Erkek ve kadın genetik kodlarının %99 dan fazlası aynıdır. Ya da başka bir şekilde söylersek; insan genomundaki 30.000 genden sadece  %1 den azı kadın ve erkek arasında farklılık gösterir. Yani; erkekler Mars'tan kadınlar Venüs'ten dedirtecek kadar zıtlığın  nedeni sadece yaklaşık 300 gendeki farklılıktır!

                Yapılan araştırmalar erkek beyninin kadın beynine oranla yaklaşık % 9 daha büyük olduğunu göstermiştir. Ve ne yazık ki bu yüzeysel bilgiye dayanılarak yıllar boyu kadın beyninin erkeğe oranla daha düşük kapasitede çalıştığına inanılmış. Oysa son çalışmalar diyor ki; iki beyin arasında ağırlık olarak fark var ama hücre  sayıları eşit. Yani kadın beyni, kompakt, sıkı ama asla erkek beyninden kalite olarak geri değil.  Tedavülden kalkan atasözlerine 'Kadının saçı uzun, aklı kısa'yı da eklemeli!

                Yine yapılan araştırmalar diyor ki; uniseks beyin diye bir şey yoktur. Doğduklarında kızlar kız olarak erkekler erkek olarak çoktan şekillenmişlerdir. Bunu farklı cins çocuk büyüten ebeveynler iyi bilir. Oğlum henüz bir yaşındayken yemek masasındaki ekmekleri bile araba yapardı ama kızım gıcır gıcır arabasıyla doğru dürüst oynamadı bile.

                 Kız çocukların beyni erkek çocuklara oranla yaklaşık 1 ya da 2 yıl farkla önde gelişiyor. Kızların sosyal, sözel ve ilişki kurma yetenekleri erkeklere nazaran yıllar önce gelişiyor.

                Kızlar sırayla oynamayı erkeklere oranla 20 kat daha fazla tercih ediyorlar ve oyunları sevecenliğe ve iletişime daha fazla yatkın. Oysa,  erkek çocukları vurdulu kırdılı oyunlara daha düşkün.

                Erkek bireyler özgüvenlerini, bağımsız olabilme yeteneklerinden kadınların özgüvenleri ise başkalarıyla yakın ilişkiler kurabilme becerilerinden kaynaklanıyor.

                Kadınlarda gözlenen depresyon oranı,  erkeklerin yaklaşık iki katı.  Ancak,  ilginç bir şekilde bu oran çocukluk çağında her iki cinste de  eşit. Ergenlik işin içine karışınca bu oran kadınların aleyhine artıyor.

                Ergenlik çağına giren genç kızlar okulda, evde, telefonda hiç susmadan saatlerce konuşurken erkekler birden bire yabancılaşıyor, odalarından çıkmıyor, yetişkinlere karşı tedirginleşiyorlar.

                Kadın beyninin işitme ve dil merkezinde erkek beynine oranla %11 daha fazla beyin hücresi var. Bu kadınların neden çok daha fazla konuşmaya ihtiyaç duyduğunu açıklıyor. Erkeklerse cinsel eğilimler, saldırganlık ve bezeri eylemler için beyinlerinde kadınlara kıyasla 2.5 kat daha büyük bir alanı kullanıyor.

                Bebelikten yaşlı bir birey oluncaya kadar hormonların azlığına, çokluğuna ya da belirli aralıklarla belirli seviyelerde olma düzenlerine göre erkek ve kadın beyni farklı çalışıyor. Belki aynı sonuca varıyor ama tamamen farklı yollar izliyor. Amerikalı Nöropsikiyatr Prof. Dr. Louann Brizendine'nin Say yayınlarından çıkan 'Kadın Beyni' ve 'Erkek Beyni' kitaplarının ışığında, bir sonraki yazımda kadın ve erkek beyni içinde gezintiye ne dersiniz?