GÖKTEN GELEN KİRAZLAR
Bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar bir ülkede sakalı uzun aklı bir hükümdar yaşarmış. Her aklına eseni hiç düşünmeden yaparmış.
Günün birinde canı kiraz istemiş. Başveziri acele yanına çağırıp "Kiraz mevsimi geldi mi?" diye sormuş. Başvezir "Geldi hükümdarım" demiş. Hükümdar "En güzel kirazlar da Şam kentinde yetişir." demiş. Başvezir "Öyledir hükümdarım" diye yanıtlamış.
Bunun üzerine karşılıklı söyleşi şöyle sürmüş:
"Bilirsin kirazı da çok severim"
"Bilmez olur muyum sultanım"
"Hemen yol hazırlıkları başlasın. Şam'a kiraz yemeye gidiyoruz"
"Fakat hükümdarım. Bu uzun bir hazırlık gerektirir. Dört beş bin kişilik askerle yola çıkılacak. Bu hem size yorgunluk verir. Hem devlete büyük gider açar. Kirazları saray bahçesinden toplatsak olmaz mı?"
Başvezir ne kadar dil dökmüşse sakalı uzun, aklı kısa hükümdara söz anlatamamış. Sonra bir akıl düşünmüş. Hükümdarı oyalayıp Şam'dan kirazı başka yoldan getirtecekmiş. Yol hazırlığı bahanesiyle birkaç gün izin istemiş. Vezir aklına geleni yapmaya koyulmuş. Bir çift posta güvercin yakalatıp Şam valisine şöyle bir emir uçurmuş.
"Hemen 120 adet posta güvercinin bacaklarına birer çift kiraz bağlatıp başkente yola çıkartın. Kirazlar birkaç gün içerisinde hükümdarın saray bahçesinde olacak.."
Şam valisi bu emre önce şaşırmış. Sonra denileni yapmış. Şam kentinin bahçelerinde yetişen en güzel kirazları toplatıp posta güvercinlerinin bacaklarına birer çift bağlatarak hükümdar kentine uçurtmuş.
Posta güvercinleri alışık oldukları üzere şaşırmadan havadan hükümdarın bulunduğu kent üzerine varmışlar. Başvezir günlerdir posta güvercinlerinin yolunu gözlermiş. Onları görünce sevinç içinde hükümdara koşmuş. "Hükümdarım! Canınızın çok çektiği kirazlar Şam'dan geliyor" diye bağırmış.
Az sonra posta güvercinleri patır patır saray bahçesine inmişler. Vezir elinde koca sepetle koşmuş. Güvercinlerin bacaklarından kirazları toplayıp hükümdarın şaşkın bakışları arasında önüne koymuş. Böylece hem hükümdarı hoşnut etmiş. Hem orduyu uzun yolculuktan kurtarmış. Devlete de gereksiz yere masraf yaptırmamış. Böyle devlet adamı bizim başımıza.
Bir zamanlar Dışişleri Bakanlarından Çağlayangil canı istedikçe İran'ın meşhur yoğurtlu sarmısaklı mantısından devletin uçağını kaldırtarak günübirlik getirtirmiş. Başbakan Çiller de ta İspanya'ya Türk Hava Yolları uçağını uçurtur, cinsini çok beğendiği şaraptan ve yerli yemeklerden günübirlik olarak getirtirmiş. Devleti böyle zrarar uğratmaları umurlarında bile değilmiş. Ya şimdikiler? Orasını gözlemlemek yürek ister.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.