DR.YUSUF TAŞKIRANIN ARDINDAN
Geçen Cumartesi günü,bir Büyük İnsanı ; DR.Yusuf Taşkıran'ı Büyük camiinden dua ve niyazlarımızla Hakka yolcu ettik.
Hayatımda tanıdığım ender insanlardan birisi idi. Mükerrem bir insanın nasıl olması gerektiğine en güzel örnekti.
Tabutunun başında konuşan Hoca Efendi'nin işaret buyurduğu hasletlerini özetlerken , hizmetlerini, insanlığını, gönül zenginliğini sayarken ben bir çoklarına yakından tanık olmuştum.
İmam Hatip lisesinde öğretmenliğim sırasında Hanımım ve Beni Demirciler yokuşundaki mütevazı muayenehanesinde bakmıştı. Ücret vermek istediğimde sitemkar bir tavırla : Siz onurlu bir meslek icra ediyorsunuz.Çocuklarımıza hizmet yapıyorsunuz,sizin gibilerden para alınmaz.sözleri hala kulaklarımdadır.Sadece ben mi?Okulun tüm Kız/Erkek öğrencilerine,öğretmenlerine ücretsiz baktığını herkes bilirdi.
Bizler haklarımızı helal ederken ;acaba Benim gibi, kendisinden helallik alamayanlar ne yapmalı diye düşündüm.Ve bu gece ve ileriki geceler; Rahmet-i Rahmana kavuşan bu fedakar Ağabeyimiz için Fatihalar,Kur'an tilavetleri eda edip bağışlamak münasip düşmez mi?El-Hak düşer.Cenab-ı Hakk'ın (Mhammed 49/19)Hem kendi günahın ,hem mü'min erkekler ve mü'min kadınlar için mağfiret dile Emr-i İlahisine sığınıyorum.
Cenazende iki hasleti daha ortaya çıktı.Birincisi , baktığı yoksul hastalardan ücret almadığı; yol parasını ,ilaç parasını cebinden verdiğini öğrendik.İkincisi okuyan fakir öğrencilere sayısı- on olarak- söylense de ben zimnen bu sayının kat be kat üstünde olduğuna inananlardanım.90 yıllık bir ömürde toplamın ne kadar olacağını kestirmek zordur.
Müteveffayı en son Türk Ocağı'nın 100.Yıl dönümü kutlamaları sırasında görmüştüm.Bu dev Çınarın yüzündeki nuru,tavrındaki asaleti hafızamdan kelimelere dökmem çok zor.Bazı şeyler anlatılamaz, yaşanır. Ben o an yaşayanlardanım.
Vefat haberi,hem de Kurban Bayramı son gününe denk düşmesi tesadüf değil;bir hikmetin tecellisidir.Ben hayra yoranlardanım.Zaten Hoca Efendi'nin yaptığı konuşmada: İnsan oğlunun doğarken ağladığı, yakınlarının mutluluk sevincini örneklerken,Hakka yürüyen Dr. Yusuf Taşkıran Ağabeyimizin Cennet yolculuğuna gülerek gidişi ve bizleri ardında ,göz yaşlarımızı içimize akıtarak uğurlamamızı anımsatması tek tesellimizdi..
Umuyorum. Mesleğini , hasta sırtından paraya dönüştürenlerin oturup, vicdan yapmaları gerekmez mi?Geldikleri gibi gideceklerini hesap etmezler mi?Bu Muhterem insan, isteseydi her tür siyasetin her kulvarında kendine yer bulabilirdi.Ama O ,asla yüz vermedi.Behlül Dane olmayı yeğledi.Ebu zer hayatını tercih etti.Beş on yılda, Karunlaşanların,Mütrefinleşenlerin,fakir fukara deyip görgüsüzleşenlerin bu Muhteşem insandan alacakları çok dersler var !..
Samsun'da 70 yıllık hayatımda mesleği ile ün yapmış,ün kazanmış çok insan tanıdım.Ancak gönlümün Onur kürsüsüne kondurduğum iki Doktoru,anmadan geçemeyeceğim.Biri Doktor Adnan Omay'dır..İkincisi Doktor Yusuf Taşkıran ağabeydir...Her ikisine Allah'tan rahmetler diliyorum.Kederli ailesine ve yakınlarına,sevenlerine,dostlarına sabr-ı cemil ihsan etmesini diliyorum.
Ayrıca,Tabipler camiasına,Türkocağı mensuplarına bu acı kayıpları vesilesiyle taziyelerimi sunuyorum. Sevgili Dostum,Ülküdaşım Yahya Taşkıran'ın ve öğrencim Fazlı Taşkıran'ın yürek acılarını paylaşır,kendilerine sabırlar diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.