olduğu PKK terör örgütüne emirler yağdırmasına müsaade edilen katil Öcalan;
AKP iktidarınca“Kürt sorunu” tutmadı “Demokratik açılım” projesiyle “Analar ağlamasın” Barış, Kardeşlik gibi ince duygular öne çıkarılarak bir barış elçisi olarak muhatap alınmıştır.
Halkımız; önce vatan sonra can güvenliğini diyerek ekonomik beklentilerini ikinci plana iterken, Hükümetimiz Paradan 7 sıfır atarak Memur, işçi, emekli, Asgari ücretlimizi enflasyona karşı koruduğu iddia etmiştir.
Fakır fukara Sosyal hizmetler eliyle üç öğün sıcak yemeğe kavuşmuş, yaşlılar maaşa bağlanmış, ihtiyaç sahibi halk,makarna,kömür, buzdolabı, çamaşır makinesi, çekyat, kanepe ile ve hatta başını sokacak konuta kavuşturulmuş,hükümet ”Anayasanın 5.ve 10 maddesi” gereği devlet baba görevini yaptığını ispat etmiştir!?
7 yıldır tüm hızıyla süren özelleştirmeler sonucu işsizlik artmış, istihdam yaratılacak söylemleriyle satılan kurumların birçoğu kapatılmış, iş bulanlarda ölmeyecek kadar bir ücret karşılığı modern köle haline dönüştürülmüştür.
Muhalefet döneminde basın özgürlüğünden yararlan gazete ve televizyon programlarını kaçırmayan iktidar, bugün kendisine muhalefet eden gazete ve televizyon kanallarının isimlerini vererek,
“Şu gazeteleri almayın” “şu televizyon kanallarını” çocuklarınızdan dahi uzak tutun diyerek;
Bizden olan, bizden olmayan gibi bölünmeler ile TRT"nin dahi yayınlarına gölge düşürülmüştür.
Basın dolayısı ile televizyon ve gazeteler, sivil toplum örgütleri aydınlar ve en önemlisi Halk Türk-Kürt ayrışmasına getirilerek çatışma ortamına getirilmiştir.
Yağan yağmur altında sarf edilen inanç yüklü yaldızlı sözlerin sihri kaybolmaya başlamıştır.
Demokrasilerde iktidar alternatifsiz değildir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti;
Laik, Demokratik bir Hukuk Devletidir.
Körlükle ve sağırlıkla suçlanan halk artık bilinmelidir ki;
Aradığı, hak ettiği huzur ve barışı, gelecek ve beklentilerine düşen kaygılarını iç içe yaşayan halk, elbette karşılık verecek başka alternatifleri mutlaka bulacaktır…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
İhsan İde Arşivi
SON YAZILAR