DÜN – BUGÜN TÜRKİYE
28 Şubat 1997 Türk tarihinde kara bir leke olarak yerini aldı.28 Şubat döneminde öğrenciydim. Özgürlüklere nasıl darbe vurulduğunu bire bir gözlemledim.
KTÜ,nispeten muhafazakar bir üniversitedir.Bir süre alınan kararlara direndi.Baş örtüsü ile girilemez kuralını öteleyebildiği kadar öteledi.97-98 döneminde KTÜ öğrencileri baş örtüsü ile ilgili bir sıkıntı yaşamadı.
1998 -1999 döneminde ise işler değişti.Artık kimse baş örtüsü ile okula giremiyordu.Baş örtülü arkadaşlarımız bir anda vatan haini muamelesi görmeye başlamışlardı.Bazı arkadaşlarımız okulu bıraktı.Bazıları başını açtı.Bazıları ise peruk takarak yasağı deldi. İnsanın geleceği ile çok rahat oynandığı karanlık günlerdi.Çok şükür geride kaldı.

28 Şubat hep eksik değerlendirildi.O karanlık günler sadece baş örtüsü yasağına indirgendi.Oysa o dönemde özgürlüklere darbe vurulmuştu.Baş örtülü giremediğiniz okula sakallı da giremiyordunuz. Çember sakal ya da top sakal fark etmez.Güvenlik  görevlileri utanmasalar tırnak kontrolü yapacaktı.
Ekonomik özgürlüklerin önüne büyük bir set çekilmişti.Paranın dini imanı olmaz diye bilirdik.Meğer varmış.Yeşil sermaye diye bir şey uydurdular.O kadar iktisat dersi okudum.Hocalarımın geneli profesördü.Onlar bize yeşil sermaye diye bir şey öğretmemişlerdi.
Ama ilginç bir dönemden geçiyorduk.Askerler,iktisadı profesörlerden daha iyi biliyordu!!! Ekonomik dengeler bozulur.İşsizlik artar.Kimin umurunda.Yeter ki yeşil sermaye olarak adlandırılan muhafazakar kesim yatırım yapmasın.

28 Şubat öyle her isteyenin istediği gibi yatırım yapamadığı bir dönemdi.Yeşil sermaye grubunda iseniz önünüz mutlaka kesiliyordu.
İstediğinizi istediğiniz gibi de yazamazdınız.Neyin,nasıl yazılacağına gazeteciler karar veremiyordu. Asker söyler,gazeteciler yazardı.Askerlerin söylediğini yazmayacak kadar cesursanız,başınıza gelebileceklere hazırlıklı olmalıydınız.

Sonra 2002 seçimleri geldi.Ak Parti tek başına iktidar oldu.Türkiye normalleşmeye başladı.Sermayenin önündeki engel kaldırıldı.Üniversitelere girişte baş örtüsü ve saç sakal sorun olmaktan çıkarıldı.
Hızla normalleşiyor.Gittikçe özgürleşiyorduk. Sonra bir şeyler oldu.Türkiye kaşıkla aldığı özgürlükleri kepçeyle geri vermeye başladı. 
Muhalif gazete ve televizyonların sesi kısıldı.İktidar,kendisine bağlı bir medya oluşturdu.Ak Parti yandaşı olmanın çok ötesinde, Ak Parti işçisi gazeteci ve televizyoncularla tanıştık.Haber alma özgürlüğümüz tarih oldu.Ak Parti söylüyor,gazeteciler yazıyor.

Bugün okullara baş örtüsü ile girilebiliyor.Ama ülkenin belki de başarılı okullarına rahatça gidemiyorsunuz. Çoğunuzu bu okullara gönderdiğiniz an etiketiniz hazır.’’Paralelci.’’
Yeşil sermaye kavramı bitti.İsteyen istediği yatırımı yapacak diyorduk.Muhalif sermaye diye bir şey türedi.Ak Parti’yi desteklemeyen her iş adamına açıktan baskı kurulmaya başlandı.                            

Yatırım yapabilmek için milletin a…. koyacak kadar iktidara bağlı olmalısınız.
Emri askerden alan hakim ve savcılar tarih oldu.Yerini partiden emir alan hakim ve savcılar aldı. Vicdan, bazı hakim ve savcıların kalbinde kendine yine yer bulamadı.

28 Şubat döneminde askere yaranmaya çalışan rektörlerin yerini,iktidara yaranmaya çalışan rektörler aldı.’’Bizimkiler yüzde yirmi çaldı’’ diyenler,baş tacı edildi.Bilim yine kimsenin umurunda değil.
İmam-Hatiplerin önünü tıkayan sekiz yıllık eğitim gitti.İmam-Hatipleri mecburi istikamet yapan on iki yıllık eğitim geldi.Üniversite sınavında sıfır çeken öğrenci sayısı sürekli artıyormuş.Dert mi, canım?
Devir değişiyor.Güç dengeleri değişiyor.Değişmeyen tek şey,güçlünün güçsüzü ezme,bazı güçsüzlerin güçlüye yaranma çabası…

Arada ezilen,kendi ülkesinde bir türlü özgür olamayan,taraf olmaya zorlanan,ne yapacağına, nasıl yapacağına başkaları tarafından karar verilen halk…
İktidarda kim olursa olsun,halkın haber alma,adil yargılanma,istediği okula gitme,istediği yatırımı yapabilme,düşündüğünü söyleyebilme,etiketlenmeden yaşayabilme özgürlüğüne sahip olduğu bir Türkiye özlemi ile…