GÖZ BAKAR ,GÖRMEZSE NE DENİR?

 Osmanlı'yı çöküşe hazırlayan sebepler çeşitlidir: Ama ,en önemlisi toplumda yozlaşma ve çürümeyi hızlandıran iki hastalıktan söz edilir: -liyakat ve sadakatın yerine hakim olan meziyet-Dalkavukluk ve jurnalcilik.Bu iki hastalık günümüzde kariyer ve liyalatın yerine geçmiştir.

Bir haftalık yerel haberleri taradım.Sadece biçim ve yöntem değişikliğine tanık oldum.Aynı hastalık, kurumsallaşmış, sektörel kimlik kazanmış.Halkı kandırmak,yanlış bilgilendirmek,kafa karıştırmak, umut tacirliği yapmak,doğru haber almayı engellemek , postmodern işlev üstlenmiş. İsimleri/ sıfatları değişik olsa da ;tutum ve davranışları ortak.Yağcılık,gaz verme, abartılar, temelsiz/ sloganik söylemler ,günlük siyasetin argümanı olmuş.

Sözgelişi ,Atakum Belediyesi'ni ziyaret eden Vakıflar Bölge Müdürü'nün”Atakum'un isminin tüm Türkiye tarafından bilindiğini,Samsun denilince ilk akla gelen İlçe Atakum,olduğu”iddiası aynı türden.İnsan sormadan edemiyor. Atakum'u bu denli ,popüler yapan nesi?!Atakum Belediyesi Satranç Klübü Derneği'(!)nin uluslararası bir başarısı mı var?Hiç duymadık.O zaman “Kent Konseyi Gençlik Meclisi” nin slogan yarışmasına;”İlk bakışta fark edilecek güzellikler“i gösterme çabasına ne gerek var?

“Kent Meydanı”olmayan,tüm yönetsel birimleri ile birlikte bir “Kent Yönetim” binası olmayan bir ilçe'nin gelişmişliğinden,güzelliğinden,tarihi kültürel geçmişinden söz edilebilir mi?Doğru dürüst bir Spor kompleksi yok.Denize uzatılmış ahşap köprünün nostaljik görselliği tartışılır.Sahili boydanboya sınırlayan- Kıyı imar mevzuatına aykırı yapıları kurtarmak için ” geçirilen yolun,orijinalitesi var mı?Yok.İlçenin yokları daha fazladır.Havadan raylı sistemin İlçe'yi ne hale getirdiği,ne tür olumsuzluklara gebe olduğu ani bir “elektrik kesintisi”nde görüldü.Eğer,bu zamana kadar İlçe'ye bir Kongre Merkezi,bir Kent meydanı,bir Kent Anıtı,Sosyal/kültürel yaşam kalitesini artırıcı yeni Merkezler,Turistik konaklama tesisleri yapıl(a)mamışsa abartılı sözlerin samimiyetini sorgularım. Sorumluluk alanı içersinde 35 yıllık “Üniversite'yle entegre olun(a)mamışsa ,birkaç söz hakkımız olacaktır,elbette.Yapsatçıların beton yığınları gelişmişlik ölçüsü olamaz. Esnafı bitiren AVM ve marketler zincirinin “yatırım aracı”sayılması savunulur yaklaşım değildir.Sağlık kuruluşları OMÜ,Belediye Binasısı,önceki Yönetim(ler)in mirasıdır; Çünkü, göz, önce onları gördü..

Yerel Yöneticilerin “Şaha kalktık”,kanatlandık “Uçuyoruz” İlçe'yi ”50 yıl ileriye götürdük”lafları vatandaşı “ahmak” yerine koymaktır.Belediyelerin slogan,tanıtım logoları yarışmaları ,bırakıp hizmete yönelmeleri gerekir.-ki ödül adı altında bir işçinin bir yıllık maaşını sokağa atmak “akıl karı değildir.Başkanların afişleri bilborglarda var,kişisel reklam yerine ,daha yararlı hizmetler yapılabilir.Samsun'da boşa harcanan paraların “anıtları” mezarlıkları doldurur. 50.Yıl ,İlk Adım Anıtı'nın nerde olduğunu bilen var mı? 80. yıl /100. Yıl Marşı'nı duyan var mı?Yerel yöneticiler pek çok Belediye'de olmadığı iddia edilen “Uzman kadro'nun ürettiği (!) mükemmele yakın projeleri”ni vatandaşa kanıtlamalıdır.Neyse.

Gelelim ikincisine.Kapitalizmin doğal sonucu bir zümrenin zenginleşmesidir.Soyguncu serbest piyasa ekonomisinin,seçkinci yeni türedileri her dönem ortaya çıkar.”Elitist dolanım”teorisinin gerçeğidir bu.Yeni düzenin savunuculuğuna soyunmaları da doğaldır.Bunlar herzaman iktidarlara yakın olmuşlardır.Sistemin gücü,paranın patronu ile dostturlar.Kavgaları sunidir.O yüzden türediler yeni sistem tanzimcilerinin gönüllü “sözcülüğünü” yaparlar.Son Merkez Bankası verilerine göre : Zenginler klübünün 2004 yılı Yurt dışı -uzun vadeli kredi borcu- 36 Milyar 852 milyar dolar iken, 2011 yılında borç ,127 Milyar 212.8 milyon dolar seviyesine ulaşmış. Samsun'a düşen pay bilinmiyor. Ancak,Samsun'u Yönetenler, yağmur duasına çıkar gibi dışardan “Yatırımcı” çağırdıkları biliniyor.Hatta “Samsun'u Uçuracak”,yeni müjdeler veriyor.Mesela,S.STO Başkanı'nın deyimiyle “Ulusal Yatırım Programı'na aldırılan(!)53 milyon avroluk proje!!!Adı ”Lojistik Merkez Projesi”imiş! Elhamdülillah! Merkez Projelere doyduk.10 yıldır Samsun pek çok şeyin Merkezi oldu.Sağlık Merkezi oldu.,Spor Merkezi oldu,Kongre/Kültür Merkezi oldu,Enerji Merkezi oldu.Turizm Merkezi oldu..Oldu da oldu. Maşallah,hepsi birer “Çılgın Proje!” ... Ama, kimsenin yılda kaç kişinin Samsun'u terk ettiğinden,köylerin boşaldığından haberi yok.STSO Başkanı ,53 milyon Avroluk projeyi”Bu zamana kadar Samsun'a yapılan 53 milyon avroluk bir yatırım BEN BİLMİYORUM” derken ,yaşı gereği olsa gerek.Kendisinin uçurtma uçurduğu dönemde yapılan yatırımları bilmemesi doğaldır. Ancak,bugünkü İktidarın 10 yılda satmakla bitiremedikleri yatıımları bilmemesi anormal kaçıyor. Kızılırmak ve Yeşilırmak üzerindeki barajları,Demiryolları,liman ve Tekel binalarını Azot ve Bakır'ı yatırımdan saymaması mümkün mü?”On bin milyon baloncuk”, çocuk hesabı değil bu,hesap bilmemekten kaynaklanıyor.Ama , mevcudun keyfi için geçmişi yok saymak,af buyurun, nankörlük sayılmaz mı?Göz bakar, görmezse ne denir,acaba?


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Anayol Arşivi
SON YAZILAR