GIYBETİN GÜNAHI
İslam âlimlerinin kitaplarında bulunan hadis-i şerifler için uydurma demek çok tehlikelidir. Çünkü Allahü teâlânın ve Resulullah'ın "sallallahü aleyhi ve sellem" övdüğü âlimlere gölge düşürmek, itimadı sarsmaya yol açar. Bu da, dinin yıkılmasına sebep olur. Bu yüzden hadis-i şeriflere inanmayan zındıklar, (Yalnız Kur’an) diye ayrı bir yol tutmuşlardır. Hepsi de (Kur’ana uyalım) diyor, ama hepsinin Kur’andan anladıkları ve tuttukları yol farklıdır. Hangisinin söylediği Kur’an-ı kerime uygun? Sonra niye Resulullah efendimizin açıklamasını beğenmeyip de kendileri âyetlere yorum getiriyorlar?
(Uydurma hadis) demek, uydurulan bir söze, (Bunu Allah Resulü söyledi) diyerek Peygamber efendimize iftira etmektir. Bunu, en günahkâr Müslüman bile yapmaz, nerde kaldı ki hâşâ İslam âlimleri yapsın! Hadis uydurmanın cezasının çok büyük olduğunu bilmeyen âlim olmaz. Bunun için hiçbir İslam âliminin kitabında uydurma hadis olmaz. Şu meşhur ve mütevatir hadis-i şerifi hangi âlim bilmez ki?
(Kasten hadis uyduran, Cehennemdeki yerine hazırlansın!) [Buhârî, Müslim, İbni Mâce, Tirmizî, Beyhekî, Ebu Nuaym, Bezzar, Hâkim, Ukaylî]
Muhammed Hâdimî hazretleri, zina ile ilgili bu hadis-i şerifi şöyle açıklamaktadır:
Bu zina, kadın nikâhlı olmadığı ve hiçbir yakını tarafından ayıplanmadığı zamandır. Böyle değilse, sadece tevbe kâfi gelmez. Çünkü o zaman, işin içine kul hakkı da karışmış olur. Tevbeyle birlikte helâlleşmek de gerekir. Bu da ancak İmam-ı Ebu Yusuf'un kavline göre genelleştirme yoluyla yani zina ettiğini açıkça söylemeden helâlleşme olur. Fetva da böyledir. Helâlleşmek için, zina edenin, zina ettiği kadının yakınlarına, (Âhirette davacı olmaman için, senden bütün haklarını bana helâl etmeni talep ediyorum) demesi gerekir. Çünkü açıkça zina ettiğini söylese, fitneye, fesada yol açabilir. (Berîka)
Gıybet etmemeli, edene mani olmalı
Sual: İnsanlarda var olan hata ve kusurları, onların ardından söylemekte, başkalarına bunları anlatmakta dinimiz açısından bir mahzuru var mıdır?
Cevap: Gıybet, bir Müslümanın veya gayr-i müslimin gizli bir kusurunu, arkasından söylemektir. Gıybet etmek haramdır, büyük günahlardandır. Bir kimseyi kötülemek gıybet olur. Gıybet ve iftira söylemek, büyük günah olduğu gibi, bunları dinlemek de haramdır.
Gıybet, insanın sevaplarının azalmasına, başkasının günahlarının kendisine verilmesine sebep olur. Bunları, her zaman düşünmek, insanın gıybet etmesine mani olur. Gıybet, üç türlüdür:
Birincisinde, ben gıybet etmedim, onda bulunan şeyi söyledim, der. Böyle söylemek, küfür olur. Çünkü, harama, helal demiş olur.
İkincisinde, gıybet olunana duyurmaktır. Büyük haram olur. Tevbe etmekle affedilmez. Onunla helallaşmak da lazım olur.
Üçüncüsünde, gıybet olunanın bundan haberi olmaz. Tevbe ve istiğfar etmekle ve ona hayır dua etmekle affolur.
Yanında gıybet yapıldığını işiten kimse, buna hemen mani olmalıdır. Hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Din kardeşine, onun haberi olmadan yardım eden kimseye, Allahü teâlâ dünyada ve ahirette yardım eder.)
(Yanında, din kardeşine gıybet edilince, gücü yettiği halde ona yardım etmeyen kimsenin günahı, dünyada ve ahirette kendisine yetişir.)
(Bir kimse, dünyada din kardeşinin ırzını korursa, Allahü teâlâ, bir melek göndererek, onu Cehennem azabından korur.)
(Bir kimse, din kardeşinin ırzından bir şeyi korursa, Allahü teâlâ, onu Cehennem azabından korur.)
Gıybet yapılırken, orada bulunan kimse, korkmazsa, söz ile, korkunca, kalbi ile ret etmezse, gıybet günahına ortak olur. Sözünü kesmesi veyahut kalkıp gitmesi mümkün ise, bunları yapmalı. Eliyle, başıyla, gözüyle men etmesi kâfi gelmez. Açıkça, sus, demesi lazımdır.
Gıybet etmenin kefareti, üzülmek, tevbe etmek ve onunla helallaşmaktır. Pişman olmadan helallaşmak, riya olur, ayrı bir günah olur. Ölmüş olanı ve gayr-i müslimi gıybet etmenin de, haram olduğu İbni Âbidînde yazılıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.