Nihat Kahvecioğlu

Nihat Kahvecioğlu

Doğru Ne..!

                                      Doğru Ne..!

          Zaman zaman şöyle etrafımıza bakıp düşünmeliyiz.Nerde yaşıyoruz,neler yapıyoruz,nelerle ilgileniyoruz,kime faydamız var ve kime zarar veriyoruz…vs.

          İnsan olarak;Belirli kuralların olduğu bir dünyamız var ve bu dünyada yaşıyoruz.Bu kurallar sayesinde de düzenli bir hayat yaşıyoruz veya yaşamaya çalışıyoruz.Daha doğrusu,bu kurallara uyar ve birbirimize saygı duyarsak,çok daha yaşanabilir bir dünyada yaşıyor oluruz.

          Yaşıyormuyuz ?

          Yaşadığımız tartışılır.Çünkü ülke olarak çokta kurallara uyduğumuz söylenemez.Örnek mi lazım,bir çok var.Birini anlatayım.Bir yaya olarak trafik ışıklarına ne kadar uyuyoruz.Yolun kenarına gelen;Yaşlısı,yetişkini,genci ve çocuğu,şöyle yola bir bakıyor ve hareket ediyor.Işık kırmızımı yanıyor,yeşil mi yanıyor önemli değil,yolun boş olması yetiyor.Canımız pahasınada olsa,önemli olan karşıya geçmek.Bir dakika dahi beklemeye tahammülümüz yok,bunun canımıza mal olma ihtimali olsa  bile.Şimdi böyle olunca;Trafik ışığının önemini,kolu çekilerek ve bir nevi sürüklenerek karşıya geçirilen çocuğa anlatabilirmisiniz ?

           Uzun süren kuralsızlıklar,zaman içinde karşımıza kuralmış gibi çıkar ve öylede davranır,öylede yaşarız.

           KISSADAN HİSSE;

           70’lı yılların ilk yarısı,yani lisede okuduğum yıllarda yaşadığım bir olayı ve bu olay karşısında belediye otobüs kaptanının bana verdiği ve aradan yaklaşık kırk beş yıl geçmesine rağmen unutmadığım,unutamadığım dersi anlatacağım.

            Belediye otobüslerinin Saathane Meydanından geçip,gümrükten-müftülüğün yanından-ana yola çıktığı dönemde,Abdullah Paşa Caminin önünde bulunan belediye otobüs durağının ana yolda karşılığı varmış gibi ana yolda durup yolcu alan otobüs şoförlerinin yaptığını anlatacağım.Yani,kuralsızlığı kurala dönüştüren ve durak olmayan noktayı,otobüs durağı varmış gibi vatandaşta algı yaratan belediye otobüs şoförlerinden bahsedeceğim.

           Ders bitmiş otobüsle eve dönüyorum.Akşam üstü,otobüs tıklım tıklım.Koltuk altımda ders kitapları,otobüsün ortalarında ayaktayım.Gümrükten ana yola çıktık.Tam Abdullah Paşa Cami karşısında,ana yolda,Necatibey İlkokulunda öğretmen olan rahmetli eniştem,belediye otobüsüne el etti.Belediye otobüsü durmadı.Kalabalığı yararak şoföre ulaştım ve sağ omzuna yumruğu çakıp’’Ulan,duraktaki adamı niye almadın’’dedim.Belediye otobüsü sağa sola gitti ve şimdi olmayan tekel deposu önünde,liman kavşağında durabildi.Korkudan atılan çığlık ve bağrışmalar sonrasında,belediye otobüsü durunca da şoförle tartışmam başlamış,bir kısım insan da araya girmişti.Otobüs şoförü bana döndü ve başladı sakin sakin konuşmaya.Yaşı tahminen kırk çıvarındaydı.Yani olgun ve deneyimli.’’Bak delikanlı,orası belediye otobüs durağı değil.Ben orda dursam ve aracıma bir araç vurup zarar verse veya bana bir şey olsa,çoluk çocuğuma kim bakacak.’’dedi.Ben hemen atıldım.’’Nasıl durak değil.Orası durak.Herkes orda duruyor ve otobüste durup alıyor.’’dedim.O gündür,bu gündür unutmadığım ve unutamadığım o cümleyi,büyük bir olgunlukla otobüs kaptanı söylüyordu;’’Herkesin yanlış yaptığı yerde,benim yaptığım doğru,yanlış gibi gözüküyor.’’

           Yazık yazık..! Elli yıldır bir karış yol katedememişiz.Sana helal olsun kaptanım.Yaşıyorsan sağlıklı günler,rahmetli oldunsada mekanın cennet olsun inşallah.

           Her şey gönlünüzce olsun.

           SEVGİLERİMLE.                    BAŞKAN’dan / Nihat KAHVECİOĞLU

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nihat Kahvecioğlu Arşivi
SON YAZILAR