Her şeyin zamanı vardır

Günümüzde moda diyetlerde bize söylenen genelde en sağlıklı yemek için günün kesin bir zaman diliminde yememiz gerektiğidir. Bu gerçekten doğru mu yoksa bir şehir efsanesi mi? Çoğumuz için yemek saatimiz; çalışma programlarımız, açlık seviyemiz, aldığımız ilaçlar ve hatta ailemizin, arkadaşlarımızın boş olduğu zamanlar gibi sayısız faktör tarafından belirlenir.

Hal böyle olunca günlük hayatın akıcı doğası gereği, her gün kesin bir zaman diliminde yemek bizi bir hayli zorlayabilir. Yine de bu, yemek zamanlarının önemli olmadığı anlamına gelmez. Hatta araştırmalar, günün hangi saatinde yemek yediğimizin ve öğünler arasında geçen sürenin sağlığımız üzerinde derin etkileri olabileceğini gösteriyor.

Birçoğumuz ne yediğimizin ne zaman yediğimizden daha büyük bir etkiye sahip olduğunu düşünse de, çalışmalar vücudumuzun yiyecekleri günün çeşitli saatlerinde farklı şekilde sindirdiğini göstermektedir. Aslında bu, 24 saat boyunca uyku-uyanıklık modellerimizi yöneten bir döngü olan sirkadiyen ritimle ilişkilidir.

Başka bir deyişlesirkadiyen ritim, vücudun iç saatidir ve öncelikle vücuttaki değişikliklere tepki verir. Tanımın başında söylediğimiz gibi çoğumuz sirkadiyen ritmin sadece ne kadar yorgun veya uyanık hissettiğimizi etkilediğini düşünürüz ancak sirkadiyen ritim aynı zamanda vücuttaki yeme ve sindirim dahil diğer fiziksel, zihinsel ve davranışsal süreçleri de etkilemektedir.

Evet, yeme zamanları sirkadiyen ritmi etkiler. Bu nedenle, bazı bilim adamları tam olarak ne kadar olduğundan emin olmasalar da, yeme alışkanlıklarımız ve sirkadiyen ritmimizin sürekli etkileşim halinde olduklarını ifade etmektedir. Hatta araştırmacılar, sirkadiyen ritimle yeme zamanları, kilo durumu, hatta obezite ve diyabet gibi metabolik durumların ayırt edici özelliği olan insülin direnci arasında ilişkiler bulmuşlardır.

Örneğin, vardiyali çalışan bir meslek grubu olan polis memurlarında yapılan bir araştırma, memurların gece vardiyasında gündüz vardiyasına göre daha fazla kalori tükettiklerini ortaya çıkarmıştır. Diğer çalışmalar, gece vardiyalarını; düzensiz yemek kalıpları, daha düşük diyet kalitesi ve metabolik risk faktörlerinde artış ile ilişkilendirmiştir.

Günden güne tutarlı bir yemek programı sürdürmek, kilo kaybı, enerji artışı ve kronik hastalıklar için metabolik risk faktörlerinde azalma ile bağlantılıdır. Yine de, her gün aynı saatte yemek her zaman mümkün olmayabilir, bu nedenle yemek zamanlarında herkese uyan tek bir yaklaşım benimsememek en iyisidir. Bununla birlikte genetik farklılıklar da vücutta yemek zamanlarıyla etkileşime giren sirkadiyen ritimlerin nasıl düzenlendiğini büyük ölçüde etkiler.

Bu nedenle, herkes için tek bir en iyi yemek zamanı programı yoktur ve sizin için en iyi yemek zamanlarını keşfetmek biraz deneme yanılma gerektirebilir. Ancak, bazen bazı bireysel faktörleri de göz önünde bulundurmanız gerekebilir: Birçok ilaç yemekle birlikte zamanlanmalıdır ve ne zaman yemek yemeniz gerektiğini belirleyebilir. Diyabet gibi durumlarda uygun kan şekeri seviyelerini korumak için günün belirli saatlerinde yemek yemeniz gerekebilir.

Yemek saatlerimizi genellikle iş programlarına ve kişisel yükümlülüklere göre planlarız. Bu, ideal olarak istediğinizden daha erken veya daha geç yemek anlamına gelebilir. Bu durumda, tutarlılığı korumak sirkadiyen ritminizdeki kesintileri sınırlamaya yardımcı olabilir.

Akşamın ilerleyen saatlerinde yemek yemekten başka çarenizin olmadığı günlerde, küçük, besin açısından yoğun ancak basit öğünler seçmek sindirime yardımcı olabilir ve sirkadiyen ritim bozulmalarını sınırlayabilir.

Yemek saatleriniz muhtemelen günden güne dalgalanacaktır. Günün planladığınızdan farklı bir saatinde olsa bile, içgüdülerinize güvenmeniz ve acıktığınızda yemek yemenize izin vermeniz önemlidir. Fakat burada yeme isteğinizin gerçekten açlıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamanız önemlidir. Örneğinstres kaynaklı bir yeme durumu olacaksa yemeye yönelmek yerine, stres kaynağından uzaklaşmak ya da farklı bir işle meşgul olmak gibi çözümler arayın.

Mümkün olduğunca tutarlı bir yemek programı tutun, böylece vücudunuz kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeğini ne zaman bekleyeceğini bilir. Programınız her gün değişiyorsa, bir yemeğin beklemesi gereken zamanlar için elinizin altında sağlıklı atıştırmalıklar bulundurun. Arabada bir soğutucu bulundurun veya iş yerinde buzdolabında yiyecek saklayın. Öğleden sonra veya gece vardiyasında çalışıyorsanız, aynı yeme rutini kurallarını uygulayın, yemeklerinizi dört ila beş saat arayla yiyin. Çoğu bilim adamı tarafından halen günün en önemli öğünü olarak görülen kahvaltı, gece uzun süreli bir açlıktan sonra günün ilk öğünüdür.

Bazı insanlar, sabah kalktıktan sonraki ilk birkaç saat içinde kahvaltı yapmayı şiddetle düşünürken, diğerleri ilk öğünlerini yemek için iştahlarının daha yüksek olduğu günün ilerleyen saatlerine kadar beklemeyi tercih eder. Kahvaltıyı atlayıp öğle yemeğiyle birleştirme gibi düşünceler öğle yemeğinde daha fazla kalori ve genel olarak daha az besleyici gıda alımına neden olmaktadır, bununla birlikte günün geri kalanında daha fazla besin alımına da yol açabilir.

Ayrıca yapılan çalışmalarda günün daha erken saatlerinde daha kalorili şeyler tüketmenin akşam tüketmeye kıyasla kilo vermeye daha iyi katkı sağladığı bulunmuştur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuğba Tonya Arşivi
SON YAZILAR