Akşamcıların keyifleri gıcır olunca, alkolün etkisiyle çeneleri düşer, başlarlar atmaya...
Maksat muhabbet olsun..
Kimin ne dediği, ne anlattığının önemi yoktur...
Yerel siyasetçiler “festivale dönüştürülen” İftar yemeklerinde, iltifatı kendilerine zannederek davetliler huzurunda başlarlar atmaya...
Neylesin garipler bir tas çorba, iki tulumba hatırına katlanacaklar.
Ya baş sallayacaklar, ya el çırpacaklar...
Geçenlerde İktidar partisinin İl Başkanı bir iftar yemeğinde “Dünya bizi konuşuyor”demiş.
Laf bu. Altı üstü tamtakır...
Dünya dediği kim olabilir?
Haritaya bakmayın.Obama'nın ülkesi ABD, İngiltere, Almanya,Fransa, yani AB, Çin ve Rusya, gerisi üfürükten teyyare...
Peki, dünya bizimle ne konuşur?
Bizler için ne hayırlı mevzuu olabilir?
Meraklandım arşivimi taradım. İlginç notlar buldum...
Mesela; Mursi'den, Mısır'daki  askeri darbeden, Güneyimizde, Suriye Kuzeyinde  ikinci bir Kürt oluşumundan ” PYDden “rahatsızlığımızı dile getiren, dünyaya, hatta B.Milletlere, İslam ülkelerine esip kükreyen  Başbakan'ın işaret parmağını sallayarak meydan okuyuşunu konuşuyor Olabilirler mi?
Olamaz! Ya?.
ABD ve Pentagon demez mi, bu Türkiye'ye, R.T.Erdoğan'a de neler oluyor?
Adeviye'de ölenler 200 kişi, bırak yaralıları..
Yahu, biz Irak'ta 2 milyon Müslümanı katlettik.
2 tezkere çıkardınız...
Hava alanları, limanları kullandırdınız.
Askerlerimizin salimen dönmeleri için dua etmiştiniz?
Şimdi bu afra tafra niye?
AB 'gelince 2004 yılında “Bizi alın”diye kapımızda nöbet tuttunuz.
Biz Hırıstiyan kulübüyüz. Bizde faiz, zina, domuz eti serbest, gidin yasalarınızı bu kriterlere göre düzenleyin.
Azınlıklara haklar tanıyın. Lozan'ı yok sayın...
Cumhuriyetinizi katliamcı ilan edin,özür dileyin...
Devleti/Milleti dönüştürün, egemenliğinize, yeni ortaklıklar edinin...
Otonomlara bölünün. PKK ile İmralı canisi ile kucaklaşıp, helalleşin...
Bölünmeye Irak'taki gibi el  sıkışın, öyle gelin, sizi ucu açık süreçten “İmtiyazlı ortak” yapalım dedik, raporlar hazırladık.
Kabul ettiniz Başkent'te, zafer alayları düzenlediniz.Unuttunuz mu?
Şimdi kalkmış, Mısır'da ölenleri bahane ederek, bize demokrasi, insanlık nutku atıyorsunuz.
Siz kafayı mı sıyırdınız?
Bosna'yı ne çabuk unuttunuz...
8 yıl süren Irak, İran savaşını nasıl unutursunuz...
Kıbrıs Barış Harekatı'nda silah ambargosu uygulandığında uçağınızı kaldıracak benzin bulamazken size, savaş bitene kadar karşılıksız veren Kaddafi'nin,Yeşil Kitabı'nı elden düşürmeyen...
O günün mücahitleri, bugünün mütaahitleri adamın linç edilmesine ses çıkarmadınız...
Üstelik, bizimle ortak operasyonda rol aldınız.
Şimdi neler oluyor?diye aralarında konuşuyor olamaz mı?
Çin'e, Rusya'ya göz kırpıp, şark kurnazlığı ile AB'ye karşı Şangay 5'lisine girmek için  Putin'i kafa kola alma girişiminin işe yaramadığı hamlenin reel-politik yönünün olmadığı konuşuluyor olamaz mı?
Süleymaniye'de askerinin başına çuval geçirilirken el bağlayan...
Karabağ-Telefer katliamlarına sessiz kalan...
Kıbrıs'ı bir tarih uğruna, rumları  AB'ye aldıran...
Suriye tarafından düşürülen uçağın ve iki pilotunun hesabını soramayan...
Reyhanlı'nın katillerine ve arkasındaki destekçilerine gereken cevabı veremeyen...
Somali'deki can kayıplarına üzüntülerini belirterek kınayan...
El-kaide, El Şebap, PYD, Hamas, Açilciler, Hizbullah gibi sözde İslam terör örgütleri tarafından Türkiye'yi açık tehdid hedefi haline getiren, dört tarafımızı “sıfır dostluk “sınırıyla kuşatan, tüm dünya istihbarat örgütlerinin açık saldırı ve hedefi haline gelmiş durumdayken, dünya bizim neyimizi konuşuyor dersiniz?
Söyleyeyim...
Çaresizliğimizi, herşeyi elimize gözümüze bulaştırdığımızı...
Mısır'da sandık demokrasisi katledildi...
Tamam..12 Eylül darbesi ile bizde de katledildi.
Peki, 82 Anayasa'sı sandıktan çıkmadı mı?
General Sisi ile K.Evren darbeciyseler, kurulan hükümetlerin meşruiyeti yoksa, Özal'ın siyasi yasaklı Liderler ve partilerinin kapatılarak kazandığı seçimler nasıl demokratik oluyor?
Arkasında ihtilalin 5 Komuta Konseyi olunca, tek başına iktidar olunca nasıl halk iradesi oluyor.
Halkın seçtiği oluyor. Sevsinler mantığınızı.
Arap Baharı diye bugün yaşananları Türkiye 1980 öncesinde ağır bedeller ödeyerek yaşadı.
Bugünlere kadar geldik.
Dünya bunları konuşuyor.
Bizimkilerin yemek arasında konuştuklarını değil...