Günaydın
Günaydın sabah!...
Umudumuz günün geçmesi.
Gözünü açtığında düşünmek istemediğin ne kadar düşünce varsa alacaklı gibi beyninin bir köşesinde seni hazır beliyor buluyorsun kendini
Odamın denize bakan pencerenin tüllerini açıyorum sonuna kadar tüm güzellikler balkon kenarında ki yenidünya ağacının dallarında ki kuşlarının cıvıltılarında, denizde dalgalar kavga içinde, güneş doğmak bilmiyor anladım ki yorgun dinleniyor bulutlar ardında bu şehri ısıtmayacak bugün
Seyrederken pencerenin dışında kalan yaşamı biraz buruk biraz üzgün biraz da güçlü hissediyorsun kendini. Yapmak istediğin o kadar çok şey var ki. Ama bu mecburiyetler, yapman gereken tek şey üstünü giyinip yola koyulmak.
Herkesin yapmak istediği bir şeyleri olmalı.
Küçük çocukların büyüyüp adam olma ya da o gün çikolata, şeker yeme hayali. Büyüklerin hayalleri daha acımasızca belki de çocuk yüreklerini yitirdikleri için olmalı bir çocuğu yüreğinde yaşatan çok az insan var.
Günaydın sabah sana da günaydın ey güler yüzlü yüzüm sevdiğim canım sana da günaydın. Bu sabah gazete manşetleri ölümlerle dolu sebepli sebepsiz birileri birilerini öldürüyor şehirlerde. Yaşamak hakları değil mi diye düşünüyorum, herkesi bir öfke kin nefret sarmış intikam peşinde bir taraf magazin kim nerede kiminle ucuz yaşamlar en iyisi sen cici kaldır şu gazeteyi bir rafa kayda değer olmalı bu sabah her şey.
Çalışarak unutabilirim kötülükleri
Adımlarımı atarken iş yerime bir yanda duyduğum en güzel ses kulağımda olmazsa olmazım diyorum.
Günaydın arkadaşlar !.. Odama adımı atarken büyük umutlarda bir bir dökülmeye başlıyor tıpkı yaprak gibi umutlar. Bu kolay olmamalı diyorum bu kadar kolay olmamalı mutluluğumun bozulması.
Sen sağlıkçısın sen iyileştiricisin sen şifa sen tedavisin. Senin üzgün olma gibi bir lüksün yok. Herkese her şeye yetmelisin dilinde tüy bitene kadar anlatmalısın, sen özel hastanede çalışıyorsun sen özelsin, herkes özel.
Tekerlekli sandalyede acı çeken insana öncelik veriyorsun sırasını bekleyenden azar işitiyorsun.
Anlatıyorsun anlatamıyorsun anlamıyorlar.
Günaydın teyze, amca benim teyzem amcam değilsin ama insansın, sen kurnazlığı bilmiyorsun sen toprak dan ekmeğini çıkaran Anadolumsun sen üretensin, sen bir kelimede bin türlü oyun arayan değilsin. Mertlik senin yaşadığın köylerde kaldı şehirler insanları yutuyor. Hangi oyunun nasıl oynanacağını bilmezsin sen toprağa ne ektiysen onu biçeceğini bilensin.
Bor verdim her seferinde her şeyi boş verenlere.
Günaydın herkese sözün bittiği yerde!...