Merhaba Sevgili Okuyucularım;
    Her gününüz mutluluk, neşe ve huzur ile dolu olsun.Eğer bunu başarabiliyorsanız, ne mutlu sizlere
ve bizlere.
    Artık yaz geldi.Nisan yağmurları biraz geç bitiyor ama, biliyorsunuz Karadenizin en güzel yanı
yağmuru ve bol yeşilidir.İnsanlar kış boyu kapalı ortamlarda kalınca, yazın gelmesiyle kendilerini kırlara,
köylere, bahçelere, parklara atıyorlar.Velhasıl bol oksijen, bol yeşillik içinde daha da mutlu olmak istiyorlar.
    Kırda, bahda, bahçede mutlu olacağız derken, karşımıza kene korkusu, mikroplu sivrisinek, börtü-böcek
korkusu çıkıyor.Kendimizi korumaya alıyoruz.Çorap giyiyoruz.Çimlerde oturmamaya çalışıyoruz.Sık sık
kendimizi kontrol ediyoruz.Yani KORKUYORUZ.
    Biliyorsunuz! İki haftadır ÖSS-KPSS sınavı vardı.Önce ÖSS sınavından başlayalım.bu sınavı sorgulayalım.
Bu sınav ne için yapılıyor? Öğrenci dört - beş yılını ailenin, her türlü fedakarlığı ile okulunda okuyor, bin bir
sıkıntıyı çekiyor.Okuyan bir öğrenci ama, arkasında en az beş kişilik bir aile.Birlikte yokluk, özlem ve umut-
suzluk ile boğuşarak, bu beş yılı bitiriyor.Buğday tanesi kadar  bir ümidi olacak.Neden? Karşısında KPSS
sınavı var.Ya kazanamazsa? Ne olacak? Yine anneden, babadan harçlık mı alacak? Kendi parasını kazanama-
yacak mı? Kolay değil arkadaşlar.Hepimiz bu yollardan geçtik.Ama bu rezalet, nasıl bi rezalet.Diplomasını
alan gence, sen artık öğretmen,doktor,mühendis, hemşire oldun.Al sana diploma hayırlı olsun diyorlar.Birkaç
ay sonra, önce koskoca KPSS çıkıyor.Diplomalı gence, sen doktorsun ama, doktor değilsin! Öğretmensin ama,
öğretmen değilsin! Sınava gir, kazanırsan, ancak doktor, öğretmen,,memur olabilirsin, deniliyor.
   Bu hafta, işte o sınavada girdiler.Girdiler ama, matematik öğretmeni olan başarılı kızımız, sorular çok zordu
teyze diyorsa, matematik okumayan diğer memurlarımız, evlatlarımız bu soruları nasıl cevaplayacak.
   Sonuç mu ne olacak? İşsizler ordusu, çığ gibi büyüyor.Halbuki benim ülkemin evlatlarının, az öğrencisi olan
sınavlarda yetişmeleri, başarılı olmaları en doğal hakkıdır.Hastanelerde durum aynı.Penceresi bile olmayan bazı
muayenehanelerde, gün güneş görmeden akşama kadar yüz hastaya bakan doktor, ne kadar sağlıklı olabilir.Teşhisi
ne kadar doğru olabilir.Bu sıralama uzarda uzar.
   Lazın biri, kahvede otururken, yanına bir adam gelir.Ona, falanca birinin evini arıyorum, tanırmısın diye sorar.
Bizimki evet tanıyorum.Şimdi bak, ha böyle düz git, sonra sağa dön, ilk aradan sonra sola dön, ha daha çitme, çünkü
orası çıkmaz sokak der.
   Bizde oku oku büyü adam ol.Belli ÖSS'yi, belki KPSS'yi kazanırsın, diyoruz.BELKİ! Nasıl yani? KORKUYORUZ!
   Sayın büyüklerim; Sizleri bizler seçmek için sabahın köründe, dualarımızla oylarımızı atıyoruz.SİZİ BİZLER seçtik.
   Lütfen ne yapıyorsanız, istikbalimiz için yapın.Siyasetçi olmak ülke gezmek, yani yerler görmek, yeni yerler görmek
değildir.Mademki bu yola girdiniz, görevinizi bitirmeden uyumayın, dinlenmeyin, takipçi olun.Yani fırsatlar yaratın.Gidiş
çok kötü.Ya sabır!
                              Mutlulukla Kalın