Bu saatlerde haber kanallarında;
“Son Dakika!” manşetleriyle karşılaştık.
Bütün Türkiye'ye geçmiş olsun.
Biz her zaman böyle haberlere açığız;
“Ondan geldik; Ona döneceğiz”.
Bizim hayat anlayışımız bu!
Allah cc;
“Nezir” demektedir.
Allah cc iyi kullarına;
“Nezir olunuz” buyurmaktadır.
Bu deprem boyutu kapsamında,
Biraz değinmek istiyorum.
Yetkilileri dinliyoruz; diyorlar ki;
depremin ne zaman geleceğini;
Şiddetini;
Başka fay hatlarını tetikleyip;
Tetiklemeyeceğini bilemeyiz diyorlar.
İşte Allah cc da;
Kıyametin ne zaman kopacağını bilemezsiniz.
Onun ilmi, Benim katımdadır.
Size düşen şudur:
Kıyameti tetikleyen;
Kıyamet alametlerinden uzak duran
Nezir olunuz.
Ne demek Nezir?
Yani bu bilgi akışı içinde Nezir;
Dünyanın etlisine sütlüsüne karışmayan;
Diyelim Samsun'un Hastanebaşı…
İlyasköy… Çarşamba Mh. vb varken;
Ne bileyim;
Atakum'da;
Bulvar üzerinde… 200 m2;
550.000 TLlik bir lüks daire;
Bu bir kıyamet alameti sayılmaktadır.
Bu yükseklerde oturan kişi ve ailesi;
Alçaklarda yaşayanları küçük… aşağı görür.
Büyük Cami'nin imanlı kanaat önderlerine;
Nezir hayatı yaşayanlara
Gözlerinin ucuyla umursamazlıkla bakar;
Önerilerini mi?
kulak tıkayarak uzaklarından geçer.
Toplumunun dertleriyle dertlenmez.
Zevk u sefa;
Büyük Otel katlarında ailece eğlenme…
Uçakla sık sık yurt dışı eğlence…
kumar bataklıklarına;
Dalıp gitmeler…
İşte Kıyamet sürecini tetikleyen bu davranışlardır.
Bakın Hz Peygamberimiz Hz Cebrail'e ne diyor;
yalın ayak… çıplak…
yoksul koyun çobanlarının bina yapmakta;
birbirleriyle yarış ettiklerini görmendir.
Karadenizin köylerinde…
düşünün 960larda;
açlıktan nefesi kokarken;
Alamanya işçi istedi;
Bizim aç-susuzlarımız koştu… gitti.
Dinini… imanını ya çok az bilir;
Veya hiç bilmezken.
İkinci… üçüncü kuşaklarımız Alamanlaştı;
Gavurlaştı.
Türklüğünden utanırları da var.
Köylerinde villalar…
İstanbul… Ankara… Konya….
Derken bütün Türkiye kentlerine lüks binalar..
Büyük büyük paralar kazandılar…
Eski nezir hayatlarını terkettiler.
Geçmişlerini unuttular.
Dinlerine yabancılaştılar.
Çıplaklaştılar… üstsüzleştiler….
Üçüncü nesil;
Adına da Türklük dediler.
Dinlerini tamamen unuttular.
İşte Sevgili Peygamberimiz;
Kıyametin ne zaman kopacağını bilemem;
Rabbimin katındadır;
Ama bu insanlar;
Güya ümmetim insanlar.
Kıyametin alametlerini kurcalıyorlar…
tetikliyorlar.
Hz Muhammed sav buyuruyor:
“Bir sürüye salınan iki aç kurdun
sürüye verdiği zarar,
kişinin mal hırsıyla;
dinine verdiği zarardan daha fazla değildir.”
Şimdi; deprem dedik;
Kıyamet alametleri dedik;
Derken Samsunumuzun
en çok izlenen Hocasıyla işi bitirelim;
daha önce de yazdım;
bu sayfalarda;
ama her halde benim yazdıklarım hiç okunmuyor;
ama ben yine de yazacağım;
Kur'an-ı Kerime biraz daha
doğru anlam verelim;
Kur'an-ı Kerimde Sâ'at kelimesi…
Bunun üzerinden giderek;
Eşrat-ı Sâ'at hadislerini inkar ediyor.
Bunlar doğru değildir.
İnşallah başka yazılarımızda yine değineceğiz.
Deprem maddi hasara yol açmamış gibi gözüküyor.
Depremler, yer içindeki enerjiyi
dışarı atma ameliyesidir.
Dikkat edilirse depremelr;
Ilıca… kaplıca gibi şifalı suların
olduğu alanlarda olmaktadır.
Yüce Rabbim yerin içine neler gizlemiş.
Biz kanser hastalarımıza kemoterapi uygulamaktayız.
Oysa Allah cc yerin derinliklerine nice şifalar gizlemiş;
Gelişen teknolojiyi;
Şifa kaynaklarını keşfetmeye kullanırsak
Çok daha yararlı olacaktır.