Gelecek atölyesi,sevk zinciri
Samsun Tabipler Odası Başkanı Uzm..Dr. Cem Şahan,geçtiğimiz hafta sonu İstanbul"a Aile Hekimliği ve Hekim Emeği ile ilgili olarak yapılacak Çalıştay"a gideceğim dedi. Bende geriye döndüğünüzde sonuç bildirgesini Samsun kamuoyuna duyuralım dedim. Tabipler Odası Başkanı Uzm.Dr. Cem Şahan İstanbul"dan döner dönmez ayağının tozuyla hemen sonuç bildirgesini hazırlayıp Samsun kamuoyuyla paylaşmamız için bana gönderdi. İlerleyen günlerde aylarda ve özellikle yılbaşından sonra sağlık adına hem halkımız hem de hekimler o kadar çok sıkıntı çekecekler ki işte bu konuya ışık tutacak olan, AH Aile Hekimliğine geçen illerin Tabipler Odası başkanlarının sunumlarını da bizleri aydınlatacak bilgilerle dopdolu. Hafta sonu İstanbul"da İstanbul Tabip Odası"nın düzenlediği HEKİM EMEĞİ çalıştayına katıldım. Emeğin neoliberal kıskaca alındığı bir dönemde hekim emeği konusunun Türkiye"de emeğe yaklaşımdan ayrı ele alınamayacağı gerçeği bir kez daha vurgulandı. Somut ve soyut bir emeğin maddesel ve insancıl bir karşılığı ancak insancıl yabancılaşmanın yok edildiği ortamlarda geçerli olabilir. Hekim Emeğini yazmak için bir düşünürken Samsun"uda bekleyen bir Sağlık hakkı kaybı ile Denizli ve Isparta tecrübesini aktarma zorunluluğu doğdu. Bildiğiniz gibi 1 Ocak 2009 da Samsun"da SEVK Zinciri başlayacaktadır. Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) çerçevesinde 1 Kasım"dan itibaren Sevk Zinciri Pilot Uygulaması"na geçilen Denizli ve Isparta"da, sağlık hizmetlerinde büyük sorunlar yaşanmaktadır. Aile hekimliğinde Sevk Zinciri Pilot Uygulaması"na geçilen Denizli ve Isparta"da 1 Kasım"dan bu yana yaşanan gelişmeleri Denizli Tabip Odası Başkanı Dr. Ersin Çağırgan ve Isparta-Burdur Tabip Odası Başkanı Metin Aydın aktardılar:
Denizli Tabip Odası Başkanı Dr. Ersin Çağırgan: Aile hekimlerinin poliklinik sayılarında yüzde 100"e varan oranda artış görüldü. Daha önce günlük 50-80 hasta muayenesi yapılan aile hekimliği polikliniğinde 120-180 hasta bakılmaya başlandı. Aile sağlığı merkezlerinde uzun kuyruklar oluştu. Bu 6 gün içinde aile hekimlerinin sevk oranı yaklaşık yüzde 35"lere ulaşmış durumda. Bir aile hekimi ve bir aile sağlığı elemanı ile hem poliklinik hizmetleri, diğer hizmetler, koruyucu hekimlik hizmetleri verilmeye çalışılıyor. Öte yandan devlet hastaneleri polikliniklerinde yüzde 40-50"lere varan bir azalma söz konusu oldu. Sevksiz gelen hastalara bakılmıyor. Hekimlerin doldurmak zorunda olduğu evraklarda artış var. Örneğin endokrinoloji uzmanına sevk ile gelen hastaya endokrin uzmanı yok ise dahiliye uzmanı bakamıyor. Hastane acil servislerinde bakılan hastalar için acil hasta değerlendirme formu dolduruluyor. Bu forma hastanın geliş şikayeti, muayene bulguları, laboratuar-radyoloji bulguları, ön tanı yazılıyor. Forma ve yazılan reçeteye acil kaşesi vurulması isteniyor. Acil kaşesi vurulmayan reçete içeriği eczane tarafından karşılanmıyor. Acil kaşesi vurulması için eczacı tarafından hekime geri gönderiliyor. Hekim-hasta arasında istenmeyen tartışmalar yaşanıyor. Acil servislerde hasta artışı gözlenmedi. İlçe hastanelerinde azalma olan yerler var. Üniversite tıp fakültesi polikliniklerinde yüzde 30 oranında azalma var. Özel hastanelerin baktığı hasta sayısı yarı yarıya azalmış durumda. Hastalar uygulamaya son derece tepkililer. Sevk uygulaması yerel gazetelerde ise sevk eziyeti başlığıyla haber oldu.
Isparta-Burdur Tabip Odası Başkanı Dr. Metin Aydın: Isparta"da aile hekimliği pilot uygulaması halen devam ederken ve sonuçları henüz alınmamışken bir başka pilot uygulama olarak sevk sisteminin başlatılmasını biz tabip odası olarak anlayamıyoruz. Bir başka anlayamadığımız nokta da Isparta halkının ve sağlık çalışanlarının neden ısrarla bu kadar denemeye tabi tutulduğu. Normalde aile hekimliği uygulaması ancak tüm Türkiye"de uygulamaya başlandıktan, eksiklikler giderildikten sonra sevk zinciri uygulamasına geçilmesi gerekir. Bu gerçek ve doğrular ortada iken ısrarla Isparta"da sevk zinciri uygulamasına geçildi. Bu uygulamanın başladığı ilk günden itibaren hastalar perişan olmaya başladılar, sağlık kurumlarına ulaşmada bin bir türlü engellerle karşılaşır hale geldiler. Sabahın köründe sevk almak için yollara düşen hastalar aile hekimliklerinde aşırı kalabalığa sebep oluyor, bu da aile hekimlerinin sağlık hizmeti vermelerini imkansız hale getiriyor. Aile hekimlerinin iş yükü yüzde 100 arttı, günde 100-150 hasta bakar hale geldiler. Hastaların çoğu sevk için başvurduğu için hastaların da yüzde 70-80"i sevk ediliyor. Bu aşırı yoğunluk normalde aile hekimine muayene olmak isteyen hastaların muayene olma imkanını da ortadan kaldırıyor. Bu sevk zinciri uygulaması ile aile hekimleri adeta birer sevk memuru haline geldiler. Sağlık ocaklarının kapatılması ve aile hekimliğinin başlaması ile koruyucu sağlık hizmetleri terk edilmiş ve tedavi edici sağlık hizmetleri ön plana çıkarılmıştı. Şimdi uygulamaya başlanan sevk zinciri ile aile hekimliğinde tedavi edici hizmetler de bir kenara itiliyor. Buraları sadece sevk yapan kurumlar haline getiriliyor. Bu mevcut sevk uygulamasından ne hastalar, ne sağlık çalışanları, ne de sevk nedeni ile hasta bakmaları engellenen 2. ve 3. Basamak sağlık kurumları memnun. Bu uygulamada ısrar edilmesi bu sağlık kurumlarının geleceği konusunda da sıkıntılar yaratacaktır. Samsun Sağlık Kamu yönetimi ve tüm sağlık meslek odaları , sendikalar, dernekler bu konuda planlama yapmak zorundadır. Samsun Tabipler Odası başkanı ve diğer oda başkanlarının da bu acil çağrısına bizlerde kulak vermeliyiz diye düşünüyorum. Ben kendi adıma ve ailem adıma sağlık konusunda o kadar çok endişeliyim ki sayfalar yetmez yazmaya ve okumaya. Sağlığımıza sahip çıkalım
.! Mehmet Özdemir